Mahkemece davalının boşanma davasının açıldığı günlere denk düşen bir tarihte davacının kusurlu davranışları nedeniyle ayrı yaşama hakkına dayalı olarak tedbir nafakası davasını açıp bilahare 04.10.2011 tarihinde bu talebinden feragat ettiği, bu tarihe kadar olan davacının kusurlu eylemlerinin affedilmiş olduğu gerekçesiyle 04.10.2011 tarihinden önceki davacı eylemlerinin hükme esas alınmadığı, ancak davalının müşterek çocuğa şiddet ve davacıya hakaret içeren sözler söylemesi şeklindeki kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayet hakkının davalı anneye tevdiine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk için 100 TL tedbir, 200 TL iştirak nafakasına, davalı kadın lehine 150 TL tedbir nafakası takdirine, davalının kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebi ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi'ne temyiz kanun yolu açık olmak üzere, asıl dava (önlem nafakası davası) yönünden KESİN olmak üzere OY BİRLİĞİ ile karar verildi....
Dava; velayetin değiştirilmesi, iştirak nafakasının kaldırılması ve geriye dönük ödenen iştirak nafakasının iadesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması, karşı dava ise; yoksulluk nafakasının artırılması talebine ilişkindir. Davacı taraf; dava dilekçesi ile velayetin değiştirilmesi talebinin yanısıra, geriye dönük iştirak nafakası ödemelerinin iadesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinde bulunmuştur. Yargılama aşamasından geriye dönük ödenen iştirak nafakası talebinin 8.400,00.-TL'lik kısmı ile ilgili olarak harç ikmali yapılmış ancak yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönüyle harç ikmali yaptırılmamıştır. Davalı ise; cevap dilekçesi ile; lehine boşanma davası ile hükmedilen yoksulluk nafakasının ÜFE'ye göre arttırılması talebinde bulunmuş, mahkeme tarafından yargılama aşamasında davalı tarafa harç ikmali yapması hususunda karar vermiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/02/2020 NUMARASI : 2019/311 ESAS, 2020/87 KARAR DAVA KONUSU : NAFAK KARAR : Taraflar arasındaki davaların yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını, boşanma protokolü uyarınca müşterek çocuğun velayetinin anneye verilerek çocuk için aylık 500 TL iştirak nafakası, yine davalı anne için de aylık 500 TL yoksulluk nafakası takdir edildiğini, ilerleyen süreçte davalı annenin sigortalı olarak çalışmaya başladığını, yoksulluk şartlarının ortadan kalktığını, yoksulluk nafakasına ihtiyacının kalmadığını, yine işi ve yeni bir evlilik yapması nedeniyle müşterek çocukla yeteri kadar ilgilenemediğini, velayet görevlerini yerine...
istinaf taleplerinin reddine, velayetin taraflarına verilmesi kararının onanmasına, müşterek çocuk lehine dava tarihinden itibaren her ay 1.000 TL iştirak nafakasına, gelecek yıllarda TÜİK'in belirlemiş olduğu yıllık ÜFE oranında arttırım yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; velayetin tarafına verilmesi gerektiği ve davalı tarafın reddedilen nafaka talebi üzerinden vekalet ücreti verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir....
Dava; anlaşmalı boşanmadan sonra açılan iştirak nafakası istemine ilişkindir. TMK'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. TMK'nın 327/1 maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1 maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....
Davacı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1) dayalı boşanma davası; ile müşterek çocukların velayetinin kendisine verilerek tedbir, yoksulluk, iştirak nafakası maddi- manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş olup kararın gerekçe kısmında müşterek çocuk Umut'un velayetine ilişkin ".. müşterek çocuk 23/12/2014 doğumlu Umut GENÇTÜRK'ün velayet durumu göz önünde bulundurulduğunda davacı ve davalı tarafın her ikisine de velayetin verilmesine yer olmadığına, anne ve babanın çocuk üzerindeki velayet hakkının kaldırılmasına, müşterek çocuğa vasi tayini konusunda gereğinin değerlendirilmesi hususunda durumun Salihli Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarına" şeklinde ifadelere yer verilerek, Umut'un velayetin taraflara verilmesine yer olmadığına derken aynı zamanda TMK.m348 gereğince velayetin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
Hukuk Dairesinin 2016/4453 Esas 2017/9868 Karar) İlk derece mahkemesince, tarafların müşterek çocuklarından 2006 doğumlu Nisa Uzuncan'ın velayeti, babanın velayet talebi olmadığı gerekçe göserilerek anneye verilmiştir. Halbuki, davalı babanın 21/01/2021 tarihli yazılı beyanı ile velayet talebinde bulunduğu ve davalı babanın velayet hususunda verilen kararı da istinaf ettiği anlaşılmıştır. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Somut olayda, mahkemece çocukların velayeti yönünden herhangi bir rapor alınmadan veya idrak çağındaki çocuk dinlenmeden anneye verilerek, eksik araştırma sonucu hüküm kurulması doğru olmamıştır. Davalı babanın istinaf başvurusu bu sebeple yerindedir. "Velayet düzenlenmesinde en önemli ölçüt, velayeti düzenlenen çocuğun üstün yararıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ile velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Davalı-davacı kadının herhangi bir iş ve gelirinin olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır....