WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/12/2021 NUMARASI : 2021/518 ESAS 2021/601 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

Velayete konu 2005 doğumu Hümeyra Tuğçe ve 2007 doğumlu Emirhan Tuğra'nın yaşı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, düzenlenen sosyal inceleme raporları, idrak çağındaki çocukların beyanı dikkate alındığında velayetlerinin babaya verilmesi gerektiği, çocukların yaşına göre fiilen baba yanında yaşamamalarının velayetin babaya verilmesine engel olmayacağı, mahkemece kararda yazılı nedenlerle çocukların üzerindeki anne babanın velayet hakkının kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmadığından, davacı-k.davalı babanın velayet konusundaki istinaf başvurusunun kabulüne, bu konudaki yerel mahkeme kararının kaldılarak çocukların velayetinin babaya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Bu kapsamda, davalı-k.davacı annenin velayete, velayet kararına bağlı olarak da çocuklar için tedbir/iştirak nafakası talebine ilişkin istinaf başvurusunun reddi yönünde karar verilmesi gerekmiştir. Tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Somut olayda;Davalının gerek dava süreci gerek boşanma sonrası müşterek çocuğun bakım ve geçimine katkıda bulunma yükümlülüğü bulunmakla çocuk için tedbir ve iştirak nafakası isteme koşullarının gerçekleştiği,11.12.2019 tarihli ara karar ile çocuk için hükmedilen aylık 200 TL.tedbir nafakasının tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına,paranın alım gücüne ihtiyaç ve gelirlere,nafakanın niteliğine,TMK 4 ncü maddesine göre fazla olmadığı, 03.04.2005 doğumlu olan çocuğun istinaf başvurusu sonrası reşit olduğu,böylece velayet ve iştirak nafakası yönünden istinaf başvurusunun konusunun kalmadığı,ancak istinaf başvurusunun bu sebepler yönünden başlangıçta haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği,gerek uzman raporu içeriği,gerek çocuğun beyanları ve alıştığı ortam dikkate alındığında velayetin anneye verilmesinde ve baba ile belirtilen şekilde kişisel ilişki tesisinde karar tarihi itibarı ile isabetsizlik bulunmadığı gibi belirlenen iştirak nafakasının da yukarıda tedbir nafakası bölümünde...

geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır(TMK.md.169, 186/2) amir hükümleri uyarınca, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar müşterek çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları müşterek çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında, TMK'nın 182/2. maddesi gereğince velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılma zorunluluğu bulunduğundan müşterek çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, müşterek çocuğun zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında, Boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut...

İştirak nafakası ise, velayet hakkı kendisine bırakılmayan eşin, velayet hakkı verilen eşe çocuğun bakım ve eğitim giderleri karşılığı gücü oranında yapacağı parasal katkıdır. Somut olayda ise; tarafların ayrı yaşadığı, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermediği anlaşılmakla, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kararın kesinleşmesiyle birlikte nafakanın yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    TMK. 182/2. maddesinde; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.” denilmektedir. Ayrıca kanunun 327- 334 maddeleri arasında ebeveynlerin mali yükümlülükleri düzenlenmiştir. İştirak nafakası çocuk reşit oluncaya kadar veli olan ebeveyne çocuğun giderlerine katkı amacıyla ödenen bir nafakadır. Çocuk 18 yaşını ikmal ettiğinde reşit olduğundan velininde velayet hakkı kalkar. Bu durumda hükmedilmiş olan iştirak nafakası da mahkeme kararına gerek olmaksızın kendiliğinden ortadan kalkar. Tarafların boşanmalarına ilişkin ilam ile velayeti davalıya verilen müşterek çocuk Kübra 31/07/1996 doğumludur. 31/07/2014 tarihinde reşit olmuştur. Davalı lehine bu çocuk için hükmedilmiş iştirak nafakası da çocuğun reşit olduğu tarihte kendiliğinden ortadan kalkmıştır....

    (TMK. nun 330/1. maddesi) Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ilk derece mahkemesince tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, tarafların gelir durumları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakanın miktarının yetersiz olduğu anlaşılmakla dairemizce takdiren müşterek çocuk lehine aylık 1500 TL iştirak nafakası hükmedilmesine, kararın mahiyeti gereği tedbir talebinin reddine, karar vermek gerekmiştir....

    SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; geçici velayetin davalı müvekkili anneye ivedilikle verilmesini, hükümle birlikte velayetin değiştirilerek davalı müvekkil anneye verilmesini, iştirak nafakasının ise çocuğun annenin yanında fiilen yaşamaya başladığı 28 Kasım 2020 tarihinden itibaren başlamak üzere aylık 2500 TL olarak belirlenmesi ile davanın kesinleşmesi tarihinden itibaren tefe tüfe oranında nafakanın arttırılmasını,yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davanın KISMEN KABULÜ ile, Karşıyaka 4....

    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, T.M.K.’nun 182/2 maddesi uyarınca küçükler yararına kararın kesinleşmesinden itibaren küçük Şeyma Nur için aylık 125 TL, küçük Nisa Nur için aylık 125 TL iştirak nafakası takdiri ile küçüklerin ihtiyaçları için harcanmak üzere davalıdan alınarak velayet hakkı kendisine verilen davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakası istemine ilişkindir. 1) TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....

      Davalı cevap dilekçesinde özetle; Müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmiş ise de davacının müşterek çocuğu kendisine vermediği gibi görüşmesine de engel olduğunu, hem davacının bu davranışları hem de gelirinin bulunmaması nedeniyle müşterek çocuğun velayet haklarını kullanamadığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, velayet talebi dışındaki taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, velayet hakkını kullanmasına kendi davranışları ile engel olduğunu, kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceğininden maddi taleplerin reddinin gerektiğini, evlilik tarihi olan 11/11/2013 tarihine kadar yoksulluk nafakası ödeme yükümlülüğü altında olduğunu, bu nedenle nafakaya ilişkin ödemelerin bu dönem borcuna sayılmasının gerektiğini, takip dosyasındaki kesilen maaş miktarının alacak kalemlerine oranlaması sonucunda davacının yoksulluk nafakası ödemekle yükümlü olduğu dönem borcunu dahi karşılamadığını, takip ilama dayalı açıldığından davacının iddialarının takibin durdurulmasını gerektirmediğinin...

      UYAP Entegrasyonu