WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE : Asıl dava, velayetin kaldırılması, birleşen dava ise, velayetin değiştirilmesi davasıdır. Davalı-b.davacı erkek istinafında, asıl olanın çocuğun velayetinin anne yada babaya verilmesi olduğunu, dedenin bu davayı açmakta aktif husumet ehliyeti olmadığını, davasının reddi gerektiğini, kendi davasının kabulünü talep etmiştir. Velayet kamu düzeninden olup her ilgili kişi velayet görevini gereği gibi yerine getirmeyen ebeveynden velayetin kaldırılmasını isteyebilir ,bu nedenle davalı babanın , dedenin bu davayı açmakta aktif husumet ehliyeti olmadığı yönündeki itirazı dinlenemez....

Sonuç olarak; duruşma sürecini yansıtan tutanak ve belgeler ile gerekçeye göre, incelenen karada usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili ve tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği anlaşılmakla; Davalının; hükümde "velayetin değiştirilmesi" ibaresi yerine "velayetin kaldırılması" ibaresinin kullanılması dışındaki sair tüm istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Davalının; hükümde "velayetin değiştirilmesi" ibaresi yerine "velayetin kaldırılması" ibaresinin kullanılmasına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Aile ve ... 1.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, velayet hakkı sahibi olan babanın vefatı nedeniyle kısıtlı küçüklere vasi tayini istemine ilişkindir. Çorum Aile Mahkemesince, velayet kendisine bırakılan babanın ölümü ile velayet kendiliğinden boşanan anneye geçmediğinden velayetin kaldırılması talebi hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, vasi tayini hususunda da görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Çorum 1. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, yargılama sırasında kısıtlanması talep edilen çocukların anneleri olan davalının çocukların velayet hakkını talep ettiği, bu haliyle davanın ... Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

    Aile Mahkemesince koşulları varsa velayetin kaldırılması koşulları mevcut değilse bu isteğin reddi ile velayet ... sahibinin çocuklar adına yasal sınırlar içinde gereken işlemlerini yapabileceğinin tespitine karar vermek gerekecektir. Bu durumda uyuşmazlığın Çorum Aile Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Çorum Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 02.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Hükümlerine yer verilmiş olup, Türk Medeni Kanunu ile aynı tarihte yürürlüğe giren 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 12. maddesinde "Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce sahih olmayan nesepli çocukların, yürürlük tarihinden başlayarak bu Kanunun soybağına ilişkin hükümlerine tabi olacağı" öngörülmüş, aynı maddenin 2. fıkrasında da ".... bu çocukların vesayet altında olmaları halinde; velayetin kaldırılmasını gerektiren sebepler bulunmadıkça en geç 1 yıl içinde velayet hükümlerine tabi olacakları, Kanunun yürürlüğe girmesinden önce velayetin verilmesi veya kaldırılması konusunda verilmiş olan kararların geçerliliğini koruyacağı..." belirtilmiştir. Türk Medeni Kanununun 404. maddesinde de velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınacağı düzenlenmiştir. Mahkemece küçük Ö… …..'...

        Velayet sahibinin; sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlâk sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından ortak çocuk Serra'nın velayeti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece ortak çocuk Serra ve Sude'nin davalı babada olan velayet hakkının kaldırılarak velayetlerinin davacı anneye verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı baba tarafından Serra'nın velayetinin kaldırılması yönünden temyiz edilmiştir. Anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK m.348)....

          Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar. Aynı Kanunun 419/son maddesinde ise kısıtlanan ergin çocukların kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılacağı hükme bağlanmıştır. Açıklanan Yasa hükümlerine göre, kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince aile mahkemesidir. Az yukarıda da belirtildiği gibi talep, velayetin kaldırılmasına ve ...'...

            DAVA TÜRÜ : Velayetin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne ... ile baba ....karar sayılı, 22/09/2011 tarihinde kesinleşen kararı ile boşanmışlar ve müşterek çocuk ... velayeti babaya verilmiştir. B... 13/05/2015 tarihinde vefat etmesi üzerine anne 22.06.2015 tarihinde eldeki velayetin tevdii davasını açmış, küçüğün vasisi ... yargılama esnasında müdahale talebinde bulunmuş, yargılama sonucunda küçüğün velayeti anneye verilmiştir. Babanın ölümü ile nüfus müdürlüğünün talebi üzerine ...Karar sayılı 23.06.2015 tarihinde kesinleşen kararı ile küçük .... iki yıl süre ile amca ... vasi tayin edilmiştir. Velayet “kamu düzenine” ilişkindir ve asıl olan küçüğün velayet altında olmasıdır....

              Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır bir biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK m.348). Toplanan delillerle ortaya çıkan durum yukarıda açıklanan şekilde velayetin kaldırılması şartlarının varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar (TMK m.349). O halde, olaya uygun kanun hükmünün belirlenmesinde hataya düşülerek velayetin değiştirilmesi (TMK m.349) yerine, Türk Medeni Kanunu'nun 348. maddesi sonuçlarını doğuracak biçimde ortak çocuk Cengizhan'ın velayetin kaldırılmasına (nez'e) karar verilmesi doğru değildir. Ancak bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK m.438/7)....

                UYAP Entegrasyonu