İlk derece mahkemesince alınan sosyal inceleme raporundan sonra davacı vekili davasını ıslah ederek, velayetin değiştirilmesi aksi takdirde müşterek velayet tesisi ile çocuk ile anne ve baba arasında birer haftalık dönüşümlerle şahsi ilişki kurulması ve şahsi ilişkinin bu şekilde düzenlenmesi talebinde bulunmuş, davacı vekilince verilen ıslah dilekçesindeki talepler yönünden uzmandan rapor alınmamıştır. Kişisel ilişki düzenlenirken gözönünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı"dır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Kişisel ilişki tesis edilirken ana ve babanın eylemleri, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları, çocuğun üstün yararını etkilediği ölçüde gözönünde tutulur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, davacı vekili, davalının velayet hakkını kötüye kullandığını, müvekkilinin şahsi ilişki hakkını kullandırmamaya yönelik davranışlar sergilediğini, şahsi ilişkinin icra dairesi kanalıyla tesis edildiğini, diğer çocuk Ali İhsan'ın velayetinin müvekkiline verildiğini kardeşlerin birlikte büyümelerinin menfaatlerine olduğunu, kadının çocuğun sağlık sorunu ile ilgilenmediğini, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava velayetin değiştirilmesi isteminden ibarettir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi - Kişisel İlişkinin Kaldırılması Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 24.05.2018 gün ve 2018/2869 - 2018/6690 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; İlk derece mahkemesince davacı-davalı babanın velayetin değiştirilmesi davasının reddine, davalı-davacı annenin kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı-davalının istinaf yoluna başvurması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 24.05.2018 tarih ve 2018/2869 esas - 2018/6690 karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı-davalı tarafından Dairemizin onama ilamına karşı karar düzeltme talebinde bulunulmuştur....
Asliye Mahkemesinin 25.11.2009 tarih 152964/ FARK 08-4931 sayılı 25.11.2009 kesinleşme tarihli kararının tenfizine, davalı-davacının birleşen velayetin değiştirilmesi davasının reddine, davalı-davacı baba ile müşterek çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, karar temyiz edilmeksizin 11.09.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı-davacı kadın hükümde velayetin tarafına bırakıldığının açıkça yazılmamış olması nedeni ile tavzihini istemiştir. Mahkemece tavzih talebi kabul edilmiş müşterek çocukların velayetinin davacı-davalı anneye verilmesine karar verilerek tavzih yolu ile hükme eklenilmiştir. Tavzih, yeterince açık olmayan veya içerisinde duraksama uyandıran yahut birbirine aykırı fıkralar ihtiva eden hükümlerin, açıklanması, tereddüt veya aykırılığın giderilmesi için kararı veren mahkemeye tanınan bir yoldur. Hükümde unutulan veya gösterilmemiş olan bir hususun tavzih (HMK m. 305) yoluyla hükme ilave edilmesi mümkün değildir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, İstinaf dilekçesinde özetle;verilen kararın hatalı olduğunu, velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığını, hükmedilen iştirak nafakası miktarının yüksek olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası talebine ilişkindir. Mahkemece, velayetin değiştirilmesi talebinin kabulüne, iştirak nafakası talebi yönünden ise talebin kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nun 355.maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Aile Mahkemesince; davacıya çocuğu ile kişisel ilişki kurma hakkı tanınmış, “her ayın dördüncü Cumartesi günü saat 14.00 ile takip eden Pazar günü saat 17.00 arasında, dini bayramların ikinci günü saat 11.00 ile üçüncü günü saat 17.00 arasında çocukla babası arasında kişisel ilişki kurulmasına” karar verilmiştir. 3-Davacı tarafından, bu defa 28.04.2011 tarihinde “kişisel ilişkinin genişletilmesi” talebiyle dava açılmış, Karşıyaka 2. Aile Mahkemesince; 16.11.2011 tarihinde verilen 2011/420-1092 sayılı kararla, daha önce yukarıda ilamla kurulmuş olan kişisel ilişki süreleri genişletilmiş; önceki kişisel ilişki sürelerine “yarıyıl tatilinde bir hafta ve her yıl yaz tatillerinde 1-15 Temmuz tarihleri” de ilave edilmiştir. 4-Davacı tarafından, çocuğun annesi Şükran Yavuz'a karşı “küçük ...'nın velayetinin anneden alınıp kendisine verilmesi” talebiyle 28.09.2011 tarihinde Karşıyaka 4. Aile mahkemesinde dava açılmıştır. Bu davaya ilişkin dava dilekçesinde; davacı, “annenin küçük ...'...
Dosya kapsamında alınan nüfus kaydına göre, tarafların 08.10.2021 tarihinde kesinleşen ilam ile boşandıkları, 16.09.2011 doğumlu Tuana ve 06.10.2016 tarihinde Çınar adında iki çocuklarının olduğu, velayetin annede olduğu görülmüştür. Delil olarak dayanılan kararların incelenmesinde, İstanbul Anadolu 21. Aile Mahkemesinin 2019/826 Esas, 2021/521 Karar sayılı 07.04.2021 tarihli ilamı ile, tarafların TMK nun 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuklar için 300,00'er TL iştirak nafakasına hükmedildiği, kararın istinaf edilmeksizin 08.10.2021 tarihinde kesinleştiği, İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesinin 15.02.2022 tarih, 2021/349 Esas, 2022/90 Karar sayılı ilamı ile, davacı erkek tarafından açılan velayetin değiştirilmesi ve nafakanın kaldırılması davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, taraflarca istinaf edilmeksizin 27.04.2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....
Somut olayda, müşterek çocuklardan Hacer'in baba yanında kaldığı ve yine sosyal inceleme raporuna göre babası ile birlikte kalmaya devam etmek istediğini beyan ettiği, Hacer yönünden verilen velayet değişikliği kararında bir isabetsizlik olmadığı, ancak diğer çocuk Ezgi'nin ise boşanma sürecinin başından beri anne ile yaşadığı, alınan sosyal inceleme raporunda açıkça annesi ile kalmak istediğini beyan ettiği, çocuğun idrak çağında olduğu ve beyanına itibar edilmesi gerektiği, ayrıca çocukların sürecin başından beri ayrı yaşadıkları hususu da dikkate alındığında Ezgi yönünden velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir durumun olmadığı anlaşılmakla, Ezgi yönünden kararın kaldırılmasına, boşanma davasında kurulan kişisel ilişki hükmü de dikkate alınarak çocukların birbirlerini görmelerine engel olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. TMK'nun 323.maddesine göre; ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından velayetin değiştirilmesi talebinin reddi ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, kademeli (terditli) olarak dava açmış, öncelikle müşterek çocuğun velayetinin davalı anneden alınarak kendisine verilmesini, bu talebi kabul edilmediği takdirde ise müşterek çocuk ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istemiştir....