Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK md. 181/1- 2). Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md. 9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....

Mahkemece ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulurken, babanın cezaevinde bulunması durumunda ve tahliye olmasından sonraki dönem için ayrı ayrı düzenlenmiş, kademeli bir kişisel ilişki tesis edilmiştir. Değişen koşullara göre kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuklar ile baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru olmadığı gibi davalının cezaevinde bulunması durumunda da görüş ve ziyaret imkanı araştırılmadan kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Ceza ve tutukevinin, tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla mevzuat çerçevesinde görüşme imkanı ölçüsünde, çocukla tutuklu veya hükümlü ebeveyni arasında kişisel ilişki tesis edilebilir....

    Ana veya babadan herbiri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesini ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. (TMK.m.324/1) Ana ve babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi yüksek yararına aykırı düşmedikçe ana ve babanın ikisiyle de düzenli biçimde kişisel ilişki kurma ve doğrudan görüşme hakkı, çocuğun temel haklarındandır. (Çocuk Hakları Sözleşmesi m.9/3) Davalı babanın velayet görevini yerine getirmediği, ihmal ettiği ve velayetin değiştirilmesi şartlarının oluştuğu (TMK md. 183, 349) kanıtlanamamıştır. Öte yandan her ne kadar küçük ..., annesi ile yaşamak istediğini beyan etmiş ise de, annenin, çocuğun baba ile kişisel ilişki kurmasına sürekli engel çıkardığı, dosyadaki delillerle de sabittir. O halde davanın reddi yerine kabulü doğru bulunmamıştır....

      Aile Mahkemesince, evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası hak düşürücü süreden red edilerek, velayetin kaldırılarak davacıların vasi olmasına hakkındaki dava tefrik edilerek, Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın evlatlık ilişkisinin kaldırılması ve kişisel ilişki kurulması davası olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir. Velayet altında bulunmayan her çocuk vesayet altına alınır.(TMK 409. m.) Somut olayda vesayeti istenilen çocuk, evlat edinen davalının velayeti altında bulunduğundan öncelikle velayetin kaldırılması koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılması gerekecektir. Velayetin değiştirilmesi ve kaldırılmasına ilişkin davalar Aile Mahkemesinin görevine girmektedir. Velayetin evlat edinenden kaldırılıp, anne, babaya verilmesinde sakınca bulunan hallerin saptanması halinde ise Aile Mahkemesi çocuğun vesayet altına alınması konusunda Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunacaktır....

        ve kişisel ilişki hususunda davacı herhangi bir problem yaşamadığını, bu nedenle davacının kişisel ilişki kurulmasına yönelik talebinin de reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte kişisel ilişkinin yatılı olmamasını talep ettiklerini belirterek, kararın sadece kabul edilen kişisel ilişki kurulmasının kabulü yönünden kaldırılarak, davanın tümden reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise küçüğün menfaatine olacak şekilde davacı ile yatılı olarak kişisel ilişki kurulmamasına karar verilmesi istemiyle istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 27/02/2023 NUMARASI : 2021/789 ESAS 2023/175 KARAR DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması|Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Konya 3. Aile Mahkemesinin 2019/1440 Esas sayılı dosyasında tarafların boşanmalarına karar verilirken velayeti davalıya verilen müşterek çocuk ile kurulan kişisel ilişki kararının değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; cevap vermemiştir. Birleşen dava dilekçesi: Davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; müşterek çocuk T1 geçici ve kesin velayetinin davalı babaya verilmesini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişki Kurulması - Nafaka Artırımı-Velayetin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 4.6.2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 6.6.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Nafakaların Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından müşterek çocuk ...'in velayetinin davacı babaya verilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Müşterek çocuk ...'in velayetinin davalı anneden alınarak davacı babaya verilmek suretiyle velayetin değiştirilmesine karar verildiği halde, davalı anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması yönünde bir karar verilmemiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....

            Davalı-karşı davacının kişisel ilişki düzenlemesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple davalı-karşı davacının velayetin değiştirilmesi kararına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE, yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ise kişisel ilişki düzenlemesine yönelik temyiz itirazlarının ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 176.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 21.03.2019(Prş.)...

              Kişisel İlişki Yönünden; Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür....

              UYAP Entegrasyonu