Davalının velayet görevini ihmal ettiği ve velayetin değiştirilmesi şartlarının (TMK m. 183, 349) oluştuğu ispat edilememiş olup, davanın reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz Eden: Davalı Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm asli müdahil tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin ölümü halinde velayet sağ kalan eşe geçer. Boşanma kararıyla velayet kendisine verilen tarafın ölümü halinde velayet sağ kalan ebeveyne kendiliğinden geçmez. Velayet sahibi baba öldüğüne göre çocuklar yasal temsilden yoksun haldedir. Bu durumda, davada çocukları temsil etmek, hak ve menfaatlerini korumak için çocuğa temsilci atanması gereklidir ( Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 4/1)....
Velayet ve kişisel ilişki düzenlenirken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "Üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme md.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1. 34.3/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Velayet düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Tarafların davayı kabulü de tek başına hukuki sonuç doğurmaz....
Velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK md. 182/2). Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir (TMK md.330/1). İştirak nafakasının miktarı tayin edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir karar verilmelidir. Diğer taraftan, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Tarafların tespit olunan sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alındığında, müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası da azdır....
Diğer taraftan, anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK m.348). İlk derece mahkemesince," davalılar ana ve babanın küçüğe karşı özen ve yükümlülüklerini yerine getirmedikleri, çocuğu ile ilgilenmedikleri, küçük Gökhan hakkında Mersin 1. Çocuk Mahkemesinin 2018/194 tedbir sayılı kararıyla bakım tedbiri uygulanmasına karar verildiği, davanın, TMK.nun 348. Maddesi gereğince davalıların küçük Gökhan Aksan üzerindeki velayetin kaldırılması ve TMK.nun 311. Maddesi gereğince küçüğün evlat edindirilmesinde ana-baba rızasının aranmamasına ilişkin olduğu, davalı anne ve babanın özen ve yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeni ile velayet hakkının küçük yönünden ortadan kaldırılmasına, TMK 312....
Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir.” hükmü yer aldığı gibi, TMK'nın 351. maddesinin birinci fıkrasında da; durumun değişmesi hâlinde çocuğun korunmasına ilişkin önlemlerin yeni koşullara uydurulması gerektiği düzenlemesi mevcuttur.O hâlde, koşulların değişmesi (TMK m.183, 349, 351/1) veya velayetin değiştirilmesini gerektiren haklı bir sebebin bulunması hâlinde mahkemece velayetin değiştirilmesine karar verilebilir. TMK'nun 335 ila 351. maddeleri arasında düzenlenen “velayet”e ilişkin hükümler kural olarak, kamu düzenine ilişkindir ve velayete ilişkin davalarda resen (kendiliğinden) araştırma ilkesi uygulandığından hâkim, tarafların isteği ile bağlı değildir. Velayetin değiştirilmesine yönelik istem incelenirken, ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Karşılıklı boşanma davalarının ( TMK m. 166/1) yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, davacı-karşı davalı kadının tedbir, yoksulluk ve tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuk için nafakalara, davalı-karşı davacı erkek lehine maddi ve manevi tazminata karar verilmiş, verilen karar davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri ile nafakalar, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafakaların miktarı yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise velayet düzenlemesi yönünden, istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince ortak çocuğun velayeti konusunda rapor alınması ve çocuğun tercihinin sorulması gerektiğinden bahisle erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının...
Dava; velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. TMK'nın 183. maddesinde "Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, resen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır." şeklindeki düzenlemeye göre değişen koşullara göre velayetin değiştirilmesi mümkündür. Yine, TMK'nın 349. maddesinde; “Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir” hükmü yer aldığı gibi, TMK'nın 351. maddesinin birinci fıkrasında da; "Durumun değişmesi halinde, çocuğun korunmasına ilişkin önlemlerin yeni koşullara uydurulması gerekir" düzenlemesi mevcuttur....
Velayet; ana veya babanın, ergin olmayan çocuklarının veya kısıtlanmış ergin çocuklarının kişi varlığına, malvarlığına ve bu iki husus hakkında onları temsiline ilişkin sahip oldukları hakların ve yükümlülüklerin bütününe denir (Akıntürk, Turgut: Türk Menedi Kanunu C.2, Aile Hukuku, İstanbul 2002, s. 400). Velayet, çocuk ergin oluncaya kadar onunla ilgili alınması zorunlu kararları alma hususunda veliye sorumluluk yükler ve onları yetkili kılar. Bu bakımdan modern hukukta velayet, bir hak olduğu kadar aslında çocuğun üstün yararının sağlanması bakımından yetki ve sorumluluk da içerdiğinden hak ve yükümlülüklerin toplamı olarak kabul edilmektedir. Velayetin nihai amacı, henüz erginliğe ulaşmamış küçüğün, ileride bir yetişkin olarak gelecekteki hayata hazırlanmasını sağlamaktır (AKYÜZ, Emine Çocuk Hukuku Çocuk Haklarının Korunması, 2012 s. 220)....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/03/2021 NUMARASI : 2020/33 ESAS-2021/166 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma BİRLEŞEN DAVA : Velayetin Düzenlenmesi KARAR : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2021/1679 Esas- 2022/2700 Karar T.C. ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2....