WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yoksulluk nafakası ile yükümlü tutulmamalıdır. 2-Velayet kamu düzenine ilişkin olduğundan meydana gelen olaylar dava açılmasından sonra gerçekleşse bile görülmekte olan boşanma davasında değerlendirmeye alınması gerekir. Farklı düşünüyorum....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması-Velayet Düzenlemesi-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından iştirak nafakası yönünden; davalı-davacı tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-davalının temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemenin ilk hükmünde davacı-davalının açmış olduğu tanıma ve tenfiz davasında karar verilmesine yer olmadığına, velayetin anneye verilmesine, davalı-davacının iştirak nafakası davasının ise reddine karar verilmiş, bu karar davalı-davacının temyizi üzerine Dairemizin 10.4.2014 gün ve 2014/154 esas 2014/8531 karar sayılı ilamı ile “velayeti anneye tevdi edilen müşterek...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması-İştirak Nafakasının Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından, iştirak nafakasının artırılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) ekonomik durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....

        SONUÇ:Yukarıda 2. bentte gösterilen nedenle temyiz edilen kararın hüküm fıkrasından nafakaya ilişkin 4. bendin çıkarılarak yerine "müşterek çocuk ...için velayetin tedbiren anneye verilmesi ve teslim tarihi olan 17.09.2009 tarihinden hükmün kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakası; hükmün kesinleşmesinden itibaren ise iştirak nafakası niteliğinde olmak üzere, aylık 350 TL. nafakanın davacıdan alınarak davalıya verilmesine" sözlerinin yazılmasına, hükmün nafakaya ilişkin bölümünün bu DÜZELTİLMİŞ olarak, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.07.03.2011(Pzt)...

          nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....

            Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....

            Davacı-davalı baba tarafından 27.11.2015 tarihinde velayeti altında bulunan çocuk yararına iştirak nafakası davası açılması üzerine davalı-davacı anne tarafından 30.12.2015 tarihinde birleşen velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası talepli dava açılmıştır. Mahkemece "dinlenen tanık anlatımları, uzman incelemesindeki değerlendirmeler ve toplanan kanıtlara göre küçüğün yaşına, sağlık ve eğitim durumuna, duruşmada alınan beyanına ve tarafların dava süresince gözlemlenen eğilimleri değerlendirilerek küçüğün velayetinin davalı-davacı anneye verilmesinin küçük Mehmet Görkem'in çıkarına ve tarafların durumuna uygun olacağı" gerekçesiyle velayetin değiştirilerek anneye verilmesine karar verilmiştir. Toplanan delillerden boşanma davasından sonra velayet sahibi babanın velayet görevini kötüye kullandığı veya velayetin değiştirilmesini gerektiren ihmal ve istismarının varlığı ispatlanamadığı gibi kişisel ilişkiye engel olduğu iddiası da kanıtlanamamıştır....

              Davalı erkek vekilinin; müşterek çocuk Hasan hakkındaki velayet düzenlemesine ve çocuk için hükmedilen nafakaların kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Esas dosya yönüyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin babaya verilmesine, anne ile şahsi ilişki tesisine, kadın için 250 TL Tedbir-yoksulluk nafakasına, davacı erkeğin maddi, davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, birleşen dosya yönüyle açılan davanın kısmen kabulüne, davacı kadın için 250 TL önlem nafakasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Asıl dosyada erkeğin açtığı asıl davanın kabulünü, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddini, velayetin babaya verilmesini, çocuklar için talep ettiği nafakanın reddini, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarını, birleşen dosyada önlem nafakası miktarını istinaf etmiştir....

              Aile Mahkemesinin 19/10/2011 tarih, 2011/823 Esas, 2011/916 Karar sayılı kararıyla anlaşmalı boşanmışlar, müşterek çocuğun velayeti anneye verilmiş, çocuk için 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın için 1.250,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, karar temyiz edilmeden 28/11/2011 tarihinde kesinleşmiştir. Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu, özellikle idrak çağındaki çocuğun duruşmadaki beyanı dikkate alındığında, çocuğun 2003 yılından itibaren fiilen baba yanında kaldığı, yeme, içme, barınma, eğitim vs ihtiyaçlarının baba tarafından karşılandığı, annenin fiilen velayet görevini yerine getirmediği dikkate alındığında küçüğün menfaati kapsamında velayetin babaya verilmesi doğru olduğu gibi ilk derece mahkemesince kurulan hüküm de usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Bu haliyle davacı erkeğin velayetin dava tarihinden itibaren verilmesine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. İştirak nafakası fiilen çocuğa bakmaya bağlı bir nafakadır....

              UYAP Entegrasyonu