Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; tarafların 03.07.2020 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı boşandıkları, 2005 doğumlu İnci Çağlar ile 2008 doğumlu Müge Çağlar'ın velayetlerinin anneye bırakıldığı, çocuklar yararına iştirak nafakalarına hükmedilmediği, eldeki bu dava ile davacı annenin müşterek çocukların barınma, beslenme gibi giderleri bulunduğunu belirterek her bir çocuk için aylık 1.500'er TL iştirak nafakası talebinde bulunduğu tartışmasızdır. Boşanma davasında iştirak nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir. Çünkü, bu nafaka velayet hakkı verilen davacı anne tarafından çocuk adına istenmekte ve nafaka borcu bu nedenle her an yenilenen borçlardan olduğundan yeniden doğmaktadır. Nitekim, iştirak nafakasında nafaka doğmadan bu nafakadan feragat mümkün değildir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tarafların müşterek çocuğu olan İpek Duru'nun babada olan velayetinin davalarının kabulü ile davacı anneye verildiğini, ancak takdir edilen aylık 500,00 TL nafakanın çok düşük olduğunu, müvekkilinin özel sektörde çalıştığını, pandemi şartlarında olumsuz etkilendiğini, maaşının ev giderleri ile iki müşterek çocuğun ihtiyaçlarına yetmesinin mümkün olmadığını, davalının ise devlet memuru olduğunu, hükmedilen nafaka miktarının düşük olması sebebiyle kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava; velayetin fer'isi olan iştirak nafakası istemine ilişkindir. İştirak nafakası, velayet hakkı kendisine bırakılamayan eşin, velayet hakkı verilen eşe çocuğun bakım ve eğitim giderleri karşılığı gücü oranında yapacağı katkıdır. Dayanağını TMK'nun 182/2.maddesi oluşturur....
Her ne kadar davacı baba tarafından yerel mahkeme kararına karşı iştirak nafakası davasının kabulü kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, hükmedilen nafaka miktarının fahiş olduğu, davalı anne vekili ise; hükmedilen iştirak nafakası miktarının hakkaniyete aykırı olacak şekilde düşük olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede; yerel mahkemece tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, velayeti değiştirilerek anneye verilen müşterek çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, hükmedilen iştirak nafakası miktarının yerinde ve yeterli olduğu anlaşılmakla, tarafların nafaka kararı ve miktarına yönelik yapmış oldukları istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İlk derece mahkemesince ortak çocuğun annede olan velayetinin değiştirilerek davacı babaya verilmesine, davacı lehine aylık 550 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline, davalı aleyhine Ankara 20. Aile Mahkemesinden verilen iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, velayet değişikliği ile müşterek çocuk için davalı kadın lehine bağlanan iştirak nafakasının kaldırılmasına dair karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Uyuşmazlık konusu takdir edilen nafaka miktarı ile, yargılama giderlerine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul çağında ise okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir....
nun 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....
Davalı cevap dilekçesinde; boşanma sırasında iştirak nafakası ödemeyi davacının kabul etmiş olduğunu, davacının malulen emekli olmadığını, çalışabilecek durumda olduğunu, nafaka ödemenin ahlaki borcu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkânları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....
Davacı-davalı anne, dava dilekçesiyle velayetin değiştirilmesi yanında iştirak nafakası istemiş, eğer bu talebi kabul edilmez ise ortak çocukla olan kişisel ilişkisi günlerinin genişletilmesini talep etmiş, davalı-davacı baba da birleşen davasında anlaşmalı boşanma davasıyla kararlaştırılmadığından iştirak nafakasının hüküm altına alınmasını istemiş, mahkemece, kadının veleyetin değiştirilmesi, karşı davacı babanın da iştirak nafakası davaları kabul edilerek, ortak çocuğun velayetinin tedbiren anneye verilmesine, velayetin değiştirilmesi davası kesinleştikten sonra çocuk yararına iştirak nafakasına, ayrıca baba içinde çocuğun anneye teslim edileceği tarihe kadar iştirak nafkasına ve babaya verilen iştirak nafakasının da anlaşmalı boşanma davasında ortak çocuk adına devri kararlaştırılan konutun tahmini kira geliri kadar mahsubuna karar verilmiştir....
Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Ancak nafaka takdir edilirken; velayet kendisine tevdi edilmeyen tarafın ekonomik imkanları yanında; çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları da dikkate alınmalı, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeği ve yüklendiği sorumluluklar da gözönünde bulundurulmalıdır. Bu bağlamda somut olaya baktığımızda; tarafların 2000 yılında anlaşmalı boşandığı; 28.09.1998 doğumlu çocuğun velayetinin anneye verildiği, anlaşma hükümleri çerçevesinde boşanma ilamında çocuk lehine iştirak nafakası takdir edilmediği, 12 yıl sonra eldeki davanın açıldığı, davacı annenin polis memuru olduğu, aylık 2.700,00 TL gelirinin bulunduğu; davalı babanın bir şirkette operasyon memuru olarak çalışıp, aylık 1.000,00 TL kazandığı, 28.09.1998 doğumlu.....9.sınıf öğrencisi olduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Düzenlenmesi - İştirak Nafakası Verilmesi - Nafakasının Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından, nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre 16.10.1998 doğumlu Cemre ve 26.10.2010 doğumlu Görkem Arda'nın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası çoktur. Mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ancak, TMK. 330/1.md. göre; nafaka miktarı çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur. Yine, aynı kanunun 331. md. göre; Durumun değişmesi halinde, hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır. Dosya kapsamına göre tarafların Antalya 4....