Somut olayda çocuğun velayeti, velayet hakkı verilen annenin vefatı nedeniyle askıda olup babanın sulh hukuk mahkemesinde devam eden vasi atanması dosyasında "velayeti istiyorum" şeklindeki beyanı velayetin kendisine verilmesi yönünde usulüne uygun olarak dava açıldığını göstermez. Ancak TMK 335. maddesi uyarınca aslolan velayet olduğundan mahkemece babaya bu konuda dava açmak üzere süre verilmesi, dava açılması halinde bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre baba tarafından açılacak velayet davasının kabulü halinde davanın reddine, reddedilmesi halinde ise vasi atanmasına karar verilmesi gerekir. Bu durumda uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Tarsus 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davaya konu çocuk ile velayet sorumluluğuna sahip olan ebeveyn arasında çıkar çatışmasının bulunduğu nazara alınarak çocuğu davada temsil etmek üzere temsil kayyımının atanması için (TMK m. 426/2) vesayet makamına ihbarda bulunulması, atanacak temsil kayyımının duruşmaya daveti ve göstermesi halinde tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik hasım ve inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 2-Velayet, kamu düzenine ilişkindir. Davanın kabulü halinde küçüğe vasi atanması gerektiği ve velayete yönelik düzenlemelerde asıl olanın "velayet" (TMK m. 335/1) olduğu hususu da gözetilerek dava sonucu verilecek karardan etkilenmesi muhtemel olan dava dışı babaya davanın ihbar edilerek varsa göstereceği delilleri toplanarak, hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Düzenlenmesi) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinde inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Turhal 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/260 Esas, 2016/64 Karar sayılı ilamı ile Muharrem Yavuz'dan boşandığını, velayetin TMK nun 182....
Davada, velayet sahibi anne ve baba ile küçük 20.02.2012 doğumlu... arasında menfaat çatışması vardır. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 4 ve 9. maddeleri ve Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi gereğince küçüğü davada temsil etmek üzere kayyım atanması için vesayet makamına ihbarda bulunulması, açılan davanın sonucunun beklenilmesi, çocuğu temsilen kayyımın davaya katılımının sağlanarak, gösterdiği takdirde delillerinin toplanıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.01.12.2016(Prş.) ......
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/03/2022 NUMARASI : 2020/591 ESAS-2022/302 KARAR DAVA KONUSU : Velayetin Kaldırılması KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin talebe konu çocuğun dedesi olduğunu, küçüğün babasının vefat ettiğini, davalının çocuğa gerekli bakımlarını yapamadığını, velayet görevlerini yerine getirmediğini, çocuğa müvekkilinin baktığını belirterek velayetin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddini talep ettiklerini, müvekkilinin velayetin gereksinimlerini yerine getirdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
in velayetinin annesine bırakıldığını, kararın 27.11.2012 tarihinde kesinleştiğini, velayet kendisine bırakılmış olan annesinin 18.04.2015 tarihinde öldüğünü ileri sürmüştür. Ana ve baba, boşandığına ve boşanma kararıyla velayet kendisine verilen anne daha sonra öldüğüne göre, bu halde velayet kendiliğinden babaya geçmez. Dolayısıyla, velayet davalıda değildir. Olmayan bir velayetin doğal olarak kaldırılması da istenemez. Ne var ki, velayet kamu düzenindendir. Dava dilekçesindeki açıklamalara ve yukarıda açıklanan hukuki duruma göre, dava, velayetin kaldırılması niteliğinde değil, çocuk üzerinde velayet hakkına tek başına sahip olan ebeveynin ölümü sebebiyle, çocuğun boşlukta kalan velayetinin yeniden düzenlenmesine ilişkindir. Davada kaldırma talep edilmiş olması, tespit edilen bu hukuki durum karşısında önemli olmayıp, dava, ortaya çıkan bu durumu hakime ihbar niteliğindedir. Bu durumda, ihbar edenin hukuki yararı olup olmadığına bakılmaz....
ın anne adının Bircan olarak düzeltildiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 335 inci maddesinde ise "ergin olmayan çocuk ana ve babasının velayeti altındadır" 337.maddesinde ise ''ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir'' hükmü yer almaktadır. Aynı Kanunun 404 üncü maddesinde de velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınacağı düzenlenmiştir. Sözü edilen yasal düzenlemelere göre, velayet hakkı, münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup, evlat edinme hali hariç, anne ve baba dışında hiç kimseye tevdi olunamayacağından, mahkemece velayetin anne olmayan ...'ya verilmesi, 2-Kabule göre de; kayden anne olan Bircan'ın velayeti babada olan ve babanın ölümü ile velisiz kalan ...'ın velayetini isteme hakkı bulunmaktadır. Bu hakkını kullanma imkanı tanınmadan ve velayeti istememesi halinde ise küçüğe vasi atanması gerektiği düşünülmeden ...'nın veli olarak atanmasına karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Mahkemece kesinleşen bozma kararı üzerine yapılan yargılama sırasında velayeti davaya konu küçüklere kayyım atanması için ihbarda bulunulduğu ve İstanbul Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1496 esas sayılı dosyası üzerinden çocuklara kayyım atanmasına ilişkin yargılamanın derdest olduğu, ne var ki mahkemece bu dosyanın sonucu beklenilmeksizin hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece kesinleşen bozma ilamı doğrultusunda ortak çocuklar için kayyım atanmasını takiben, çocukları temsilen kayyımın davaya katılımının sağlanarak, gösterdiği takdirde delillerinin toplanıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmayıp, hükmün bozulması gerekmiştir....
Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesince, kayyım atanması istenen ... ...'nin ikametgah adresinin ...,...,..., gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Türk Medenî Kanununun 426. maddesinde "Vesayet makamı, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re'sen temsil kayyımı atar. Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa..." hükmü; 431. maddesinde ise "Vasinin atanması usûlüne ilişkin kurallar, kayyım ve yasal danışmanın atanmasında da uygulanır." hükmü getirilmiştir. Diğer yandan, aynı Kanunun 411. maddesine göre de, "Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir."...
Oktak çocuk ... ile velayet sorumluluğuna sahip olan baba arasında çıkar çatışmasının bulunduğu nazara alınarak çocuğu davada temsil etmek üzere kayyım atanması için (TMK m.426/2) yetkili vesayet makamına ihbarda bulunulması, atanacak kayyımın duruşmaya çağrılması, göstermeleri halinde tarafların ve kayyımın delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik hasım ve eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 2-Ortak çocuklar Muhammed Özcan 2006, Recep Yılmaz 2007 doğumlu olup idrak çağındalardır....