ın soyadının değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının ... ile evliliğinden kızı ...'nın doğduğunu ve nüfusa kaydedildiğini, davacının eşinden boşandığını, müşterek çocukları ...'ın velayetinin davacı anneye verildiğini, ...'nın annesi ile birlikte yaşadığını ve soyadının birlikte yaşadığı ailenin soyadından farklı olması nedeni ile sorunlar yaşadığını bildirerek ...'nın soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 321. (önceki 743 Sayılı Yasanın 259.) maddesi hükmüne göre doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, boşanma sonucu velayeti davacı annede olan küçüğün soyadının değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde; eski eşi ...'tan olan kızı ....soyadının kızlık soyadı "..." olarak değiştirilmesini istemiştir. Davaya ... 2. Aile Mahkemesinde bakılmış, mahkemece, asliye hukuk mahkemesinin görevli olması gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, görevsizlik kararı Dairemizin 27.03.2014 gün 2014/1025-5655 sayılı ilamı ile onanmış, mahkemece yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacı ile davalı ...'...
Yapılan soruşturma ve toplanan delillere göre, velayeti annede bulunan müşterek çocuk 20.12.2010 doğumlu ... uzun süredir anne yanında kalmaktadır. Davalı annenin çocuğa karşı kötü muamelede bulunduğuna dair dosya içerisinde bir bilgi olmadığı gibi, bu yönde bir iddia da bulunmamaktadır. Çocuk yaşı gereği anne bakım ve şefkatine muhtaçtır. Gerçekleşen bu durum karşısında müşterek çocuk ...'ın velayetinin değiştirilmesi davasının reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalı annenin müşterek çocuk ...'in velayet düzenlemesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddesi gereğince idrak çağında olan çocuğun, kendisiyle ilgili kararlarda görüşüne önem verilmesi gerekir. Çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde, çocuğun tercihinin aksine karar verilebilir....
O halde velayete sahip ana dahi bu hakka dayanarak kişiye sıkı sıkıya bağlı kişilik haklarıyla ilgili çocukların soyadlarının değiştirilmesi davasını açamayacağından mahkemece, ananın velayeti altındaki çocukların soyadlarının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın (babanın onayı olsa dahi) reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" değiştirilmesi talebine ilişkin olduğuna göre, davanın çözüm yeri, aile mahkemesi kurulmuş olan yerlerde aile mahkemeleri, kurulmamış olan yerlerde ise davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakacak olan asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. (Y.H.G. 2015/18- 259 E, 2015/2625) Bu durumda davanın Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla, Bursa 1. Aile Mahkemesi'nin 2017/1192 esas sayılı dosyasında verilen görevsizlik kararının yerinde olmadığı kabul edilmiştir. Tüm bu nedenlerle Bursa 1. Aile Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesi gerekmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Bursa 1....
Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (YÜCEL, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137). Esasın da çocuğun üstün yararına gereken önemin verilmesi, yalnızca çocuğun ya da ana babanın değil, toplumun da menfaatinedir. Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir (BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s.33).Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır....
nın velayetinin kendisine verildiğini, çocuğun babasının kızı ile ilgilenmediğini, babasının soyadı olan ... soyadını taşımak istemediğini belirterek kızının ... olan soyadının ... olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 321. (önceki 743 Sayılı Yasanın 259.) maddesi hükmüne göre doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçük ...'nın soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemece alınan uzman raporunun yetersiz olduğunu, idrak çağındaki çocuğun duruşmada beyanı alınmadığını, kararın usul, yasa ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, velayetin annede bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı erkek vekili istinafa cevap dilekçesi ile; davalı tarafın istinaf talebinin reddine, küçüğün düzeninin bozulmaması için karar kesinleşinceye kadar küçüğün baba yanında kalması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Dava, TMK 337/1.madde gereğince velayeti davalı annede olan çocuğun velayetinin değiştirilmesi davasıdır. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Dosya kapsamında tarafların delilleri toplanmış, tanıkları dinlenmiş, taraflar ve idrak çağındaki çocuk ile görüşmek ve ev incelemesi yapılmak suretiyle velayete ilişkin uzman raporu alınmıştır....
Velayet hakkı tevdi edilen annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebinin velayet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğu, velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı, aynı hukuksal konumda olan erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edeceği, evlilik birliği içinde doğan çocuğun taşıdığı ailenin soyadını, evlilik birliğinin sona ermesi ile kendisine velayet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, somut olayda Çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi halinde çocuğun üstün yararı bakımından ruhsal gelişiminin olumsuz etkileneceği ileri sürülmediği gibi, tanık beyanından çocuğun soyadının annenin soyadı olarak değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olabileceği ve çocuğun soyadı değişmekle kişisel...
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, mahkemenin 05.04.2013 gün 2013/21-180 sayılı kararı ile annenin velayeti altındaki ...'nın ad ve soyadının ... olarak değiştirilmesine karar verildiği, kararın davalı ... tarafından sadece soyadının değiştirilmesine yönelik bölümü nedeni ile temyiz edildiği ve Dairenin 2013/9821-11757 sayılı ilamı ile "çocuğun soyadının değiştirilmesi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği" nedeni ile bozulduğu bu durumda adın değiştirilmesi ile ilgili kararın kesinleştiği hususu dikkate alınarak tavzih isteminin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de, sonucu itibarı ile doğru olan ret kararının yukarıdaki gerekçeyle gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....