Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile; müşterek çocuk Erdinç Can'ın, davalı baba üzerinde bulunan velayet hakkının kaldırılması ile velayet hakkının davacı anne Cihangül Şengöz' e verilmesine, velayeti anneye bırakılan küçük ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına müşterek çocuk için dava tarihinden itibaren hükmolunan aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının, kararın kesinleştiği tarihten itibaren aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası olarak davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, karar verilmiştir....

Her bir müşterek çocuk yönünden hükmedilen nafakanın bir yıllık tutarı (200x12) 2400,00 TL, davacı kadın yönünden hükmedilen nafakanın bir yıllık tutarı (300x12) 3600,00 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırının altındadır. Bu sebeple Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341, 346 ve 352. maddeleri gereğince davacının her bir müşterek çocuk için ve kendisi için hükmedilen nafakanın miktarına yönelik istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı kadının nafakanın miktarına, davalı kocanın ise velayete yönelik istinaf talebinin incelenmesine; Velayet yönünden inceleme Anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi: ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır bir biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK md. 348). Velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velâyetin kaldırılmasını gerektirmez....

Davacı tarafın bu yöne ilişkin istinaf itirazları bu sebeple yerindedir. 2- Her ne kadar asıl dava olan velayetin değiştirilmesi davası maktu harca tabi bulunmasına rağmen mahkemece nispi harca hükmedildiği, eksik nispi harcın davalıdan tahsiline karar verildiği anlaşılmakta ve bu durum usul ve yasaya aykırı ise de davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmadığından, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir. 3- TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocukların giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....

Diğer taraftan nafaka belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Nafaka takdir edilirken tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır. Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden; taraflar arasındaki iştirak nafakasının arttırımı davasında 16.01.2007 tarihli kararla müşterek çocuk lehine aylık 200 TL iştirak nafakasına ve nafakanın her yıl ... oranında artırılarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm verildiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, nafakanın her yıl ... oranında otomatik olarak artırılmasının, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamada yeterli olup olmadığı ve dolayısıyla nafakanın yeniden belirlenmesinin gerekip gerekmediği hususundadır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. * Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar.(TMK.md.183,349,351/1) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir.Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmez....

      Davacı baba, her ne kadar davalı annenin evlendiği ve iki çocuğunun olduğu ve eşinin geliri ile geçindiğini, bu durumda annenin de çocuğa gerektiği gibi ilgi ve yardımda bulunamadığını, çocuğun 2014- 2015 eğitim yılından itibaren eylemli olarak kendisinin yanında kaldığını, çocuğun tüm ihtiyaçlarını ile kendisinin karşıladığını ileri sürmüş ise de, velayet konusunda çocuğun üstün yararının ön planda tutulması gerektiği, çocuğun menfaati gerektirdiği takdirde velayetin değiştirilebileceği veya kaldırılabileceği, davaya konu olayda ortak çocuğun velayetinin anneye verildiği tarih ile eldeki davanın açılış tarihi arasında, annenin velayet görevini kötüye kullandığı, ihmal ettiği ya da yerine getirmediği bu nedenle velayetin kaldırılması veya değiştirilmesini gerektirir herhangi bir nedenin varlığının ispatlanamadığı, davacı babanın, davalı annenin velayet görevini ihmal ettiğine ilişkin başkaca bir delil de sunmadığı, idrak çağındaki çocuğunun mahkememiz huzurunda usulüne uygun şekilde alınan...

      ın vasi olarak atanmasına karar verildiği; anne Selda'nın ise Denizli 3.Aile Mahkemesi'nin 2013/865 esas sayılı dosyası ile velayetin kendisine tevdii hususunda dava açtığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; Türk Medeni Kanununun 336.maddesine göre boşanma halinde velayet, çocuk kendisine bırakılan tarafa ait olup velayet hakkı sahibinin ölümü durumunda çocuğun velayeti doğrudan sağ eşe geçmez. Velayet altında bulunmayan çocuk vesayet altına alınır ise de aslolan velayet olup sağ olan annenin velayetin kendisine tevdii hususunda dava açtığı anlaşıldığından, öncelikle bu davada, annenin velayet görevini layıkıyla yerine getirip getirmeyeceğinin, çocuğun üstün yararı gözetilerek belirlenmesi gerekir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Kaldırılması-Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06.12.2011 (Salı)...

          Aile Mahkemesi'nin 2020/180 E. sayılı dosyası ile velayetin kaldırılması davası açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, vasi olarak atanan Kemal Şahin tarafından açılan velayetin kaldırılması dosyasının Konya 2. Aile Mahkemesi'nin 2020/180 Esas sayılı dosyasıyla birleştirildiğini, küçüklerin halen velayet altında olmalarına rağmen mahkemece küçükler hakkında herhangi bir sosyal inceleme raporu alınmadan, Konya 2. Aile Mahkemesi'nin 2020/180 E. sayılı dosyasının kararı beklenilmeden çocukların vesayet altına alındığını, şu anda çocukların hem velayet hem de vesayet altında bulunduklarını, Münevver Şahin'in vasi Kemal Şahin'in silahıyla öldürüldüğünü, vasi hakkında kasten adam öldürmeyi azmettirme suçundan dolayı soruşturmanın devam ettiğini, velayet hakkının öncelikli olduğunu, küçüklerin üzerindeki velayetin kaldırılmadan vesayet altına alınmasının hukuka aykırı olduğunu, verilen kararın icrasının mümkün olmadığını ileri sürmüş ve kararın kaldırılmasını istemiştir....

          nin velayet sahibi olan babanın kısıtlanması ve daha önce de annenin ölmesi üzerine çocuklara vasi tayin edilmesi için Asliye Hukuk Mahkemesince İhbarda bulunulmuştur. Velayet sahibi babanın kısıtlanması ile velayet kendiliğinden sona ermez. Koşullar mevcutsa velayetin kaldırılmasına, uygun değilse ancak o zaman küçüğe vasi atanması yoluna gidilebilir. Mahkemece öncelikle kısıtlanan babaya velayetin verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunu inceleme görevi Aile Mahkemesine, Aile Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Velayetin babaya verilmesinde sakınca bulunan hallerin saptanması halinde ise Aile Mahkemesi çocuğun vesayet altına alınması konusunda Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunacaktır. Bu durumda uyuşmazlığın Aile Mahkemesi sıfatıyla İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

            UYAP Entegrasyonu