Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

olacak şekilde daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerektiği anlaşılmış olup, davalı - karşı davacının müşterek çocukla kurulan kişisel ilişkiye yönelik istinaf isteminin kabulü ile kişisel ilişki konusunda yeniden karar vermek gerekmiştir....

saat 10:00’dan, 10. günü saat 18:00’e kadar yanına almak ve yatılı kalmak suretiyle kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi - Nafaka ve Velayet Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından her iki dava yönünden; davalı tarafından ise nafakaların miktarı, nafakanın başlangıç tarihi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı baba tarafından velayetin değiştirilmesi ve kişisel ilişki kurulması yönünden terditli dava açıldığı, davacı-davalının kişisel ilişki kurulması yönünden talebi kabul edildiğinden, davalı-davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin usul ve yasaya uygun olduğu, müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakasının başlangıç tarihinin davalı-davacı ... tarafından açılan nafaka davasının açılma tarihi olan 20.08.2009 tarihi olduğunun anlaşılmasına göre...

    Davaya konu çocuk Nurullah Balmum 28.10.2010 doğumlu olup anne ve babası boşanmış, boşanma kararı ile velayet davalı babaya bırakılmış, velayetin kullanılması kendisine bırakılmayan anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Kanuna göre olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde diğer kişilere özellikle hısımlarına çocukla kişisel ilişki kurulması hakkı tanınabilir (TMK m. 325/1). Tanık anlatımları, sosyal inceleme raporu ve idrak çağındaki çocuğun beyanı birlikte değerlendirildiğinde anneannenin torununu görebildiği, davalı babanın kişisel ilişkiye engel olabilecek olumsuz bir durum içinde bulunmadığı, davacının torunuyla görüşmesine annenin engel çıkarmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, anneye tanınan kişisel ilişki süresi içinde torununu görme ve aile bağlarını koruma ve geliştirme imkanına sahiptir. Ortada davacıya kişisel ilişki hakkı tanınmasını gerekli ve haklı kılan olağanüstü bir durum bulunmamaktadır....

      Günü saat 10:00'dan 3.günü saat 10:00'a kadar , her yıl babalar günü saat:10:00'dan 17:00'a kadar olmak üzere baba tarafından çocuğun anne yanından teslim alınarak süre sonunda bizzat baba tarafından çocuğun anneye teslim edilmesi suretiyle kişisel ilişki kurulmasına, (davalı babanın vardiyalı çalıştığı, haftasonu mesi yaptığı anlaşılmakla; kişisel ilişki gününe denk gelen günlerde mesai yaptığını belgelemesi halinde kişisel ilişkinin bir sonraki haftaiçi kurulacak şekilde taraflarca belirlenmesine) velayet ve şahsi ilişkinin karar kesinleşinceye kadar tedbiren uygulanmasına, davacı kadının manevi tazminat talebi yönünden usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, " karar verilmiştir....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayet ve Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının velayetin yeniden düzenlenmesi davasının reddi kararına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Velayetin yeniden düzenlenmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 362/2-b-13). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz (HMK m. 362/1-ç)....

        Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK.m.324)....

        Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK.m.323). Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK.m.324). Velayetin üzenlenmesinde ana ve babalık duygularının tatmini gözetilmekle birlikte, asıl olan çocuğun üstün yararıdır (TMK md. 339)....

        Velayetin değiştirtilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması davasında; Dosya içinde alınan sosyal inceleme raporları, annenin velayet görevinin gereklerini ihmal ve istismar ettiğinin, kişisel ilişkiye engel olduğunun ispatlanamaması, çocuğun anne ile kalmak istemesi, davacı tarafından kişisel ilişki için başlatılan icra takibinin de anne tarafından engellendiğine dair dosyaya herhangi bir delil sunulmamış olması nazara alınarak velayetin değiştirilmesi ve buna bağlı iştirak nafakasının kaldırılması davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmış olup, davacının istinaf talebinin reddine karar verilerek dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın asılsız ithamlarda bulunduğunu, müşterek çocuğun annesi ile birlikte gittiğini, kendisine ait odası ve güzel bir yaşamı bulunduğunu, müşterek çocuğa müvekkilinin baktığını ve yanından ayırt etmediğini, müşterek çocuğun sadece teslim günlerinde anneannesine gittiğini ve oradan teslim edildiğini, davacının çalıştığını müşterek çocukla ilgilenmesinin mümkün olmadığını, müşterek çocuğun müvekkilinin eşi tarafından sevilmekte olduğunu ve gerekli ilginin de gösterildiğini, davacının olayın yaşandığı güne kadar çocuğu teslim almaya kendisinin hiç gelmediğini, her geldiklerinde müşterek çocuğu aldıklarını, müşterek çocuğu gelip almadığı günler çok olduğunu, davacının kişisel ilişki günlerine riayet eden bir kişi olmadığını, müvekkilinin hiçbir zaman velayet hakkını kötüye kullanmadığını, aksine davacı tarafın kişisel ilişki hakkını kötüye kullandığını, bu nedenlerden dolayı velayetin değiştirilmesi ve kişisel ilişkinin yönünden de davanın...

        UYAP Entegrasyonu