Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesince evlilik dışı doğan çocuğun babası tarafından tanınmış olduğu anlaşılmakla, velayetin askıda bulunduğu ve öncelikle velayet konusunda karar verilmesi gerektiği bildirilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi ise, velayeti kendisinde bulunan velinin ölüm, yaş küçüklüğü gibi nedenlerle velayet yetkisini kullanamaması halinde küçüğe vasi tayini için açılan davada davanın babaya ihbar edilmesi ve baba tarafından velayet davası açılması halinde bu davanın vesayet davasında bekletici mesele yapılması zorunlu olduğu belirtilerek görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Çocuk, anasının evlilik dışı ilişkisinden doğmuş, baba ile soybağı 25.2.2009 tarihinde tanıma (TMK.md.295) ile kurulmuştur. Annenin yaşı küçük olup, çocuğun velisi yoktur. Yasa, ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa, hakimin, çocuğun menfaatine göre vasi atayacağını veya velayeti babaya vereceğini hükme bağlamıştır (TMK.md.337/2)....

    Bu esnada taraflardan birinin ölümü halinde velayet sağ kalana geçer.(TMK 336. md.) Ancak, boşanma halinde mahkemece velayet kendisine verilen ana veya babanın ölmesi halinde velayet sağ kalan eşe kendiliğinden geçmez. Küçüğün TMK'nin 314. maddesi uyarınca evlatlık edinene ait olan velayet hakkı sona erdiği için Velayetin Aile Mahkemesince düzenlenmesi gerekir. Yetkili mahkeme ise, velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hallerde çocuğun oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır. (TMK.m.21) Somut uyuşmazlık yönünden küçük ... 'ın nüfus kayıt sistemine göre Büyükçekmece adli yargı sınırlarında ikamet ettiği başka bir adresinin bulunmadığı anlaşıldığından, küçüğün velayeti ya da vasi tayini konusunda yetkili ve görevli mahkeme Büyükçekmece 1 Aile Mahkemesi'dir....

      Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Somut olayda velayet hakkı kendisine bırakılan baba, kendisinin 22 yıldır esrar kullandığını beyan etmiştir. Her ne kadar ortak çocuklar mahkemede babaları ile kalmayı istediklerini bildirmişler ise de, çocukların menfaatine uygun düşmeyen görüşüne itibar edilemez. Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararıdır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 11; TMK m. 339/1.343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b). Çocuğun üstün yararını belirlerken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve sosyal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ortak çocukların velayetinin Türk Medeni Kanununun 182. ve 336/2. maddeleri uyarınca anneye bırakılması gerekirken babanın velayetine bırakılması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

        Kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesidir. Bu durumda uyuşmazlığın Çameli Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla)görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Çameli Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla )YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Gerçekleşen bu durum karşısında gerekirse yeniden uzman raporu alınarak, karardan sonra ortak çocuğun babaya teslim edildiği de gözetilerek velayet konusunda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. Bu sebeple karar düzeltme isteğinin velayet yönünden kabulü ile Dairemizin 31.05.2016 tarih 2015/24026 esas. 10687 karar sayılı onama kararının velayet yönünden kaldırılmasına ve hükmün bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

            Türk Medenî Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4/1. maddesinde “ Ana ve babadan birinin ölümü halinde nüfus memuru veya evliliğin mahkeme kararı ile sona ermesi halinde kararı veren mahkeme, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri aile mahkemesine, yoksa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun belirlediği mahkemeye durumu derhal bildirir. Mahkeme, belirleyeceği süre içinde, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşten çocuğun varsa, mal varlığının dökümünü gösteren bir defter vermesini ve bu mal varlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşecek önemli değişiklikleri de bildirmesini ister.” hükmüne yer verilmiştir....

              DAVA TÜRÜ :Velayet ve Nafaka-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki "velayet ve nafakaya" ilişkin dava ile davalı tarafından bağımsız olarak açılan "velayetin değiştirilmesine" ilişkin davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (baba) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Çocuk, tarafların evlilik dışı ilişkisinden doğmuş, baba ile soybağı “tanıma” (TMK. m. 295/1) ile kurulmuştur. Ana ve baba evli değilse velayet anneye aittir. (TMK. m. 337/1) Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa, hakim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velayeti babaya verir. (TMK. m. 337/2) Bu haller bulunmadıkça evlilik dışı doğan çocuğun velayeti kanun gereği annede (TMK. m. 337/1) olduğundan, velayetin anneye bırakılması yönünde ayrıca bir hakim kararına ihtiyaç yoktur. Başka bir ifade ile bu hususta hükme gerek bulunmamaktadır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından velayet ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir....

                  ın anne ve babasının boşanma tarihinden sonra nüfusa tescil edildiği belirtilerek küçüklerin velayet durumunun açık olduğu gerekçesiyle aile mahkemesine ihbarda bulunulmuştur. ... ... 4. Aile Mahkemesince velayet altında bulunmayan her küçüğün vesayet altına alınacağından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. ... ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesince TMK'nın 335. maddesinde yer alan ''Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz. Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar.'' hükmü gereğince asıl olanın küçüğün velayet altında bulundurulması olduğu, velayeti askıda olan küçüğün anne ve babasının sağ ve ergin oldukları, velayet hakkının kullanılmasına dair yasal bir engelin olmadığı gerekçesiyle öncelikle velayetin düzenlenmesinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....

                    ın anne ve babasının boşanma tarihinden sonra nüfusa tescil edildiği belirtilerek küçüğün velayet durumunun açık olduğu gerekçesiyle aile mahkemesine ihbarda bulunulmuştur. ... ... 4. Aile Mahkemesince velayet altında bulunmayan her küçüğün vesayet altına alınacağından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. ... ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesince TMK'nın 335. maddesinde yer alan ''Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz. Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar.'' hükmü gereğince asıl olanın küçüğün velayet altında bulundurulması olduğu, velayeti askıda olan küçüğün anne ve babasının sağ ve ergin oldukları, velayet hakkının kullanılmasına dair yasal bir engelin olmadığı gerekçesiyle öncelikle velayetin düzenlenmesinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu