WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; 1-Sanık hakkında iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçundan verilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının ertelenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin c bendi bakımından, sanığın “kendi altsoyu” üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinden yoksun bırakılmaması ancak kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan ise sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin 3. fıkrasına aykırı davranılması, 2-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, yalnızca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun ise koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin hüküm fıkrasında belirtilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş,...

    Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Türk Medeni Kanunu 348. maddesinde velayetin kaldırılabilmesi için birtakım şartların sayıldığını, bu şartların gerçekleşmesi halinde ancak velayetin kaldırılmasına hükmedilebilmekle beraber davaya konu olayda küçük çocukların babaları vefat etmiş olduğundan yasal olarak velayet hakkının sadece müvekkili annede olduğunu ve ilgili madde de sayılan şartların gerçekleşmediğini, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduklarını, dosya kapsamında müvekkili için aldırılan sosyal inceleme raporunda davalı müvekkilinin velayet görevini yerine getirmekten aciz bir durumu bulunmadığını, davacı tarafın velayet hakkı kendisinde olan müvekkili anneye çocukları teslim etmediğini, bu şekilde müvekkili annenin velayet görevini ifa edemediğini, davacı tarafın velayet hakkı kendisinde olan müvekkili anneye çocukları teslim etmediğini, bu şekilde müvekkili annenin velayet görevini ifa edemediğini, bu durumun tanık anlatımları...

    Anayasa Mahkemesinin 25.06.2015 ve 2013/3434 numaralı, 11.11.2015 tarih ve 2013/9880 numaralı, 20.07.2017 tarih ve 2014/1826 numaralı bireysel başvuru kararlarında ise; velayet hakkı tevdi edilen çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebin, velayet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olması sebebiyle Anayasa’nın 20. maddesi kapsamında ele alınması gereken bir hukuki değer olduğunu, koruma, bakım ve gözetim hakkı veya benzer terimlerle ifade edilen velayet hakkı kapsamında, çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığını, eşlerin evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda olduğunu, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiğini, çocuğun bir aileye mensubiyetinin belirlenmesi amacıyla bir soyadı taşıması ile nüfus kütüklerindeki kayıtların...

      Ancak; TCK'nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun infaz tarihine kadar; sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar uygulanmasına karar verilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'...

        Aile Mahkemesince, velayet sahibi anne ...'ın yerleşim yerinin "..../..." olduğu gerekçesiyle yekisizlik kararı verilmiştir. ... 12. Aile Mahkemesince ise velinin yerleşim yeri adresinin ".../..." olduğu gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilmiştir. Türk Medenî Kanununun 336/3. madesine göre "Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir." Dosyanın incelenmesinde, çocukların babasının ölümü üzerine, nüfus müdürlüğünce küçüklerin mallarının korunması istemi ile ihbarda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Türk Medenî Kanununun 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeri olduğu gibi, Türk Medenî Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4. maddesi uyarınca sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Dosya kapsamından, küçük ...'ın annesi ...'ın MERNİS adresinin ".../..." olduğu, küçük ...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı babaanne; velayet sahibi annenin, çocuğu uzun zaman önce bıraktığını, çocuğun başka aile yanında büyüdüğünü, annesine alışkın olmadığını iddia ederek, "'Dava konusu küçük...'un velayetinin annesinden kaldırılmasını, kendisinin vasi olarak atanmasını talep etmiş, mahkemece velayetin davalı anneden kaldırılmasına karar verilmiştir. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir....

            Ancak; TCK'nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun infaz tarihine kadar; sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar uygulanmasına karar verilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'...

              Ancak; TCK'nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun infaz tarihine kadar; sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar uygulanmasına karar verilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'...

                Sulh Hukuk Mahkemesince ise, "velayet altına alınmalarına karar verilen reşit kısıtlılar yönünden velayet hükümlerinin uygulanması gerektiği" gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dosya kapsamından, kısıtlının Silifke Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/.. E. - .. K. sayılı kararı ile kısıtlanarak babası ve annesinin velayeti altında bırakıldığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı TMK’nın 335/2. maddesinde “Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar” hükmüne yer verilmiştir. TMK'nın 419/3. maddesine göre de velayet altına bırakılmasına karar verilen kısıtlı ergin çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda velayet hükümleri uygulanacaktır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince aile mahkemesidir. Bu halde uyuşmazlığın Silifke 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Aile Mahkemesi sıfatıyla) görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir....

                  Türk Medenî Kanununun 419/3. maddesi uyarınca, velayet altında bırakılmalarına karar verilen ergin kısıtlı ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanacaktır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesidir. Bu durumda uyuşmazlığın Devrek 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Aile Mahkemesi sıfatıyla) görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Devrek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu