Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Mahkemece velayet düzenlemesi yapılırken yaşları sebebiyle velayet konusunda görüşlerini açıklama olgunluğuna erişen ortak çocukların görüşlerine başvurulmadığı gibi, çocuklar ile anne ve babanın yaşam koşullarının ve çocuklar ile ebeveynlerin ilişkilerinin değerlendirilmesi bakımından sosyal inceleme raporu da alınmamıştır. O halde; velayet konusunda idrak çağında bulunan ortak çocuklar eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istedikleri konusunda bilgilendirilerek velayet hakkındaki görüşlerinin sorulması ile psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan heyete inceleme yaptırılarak (4787 sayılı Kanun m.5) anne ve babanın barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, velayet konusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....
Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Mahkemece velayet düzenlemesi yapılırken yaşı sebebiyle velayet konusunda görüşünü açıklama olgunluğuna erişen ortak Kaan’ın görüşüne başvurulmamıştır....
Dava ve hüküm tarihinde yürürlükte olan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 263. maddesi hükmüne göre evlilik mevcut iken, ana ve baba velayet haklarını beraberce kullanırlar. Aynı Kanununun 264. maddesi uyarınca da eşlerden birinin vefatı halinde velayet sağ kalan eşe, boşanma halinde ise çocukların tevdi olduğu tarafa ait olur.Asıl olan küçüklerin velayet altında bulunmasıdır. Ayrıca velayet nez edilmedikçe vasi tayinine karar verilmesi mümkün değildir....
Toplanan delillerden, velayet hakkının kendisine verilmesinden sonra, davalı annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmediği, çocuğa yeterli ilgiyi göstermediği ve ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsakladığı kanıtlanmamıştır. Mahkemenin gerekçesinde yer alan olaylar, velayet hakkının babada bulunduğu döneme ilişkindir. O halde, gerekçede yer alan nedenler, annenin velayet hakkının ihmali olarak kabul edilemez. Açıklanan bu nedenlerle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.04.2015 (Salı)...
in velayet hakkının kendisine verilmesini talep etmiş, mahkemece çocukların Türkiye sınırları içerisinde bulundukları süre içerisinde velayet haklarının davacı anne tarafından kullanılmasına karar verilmiştir. Toplanan delillerle; tarafların yabancı mahkeme ilamı ile boşandıkları, yabancı mahkeme ilamının ... 4. Aile Mahkemesinin kararı ile tanınmasına karar verildiği, verilen bu kararın kesinleştiği, yabancı mahkeme ilamında velayete ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı anneye verilen velayet hakkının ülke ile sınırlandırılmasına karar verilmiştir. Annenin velayet hakkının kullanılmasının belli bir yerle sınırlandırılması çocuğun üstün yararına uygun olmamıştır. O halde mahkemece annenin velayet hakkının bir ülke ile sınırlandırılmadan ve çocuğun üstün yararına uygun şekilde velayet konusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Mahkemece velayet düzenlemesi yapılırken yaşı sebebiyle velayet konusunda görüşünü açıklama olgunluğuna erişen ortak çocuğun görüşüne başvurulmadığı gibi, çocuk ile anne ve babanın yaşam koşullarının ve çocuk ile ebeveynlerin ilişkilerinin değerlendirilmesi bakımından sosyal inceleme raporu da alınmamıştır. O halde; velayet konusunda idrak çağında bulunan ortak çocuk, eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek velayet hakkındaki görüşünün sorulması ile uzman bilirkişiye inceleme yaptırılarak (4787 sayılı Kanun m.5) anne ve babanın barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, velayet ve kişisel ilişki konusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, ergin çocuğun kısıtlanarak TMK'nun 419/3 maddesi uyarınca velayet altına alınmış olmasının kısıtlı hakkında velayet hükümlerinin uygulanacağı anlamına gelmeyeceğini, ana veya babanın ergin olmayan çocukları üzerindeki doğum ile başlayan kanunen sahip oldukları velayet hakkı ile kısıtlama nedeniyle TMK'da yer alan 419/3. maddesi gereği kendi velayetlerine bırakılan ergin çocukları üzerindeki hak ve yetkilerinin farklı olduğunu, ikinci halde kısıtlanan ergin çocuğa atanan velinin vasi gibi olacağını ve vesayete ilişkin hükümlerin uygulanacağını belirtip, görev yönünden vesayete ilişkin hükümlerin uygulanacağını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Türk Medeni Kanununun 419/3. maddesine göre velayet altında bırakılmalarına karar verilen ergin kısıtlı ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanacaktır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesidir....
Velayet sahibi annenin ölmesi üzerine çocuğun babası, küçüğe kendisinin vasi tayin edilmesi için dava açmıştır. Velayet sahibi annenin ölmesi ile velayet kendiliğinden sağ olan babaya geçmez. Velayetin verilebileceği ana veya babadan birinin hayatta olması halinde koşullar mevcutsa, öncelikli olan küçüğün velayet altına alınmasıdır. Ancak velayetin verilmesi uygun değilse küçüğe vasi atanması yoluna gidilebilir. Küçüğün sağ olan babasının isteği “velayetin kendisine tevdii” niteliğindedir. Bu isteğin esası hakkında inceleme yapma ve karar verme görevi ise Aile Mahkemesine aittir. Ayrıca adrese dayalı nüfus sistemine,01.08.2011 günlü polis adres araştırma tutanağına göre de, küçüğün babası ile birlikte " ...." adresinde ikamet ettiğinin anlaşılması ve davanın daha fazla sürümcemede kalmaması gerektiğinden uyuşmazlığın Gaziosmanpaşa Aile Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayet, kamu düzenine ilişkindir. Velayet düzenlemesinde, çocukların üstün yararı ana ve babanın isteklerinden önce gelir. Velayet konusunda daha önce yerel mahkeme tarafından verilen karar eksik inceleme nedeni ile bozulmuş, bozma sonrası yerel mahkeme tarafından uzman bilirkişilerden rapor alınmıştır....
Mahkemece, uzman bilirkişiden ortak çocukların velayetine ilişkin sosyal inceleme raporu alınarak, ortak çocuklar idrak çağında olduklarından mahkemece de bizzat dinlendikten sonra, toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle velayet hakkında düzenleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından, davacı erkeğin karar düzeltme isteğinin kabulüne , Dairemizin 12.10.2015 tarih ...karar sayılı onama ilamının, velayet ve bu davada velayet ile bağlantılı bulunan iştirak nafakası ve kişisel ilişki yönlerinden kaldırılmasına, hükmün açıklanan sebeple velayet yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....