Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

atfedilecek velayetin kaldırılmasını gerektirir bir kusurunun da bulunmadığı, velayet değişikliği davasının maddi anlamda kesin hüküm oluşturmayacağı, davacı baba tarafından değişen durum ve koşullara göre de her zaman velayet değişikliği davası açılabileceği gözetilerek davanın reddi kararı yerinde görülüp davacının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine yönelik karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça velayet ve kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Velayet ve kişisel ilişki dışındaki boşanma ve ferilerine ilişkin gerekçe ve karar bentleri kesinleşmiştir. Velayet düzenlemesi kamu düzeni ile ilgili olup velayet düzenlenirken analık, babalık duygularından önce çocuğun geleceği, ihtiyaçları, bedeni ve fikri gelişimi öncelikle dikkate alınmalıdır. Kısacası velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayet Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; velayetin değiştirilmesi talebinin reddi ve kişisel ilişkinin süresi yönünden, davalı tarafından ise; kişisel ilişki, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Hüküm açık ve infazda tereddüte yer vermeyecek şekilde olmalıdır (HMK.md.297). Kişisel ilişki gün ve sürelerinin hükümde açıkça gösterilmesi gerekir....

    Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı, anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir....

    Ancak, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin davacının talebi olmadığı gibi davalı yan bu yönüyle hükmü istinafa da getirmemiş eş söyleyişle kişisel ilişkinin yeniden ve yatılı olacak şekilde düzenlenmesine de karşı çıkmamıştır. Kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin hüküm velayetin eki niteliğinde olup ayrıca harç ve vekalet ücretine tabi değildir. Sadece velayetin değiştirilmesi davasında haklı çıkan yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Asıl talebin eki niteliğindeki kararlar için ayrıca vekalet ücreti verilemez....

    Aile Mahkemesinin 2017/716 Esas, 2017/919 Karar sayılı ilamı ile 21.11.2017 tarihinde boşandıkları, 22.04.2014 doğumlu Şevval Mira adında bir çocukları olduğu, boşanma kararında çocuğun velayetinin ortak velayet olarak düzenlenip halen ortak velayet olarak düzenlenmesinin geçerli olduğu görülmüştür. Tüm dosya kapsamı, tarafların müşterek küçük çocuğunun yaşı, ihtiyaçları, dosya kapsamında alınan uzman raporu, çocuğun uzmandaki beyanı, tarafların ortak velayeti kullanırken yaşadıkları sıkıntılar dikkate alındığında ortak velayet düzenlemesinin kaldırılması ve velayetin anneye verilmesi, küçüğün menfaatinedir. Çocuğun velayeti anneye verilmekle baba ile kurulan kişisel ilişki de çocuğun yaşı ve içtihatlara uygun olmakla küçüğün menfaatinedir. Bu haliyle ilk derece mahkemesince asıl davanın kabulü ile velayetin anneye verilmesi bu kapsamda da karşı davanın reddine karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur....

    Mahkemece; davanın kabulüne, velayetin değiştirilerek anneye verilmesine, baba ile yazılı şekilde kişisel ilişki kurulmasına, davalının ortak velayete ilişkin talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, velayetin değiştirilmesi için esaslı bir değişikliğin olmadığını, çocuğun menfaatine aykırı olması halinde görüşüne değer verilmemesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak, davanın reddini istemiştir. GEREKÇE: Dava, velayetin değiştirilmesine ilişkindir....

    Velayet ve kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin karardan önce psikolog, pedagog ve ya sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlar tarafından her iki tarafın yaşadığı ortamda ayrı ayrı inceleme yapılması, taraflarla ve çocukla görüşmek suretiyle velayet ve şahsi ilişki düzenlenip düzenlenmeyeceği, şahsi ilişkinin süresi konusunda ayrıntılı rapor alınması gerekli iken bu hususta rapor alınmadan karar verildiği görülmüştür. İstinaf incelemesinin yapılabilmesi için tarafların tüm talepleri hakkında delillerin değerlendirildiğini gösterir biçimde usulüne uygun toplanmış delillerin dosyada bulunması zorunludur. Sonuç olarak;Yukarıda gösterilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi nedeniyle HMK. 353/1- a-6 anlamında tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin toplandığından ve bu delillerin değerlendirildiğinden söz edilemez....

    Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; yurt dışında yaşayan davacının, velayetin değiştirilmesi halinde Türkiye'de yaşayacağını iddia etmediğine göre, velayetin değiştirilmesi halinde müşterek çocuğu yurt dışına götüreceği, çocuğun doğumundan beri babası ile çok kısa süreli kişisel ilişki kurduğu ve onu yeterince tanımadığı, her ne kadar kişisel ilişkinin kurulması konusunda davalı annenin de ihmali bulunduğu kabul edilebilir ise de, davacı babanın da çocuğun küçüklüğünden beri düzenli olarak kişisel ilişkiyi tesis etmek için yeterince çaba sarf etmediği, ancak dava tarihinden önce kısa aralıklarla birden fazla kez icra takibi ile kişisel ilişki kurmaya çalıştığı, gelinen aşamada davacı hakkında cinsel istismar iddiası ile ilgili yürütülen soruşturmanın devam etmesi, çocuğun yaşı, doğumundan itibaren sadece annesi ile yaşayıp babayı yeterince tanımayışı, ilkokula başlaması, alıştığı ortamın anne yanında oluşması, çocuğun üstün menfaati, velayetin değiştirilmesi halinde anneden uzun...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kabulü ile, çocuğun duygusal gelişimi açısından, olası eğitim durumunu aksatmayacak biçimde, davacının yanında yatılı olacak şekilde ve bayramlarda da görüşebilecekleri şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı vasi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Vasi vekili istinaf dilekçesinde özetle; çocuğun gelişimi, tarafların yaşadığı yerin uzaklığı, çocuğun yaşının küçük olduğu, davacı ile küçük çocuk arasında yatılı şekilde şahsi ilişki tesisinin çocuğun üstün yararına aykırı olduğunu, müvekkilinin çocuk ile görüşmesine karşı olmamakla beraber yatılı şekilde hüküm kurulmasının Zonguldak 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin verdiği kararının da zımnen geçersiz sayılmasına yol açtığını, bu sebeplerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu, torunla kişisel ilişki kurulması talebine ilişkindir....

    UYAP Entegrasyonu