Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın asılsız ithamlarda bulunduğunu, müşterek çocuğun annesi ile birlikte gittiğini, kendisine ait odası ve güzel bir yaşamı bulunduğunu, müşterek çocuğa müvekkilinin baktığını ve yanından ayırt etmediğini, müşterek çocuğun sadece teslim günlerinde anneannesine gittiğini ve oradan teslim edildiğini, davacının çalıştığını müşterek çocukla ilgilenmesinin mümkün olmadığını, müşterek çocuğun müvekkilinin eşi tarafından sevilmekte olduğunu ve gerekli ilginin de gösterildiğini, davacının olayın yaşandığı güne kadar çocuğu teslim almaya kendisinin hiç gelmediğini, her geldiklerinde müşterek çocuğu aldıklarını, müşterek çocuğu gelip almadığı günler çok olduğunu, davacının kişisel ilişki günlerine riayet eden bir kişi olmadığını, müvekkilinin hiçbir zaman velayet hakkını kötüye kullanmadığını, aksine davacı tarafın kişisel ilişki hakkını kötüye kullandığını, bu nedenlerden dolayı velayetin değiştirilmesi ve kişisel ilişkinin yönünden de davanın...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen davacı-davalı tarafından kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi isteminin reddine dair hüküm yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kişisel ilişki tesis edilmesine yönelik kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Velayet kendisine bırakılmayan tarafça kişisel ilişkinin kurulması ya da değiştirilmesi her zaman talep olunabilir (TMK.m.183). Tarafların boşanmalarına dair ilamda baba ile müşterek çocuklar arasında kurulan kişisel ilişki, müşterek çocukların üstün yararlarına uygun olmadığı gibi, onların okul ve günlük yaşamlarını da olumsuz yönde etkileyecek niteliktedir....
Kimlik Numaralı BUSE KÖSE'nin VELAYET HAKKININ T.C. Kimlik numaralı davalı baba T2'den KALDIRILMASINA, Tarafların müşterek çocuğu Caner KÖSE ve Buse KÖSE'nin VELAYETİNİN Davacı anne T1'ye VERİLMESİNE, Müşterek çocuk Can KÖSE yönünden açılan velayet değişikliği davasının reddine, aralarında ki kişisel ilişkide düzenleme yapılmasına, Velayeti Davalı babada olan müşterek çocuk CAN KÖSE ile DAVALI ANNE arasında kişisel ilişki kurulmasına, Velayeti DAVACI ANNEYE verilen müşterek çocuklar Caner KÖSE ve Buse KÖSE ile DAVALI BABA arasında kişisel ilişki kurulmasına," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı, Caner ve Buse'nin velayeti yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı anne tarafından açılmış velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir....
Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK.m.323). Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK.m.324). Velayetin üzenlenmesinde ana ve babalık duygularının tatmini gözetilmekle birlikte, asıl olan çocuğun üstün yararıdır (TMK md. 339)....
Mahkemece dosyaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda erkeğin asıl boşanma davası kabul edildiği halde asıl davada velayet talebi reddedilerek velayet yönünden hüküm kurulmamış, birleşen erkeğin tedbiren velayet davasında ise ortak çocukların velayetlerinin baba...a verilerek anne ile aralarında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Birleşen dava velayetin "tedbiren" düzenlenmesi davası olup bu davada hükmedilen velayete ilişkin düzenleme boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar hüküm ifade edecektir. Buna karşılık asıl boşanma davasında boşanma kararı verilmesine rağmen ortak çocukların velayetleri hakkında (TMK m.182) düzenleme yapılmamış, velayetler askıda kalmıştır. Açıklanan nedenlerle boşanma davasında ortak çocuklara yönelik velayet düzenlemesi yapılmaması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Velayet, aynı zamanda annenin velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir.Açıklanan nedenlerle;ilk derece mahkemesi kararına dair davacı-karşı davalı kadın vekilinin itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Velayeti annesinde olan küçük Barış John ile baba arasında belirli günlerde yatılı olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yanında telefon ile de kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Ne var ki, telefon görüşmelerini kapsayacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi infazda güçlüğe yol açacak niteliktedir. Yerel mahkemece infazda güçlük yaratılıp tereddüt oluşmasına sebebiyet verecek nitelikte kişisel ilişki düzenlemesi yapılması doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından, velayet talebinin reddi, kişisel ilişki süresinin kısaltılan bölümleri, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden, davalı anne tarafından ise, kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, velayeti annede bulunan ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilerek, “aynı şehirde oturmaları hali" ve “farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir...
Dava, kişisel ilişki yönünden terditli taleptir. İlk derece mahkemesince velayetin kaldırılması talebi reddedilmiş, anneanne ile torun arasında kişisel ilişki kurulmuştur. Velayetin kaldırılması istenilen 24/03/2013 doğumlu T10 annesi 25/04/2014 tarihinde vefat etmiş olmakla velayeti davalı babadadır. Dosya kapsamında toplanan deliller, alınan ve yeterli olduğu görülen uzman raporu, özellikle davacı tanıklarının baba ile çocuk arasındaki ilişkiye dair görgüye dayalı beyanları bulunmaması hususları dikkate alındığında davacı tarafın velayetin kaldırılmasına ilişkin iddialarını ispatlayamadığı, velayetin kaldırılması için TMK'nın 348.maddedeki yasal şartların oluşmadığı dikkate alındığında velayetin kaldırılmasına ilişkin verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Bu haliyle davacı tarafın velayetin kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Velayet ve kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin karardan önce psikolog, pedagog ve ya sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlar tarafından her iki tarafın yaşadığı ortamda ayrı ayrı inceleme yapılması, taraflarla ve çocukla görüşmek suretiyle velayet ve şahsi ilişki düzenlenip düzenlenmeyeceği, şahsi ilişkinin süresi konusunda ayrıntılı rapor alınması gerekli iken bu hususta rapor alınmadan karar verildiği görülmüştür. İstinaf incelemesinin yapılabilmesi için tarafların tüm talepleri hakkında delillerin değerlendirildiğini gösterir biçimde usulüne uygun toplanmış delillerin dosyada bulunması zorunludur. Kabule göre de; hafta sonları için düzenlenen kişisel ilişkinin neden yatısız olarak düzenlendiği de açıklanmaksızın yatısız kişisel ilişki düzenlenmesi doğru bulunmamıştır....
Kişisel ilişki düzenlemesine yönelik kurulacak hükmün, çocukların yüksek yararını yakından ilgilendirmesi ve kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle velayeti anneye bırakılan çocuklar ile baba arasında şahsi ilişki tesis edilmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Davacı kadın ile çocukların Aydın ilinde ikamet edeceği, babanın ise İnegöl / Bursa 'da oturduğu anlaşılmaktadır....