Velayetin kaldırılması veya ebeveynlerden birinden alınarak diğerine verilmesine, yahut kaldırılan velayetin iadesine ilişkin davalardaki yetki konusunda, Türk Medeni Kanununda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki "çekişmesiz yargı ile" ilgili genel yetki kuralı burada da uygulanacaktır. O halde, davacı kendi oturduğu yer mahkemesinde de bu davayı açabilir. Öyleyse, yetki itirazının reddi ile velayetin değiştirilmesi ile ilgili talebin esasının incelenmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 08.12.2016 (Prş.) ......
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Kaldırılması - Tedbiren Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından velayetin kaldırılması davasının reddi, kişisel ilişki kurulmasına ilişkin karar verilmesine yer olmadığı kararı, tedbiren kişisel ilişki kararı ve yargılama gideri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacıların velayetin kaldırılması davasının reddi kararına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Velayetin yeniden düzenlenmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 362/2-b-l3). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz (HMK m. 362/1-ç)....
Davacının talebi velayetin kaldırılmasını da içermektedir. Velayetin kaldırılmasına ilişkin dava ilgisi olan her kişi tarafından açılabilir. Velayetin kaldırılması davasında davalı anne ve küçük çocuk arasında menfaat çatışması vardır. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 4. ve 9. maddeleri ve Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi gereğince çocuğu bu davada temsil etmek üzere temsil kayyımı atanması için vesayet makamına ihbarda bulunulması, açılan davanın sonucunun beklenilmesi, çocuğu temsilen kayyımın davaya katılımının sağlanarak, gösterdiği takdirde tarafların ve kayyımın delillerinin toplanıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan, davanın velayetin değiştirilmesine ilişkin olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2015/673 Esas sayılı dava dosyası ile küçüğün babası tarafından açılan velayet davasının bulunduğu anlaşıldığına göre, velayetin babaya verilip verilmeyeceği beklenerek velayetin babaya verilmesi halinde şimdiki gibi vesayetin kaldırılmasına, velayetin babaya verilmemesi halinde ise vesayetin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda gösterilen nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 28.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Velayet hususunun değerlendirilmesi aile mahkemesinin görevinde olduğundan, mahkeme velayetin babaya verilmesi hususunu değerlendirecek ve sonucuna göre karar verecektir. Velayetin babaya verilmesinde sakınca bulunan hallerin saptanması halinde ise aile mahkemesi çocuğun vesayet altına alınması konusunda sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunacaktır. Bu durumda uyuşmazlığın, aile mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince; ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13/10/2016 gününde oybirliği ile karar verildi....
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacının velayetin geçici süreyle tedbir olarak kendisine verilmesi yönündeki isteğinin reddinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve kişisel ilişkiye dair kararda yer alan düzenlemenin de, nihai olmayıp, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 393/1. maddesi çerçevesinde tedbiren düzenlenmiş olması karşısında; iki hafta içinde velayetin esası ve kişisel ilişki hakkında dava açılmadığından; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 397/1. maddesi gereğince tedbirin kendiliğinden kalkmış olmasına göre, usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Her ne kadar davalı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı velayetin değiştirilmesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede, yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; velayetin değiştirilmesi davasına konu çocuk Mustafa Kemal'in, (dava tarihi itibariyle) 9 yaşında ve idrak çağında olduğu, kendisi, babasıyla yaşamak istediğini dile getirdiği, gerek duruşma esnasında saptanan beyanlar, mahkemece yaptırılan mali sosyal durum araştırma tutanaklarına yansıyan gelir durumları ve gerekse dosyaya sunulan sosyal inceleme raporları gözetildiğinde; davacı babanın, çocuğun velayet görevini taşımasına manî bir halinin bulunmadığı ve velayetin babaya verilmesinde herhangi bir sakınca olmadığı anlaşıldığı, ayrıca dosya kapsamından; çocuğun velayetinin davacı babaya tevdi edilmesinin, onun bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı delil bulunmadığı gibi...
GEREKÇE : Davanın konusu velayetin değiştirilmesi davası olduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Mahkeme çocuk mahkemesi sıfatıyla küçük hakkında 5395 sayılı yasının 5/1 -c maddesi uyarınca bakım tedbiri uygulanmasına, velayetin kaldırılması talebinin reddine karar veri İmiş,hüküm davacı kurum tarafından velayetin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi yönünden temyiz edilmesi üzerine mahkemece 19.10.2015 tarihli ek kararla verilen kararın itirazı kabil kararlardan olduğu gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiş, ek karar davacı kurum tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece verilen karar mahkeme kararı olduğundan itiraza değil temyize tabidir....
Toplanan delillerle ortaya çıkan durum yukarıda açıklanan şekilde velayetin kaldırılması şartlarının varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar (TMK m.349). O halde, olaya uygun kanun hükmünün belirlenmesinde hataya düşülerek velayetin değiştirilmesi (TMK m.349) yerine, Türk Medeni Kanunu'nun 348. maddesi sonuçlarını doğuracak biçimde ortak çocuk Cengizhan'ın velayetin kaldırılmasına (nez'e) karar verilmesi doğru değildir. Ancak bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK m.438/7). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. 2. ve 3. bentlerinin hükümden tamamen çıkarılmasına, yerine “ Davanın kabulü ile velayeti davalı anne ...’nda bulunan Muğla İli ... İlçesi, Kalem Mah. Cilt No :69, Hane No:90, BSN:26'da nüfusa kayıtlı Ertuğrul ve Gül'den olma ... 25/03/2005 doğumlu 12134822700 T.C kimlik numaralı ...'...