Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anılan kararın velayet yönünden de istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince ortak velayete karar verilmesinin hatalı olduğuna ve velayetin babaya verilmesine karar verilmiştir. Velayet ve kişisel ilişki düzenlenirken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "Üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1. 34.3/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Velayet düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir....

    Velayet düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin dahi göz önünde bulundurulması gerekir. ilk derece mahkemesinin 10/08/2018 tarihli ara kararın gerekçesinde çocuğun baba yanında kaldığı belirtilerek geçici velayetin anneye verilmesi talebi reddedilip anne ile kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği görülmektedir. Uzman tarafından hazırlanan sosyal inceleme raporunda ortak çocuğun babası ile kalmaya devam etmek istediğini beyan ettiği, raporda da ortak çocuğun velayetinin babaya verilmesinin uygun olduğu belirtilmiştir....

      Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK md. 181/1- 2). (1) Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. (2)Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK md. 324). Çocuklar ile ana veya baba arasında düzenlenen kişisel ilişki ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır....

      Diğer taraftan; boşanma kararı ile velayeti anneye verilen ve hakkında açılan dava reddedilen Aytuğ Mert ile velayeti değiştirilen Ela Naz'ın birbirlerini göremeyecek şekilde kişisel ilişki düzenlenmiştir. Kişisel ilişki düzenlenirken kardeşlerin birbirini görmelerine olanak sağlayıcı şekilde düzenleme yapılması kardeşlik ilişkisinin gelişmesi için önemlidir. Tarafların müşterek çocuklarının velayet hakkı farklı ebeveynlere verildiğine göre, kişisel ilişki düzenlemesinin, kardeşlerin de birbirini görecek şekilde yapılması zorunludur. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

      Davalı 09.10.2020 tarihli dilekçesi ile; velayetin anneye verilmesini istemiş, aylık 5000 TL nafakayı her yıl ÜFE-TEFE ortalaması ile ödeyeceğini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince "...müşterek çocuğun tedbiren velayetinin değerlendirilmesi amacıyla sosyal inceleme raporu alınmış, tedbiren velayetini anneye tevdiinin çocuğun üstün yararına olduğunun, baba ile kişisel ilişki kurulmasının çocuğun bireysel ve sosyal menfaatine uygun olacağının bildirildiği görülmüştür. Dosya kapsamında aksine bir durum, delil de bulunmamaktadır....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların 3ay önce boşandıklarını, bir ay öncesine kadar çocukların anne yanında kaldığını, davacının evlilik birliği içerisinde alkol bağımlılığı olan kaçak alkol yapıp satan, düzenli bir işi olmayan birisi olduğunu, eldeki davayı müvekkilini barışmaya ikna etmek ya da nafaka yükümlülüğünden kurtulmak için açtığını, son bir aydır davacının kişisel ilişki sırasında müşterek çocukları yanına alıp, göndermeyerek onları doldurduğunu, müvekkilinin kişisel ilişki kurmasını engellediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile ; müşterek çocukların velayetinin değiştirilerek, davacı babaya verilmesine, davalı anne ve çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, müşterek çocuk Efe lehine dava tarihinden itibaren aylık 300- TL, Kerem lehine aylık 250- TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak velayeten davacıya ödenmesine karar verilmiştir....

      Velayet kendisine verilmeyen ebeveyn ile çocuklar arasındaki kişisel ilişkinin düzenlenmesi hususu çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Ortak çocuğun uzman raporunda yer alan beyanları da dikkate alınarak, idrak çağında bulunan ortak çocuğun baba ile kişisel ilişki konusunda görüşlerine başvurulmadan, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki düzenlemesi usul ve kanuna aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir. Ne var ki, ilk incelemede bu yön nazara alınmadan kararın kişisel ilişki yönünden düzeltilerek onandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı-karşı davalının kişisel ilişkiye yönelik karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 30.03.2016 tarih, 2016/5765 esas, 6369 karar sayılı onama kararının, kişisel ilişki yönünden kaldırılarak hükmün bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

        Davalı-karşı davacının kişisel ilişki düzenlemesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple davalı-karşı davacının velayetin değiştirilmesi kararına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE, yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ise kişisel ilişki düzenlemesine yönelik temyiz itirazlarının ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 176.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 21.03.2019(Prş.)...

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, açılan davayı kabul etmediklerini, iddiaların doğru olmadığını, müvekkilinin tanışmak üzere otele gidip erkek arkadaşıyla birlikte aynı odada kalmadıklarını, müvekkilinin oğlunun müşterek çocuğa fiziksel şiddet uygulamadığını, müvekkilinin yaz döneminde mahkeme ilamı gereği kişisel ilişkinin tesisi için çocuğu babanın yanına gönderdiğini, çocuğun Ordu'da babaannesi ve halasıyla yaşadığını, davacının inşaat işçisi olduğundan çoğunlukla il dışında çalıştığını, velayetin babaya verilmesi halinde çocuğun her iki ebeveyninden de uzak kalacağını, müvekkilinin ekonomik ve sosyal durumunun çocuğuna bakabilmesi için yeterli olduğunu belirterek öncelikle davanın reddine, bu talep kabul görmediği takdirde ortak velayete karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulüne, velayetin davalı anneden değiştirilerek babaya verilmesine, anne ile yazılı şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir....

          HMK 355.maddeye göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen hallerle sınırlı olarak yapılır. 3. kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak; anneanne, dede, büyükanne ve büyük babalarla torun arasındaki kişisel ilişki, torunun bunlarla "aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, onların da torun sevgilerini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olması gerekir....

          UYAP Entegrasyonu