Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Uzman raporunda, küçük ile baba arasında dini bayramlarda yatılı olacak şekilde ve okulların yarı yıl tatilinde kişisel ilişki kurulmasının küçüğün yararına olacağı belirtilmiştir. Küçük eğitim çağında bulunmaktadır. Kesinleşen boşanma ilamında dini bayramlarda yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulduğu gibi,yarı yıl tatilinde de kişisel ilişki düzenlenmemiştir....

    Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....

    Aile Mahkemesinin 2020/180 Esas ve 2020/442 Karar sayılı kararı ile velayeti davalı babaya verilen müşterek çocuk Özüm Rana'nın velayetinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesis edilmesine, müşterek çocuk Özüm Rana için dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve tahsilde tekerrür yaratmamak kaydıyla aylık 600,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, nafakanın her yıl 01 Ocak itibariyle ÜFE oranında arttırılmasına, müşterek çocuklar Ali Altay ve Mehmet Haktan bakımından açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın velayet ve nafaka yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava; velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası istemine ilişkindir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile çocukların velayetinin anneye verilmesine, kişisel ilişki tesisine, çocuklar için aylık 150,00 'şer TL iştirak nafakasına karar verilmiştir. Ek karar ile iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olacağına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; iştirak nafakası miktarlarını istinaf etmiştir. Davalı erkek vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; iştirak nafakası verilmesini, nafakanın başlangıç tarihini, davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti verilmesini istinaf etmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; davacı karşı davalı kadın tarafından açılmış iştirak ve yoksulluk nafakası arttırımı istemine ilişkindir. Karşı dava; davalı karşı davacı erkek tarafından açılmış velayetin değiştirilmesi, iştirak ve yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı/ karşı davacı erkeğin tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    Kişisel ilişkinin babalık duygularını tatmin etmeye elverişli ve yeterli bulunmasının da gerekmesine, kişisel ilişki kurulmasının çocuk ve baba için bir hak olmasına, çocuğun yaşı itibariyle baba ile yatılı kişisel ilişki kurulmasının gelişimine engel olacak bir husus olmayıp aksine gelişimine katkı sağlayacak olmasına, davalı babanın alkol ve kumar alışkanlığının müşterek çocukla mahkeme kararında yazılı olduğu şekilde yatısız kişisel ilişki kurmasını gerektirecek boyutta olduğunun ispat edilemediği gibi, SİR raporunda çocukla baba arasında yatısız kişisel ilişki kurulması gerektiğine ilişkin bir tavsiyede de bulunulmamasına, gözetim altındaki kişisel ilişkinin çocuk ile velayet kendisinde olmayan ebeveyn arasındaki bağların güçlendirilmesi amacına aykırı düşeceğine, babanın annenin evinin balkonunda onun eşyalarını yakmasının kendi aralarındaki husumetle ilgili olup bu durumun tek başına kişisel ilişkinin yatısız ve gözetim altında kurulmasının gerektirmemesine, elde ki dava da çocuğun...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, müşterek çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava tarihinden itibaren hükmedilen nafakanın tedbir değil, iştirak nafakası (TMK.md.182/2) niteliğinde bulunduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi ve Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından velayetin değiştirilmesi davasının reddi yönünden, davalı tarafından ise yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının tüm temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı dava dilekçesiyle müşterek çocuğun davalıda bulunan velayetinin kaldırılarak kendisine verilmesini, boşanma davası sonucunda hükmedilen iştirak nafakası ve davalı kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir....

        Açıklanan gerekçelerle, davalının istinaf itirazının kabulü ile 28/07/2020 tarih 31199 sayılı resmi gazetede yayınlanan 7251 sayılı kanun ile değişik HMK.unun 353/1- a-6 maddesi uyarınca, davanın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmadan hüküm kurulması nedeni ile davalının sair istinaf itirazları incelenmeksizin mahkeme kararının istinaf konusu kusur belirlemesi, velayet, kişisel ilişki, çocuk için tedbir ve iştirak nafakası, davacı için tedbir nafakası ve maddi tazminat yönlerinden kaldırılmasına, gereği için dosyanın mahalline gönderilmesin karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Mahkeme tarafından gerekçeli kararda,” TMK 324/2 maddesinde kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunu tehlikeye girmesi durumunda kişisel ilişki kurulma hakkının reddedilebileceği yönünde düzenlemenin bulunduğu ayrıca kişisel ilişki kurulmaması durumunun kesin hüküm teşkil etmediği, her zaman talep ve dava edilebileceği, davalı ile çocuk arasında sağlıklı her iki tarafında da menfaatine olabilecek şekilde kişisel ilişki kurulabilmesi için davacı, davalı ve müşterek çocuğu da kapsayacak şekilde 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda düzenlenen danışmanlık tedbirleri bünyesinde uygulanacak tedbirler kapsamında aile bağlarının tekrardan güçlenip onarıldıktan sonra kişisel ilişki hususunun değerlendirilmesinin gerektiği (bu hususta mahkememizce yargılama devam ederken hem mahkememizce danışmanlık tedbirine karar verildiği, hem de çocuk mahkemesine bu hususta ihbarda bulunulduğu) anlaşılmış bu aşamada müşterek çocuğun üstün menfaati de göz önünde bulundurularak müşterek çocuk ile davalı baba arasında...

        UYAP Entegrasyonu