Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar. Aynı Kanunun 419/son maddesinde ise kısıtlanan ergin çocukların kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılacağı hükme bağlanmıştır. Kısıtlama dosyası kapsamına göre hükümlü ..., annesi ...'nin velayeti altında bırakılmıştır. Açıklanan Yasa hükümlerine göre, kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 Sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince aile mahkemesidir. Dava dilekçesi kapsamından; davanın, velayetin kaldırılması ve başka şahsın vasi olarak atanması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
Davacı baba vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı çocukların mahkeme huzurunda uzman eşliğinde dinlenmediği, davanın reddi kararının eksik incelemeye dayandığı ve usul yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; yerel mahkemece, tarafların Yığılca Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/107 E.- 2013/80K. sayılı ilamı ile boşandıkları ve müşterek çocuk 2006 doğumlu Asya Melis ve 2009 doğumlu Arda Enes'in velayetlerinin anneye verildiği, davanın konusunun velayetin değiştirilmesi davası olup, mahkemece kolluk araştırması yapıldığı, tanıkların dinlendiği, hem Körfez'de hem Düzce'de sosyal inceleme raporları alındığı, tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, TMK 348. madde uyarınca velayetin değiştirilmesi koşullarının oluşmadığı, davalı annenin velayet görevini fiilen kullandığı, çocuklara gereken ilgiyi gösterdiği, onlara karşı yükümlülüklerini savsaklamadığı, iyi bir anne olduğu, velayetin kaldırılması sebeplerinin somut olayda mevcut olmadığı, 28/06/2021...
Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkının anne veya babaya verilmesinden sonra velayet kendisine verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayeti alan anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin değiştirilmesine ilişkin şartlar TMK’da açıkça düzenlenmiştir. TMK’nın “Durumun Değişmesi” başlıklı 183....
VELAYET HAKKININ KAPSAMIVELAYETİN KALDIRILMASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 337 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 340 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 342 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 346 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalının temyizine gelince; Velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar (TMK m. 337-340-342-346). Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Mahkemece, velayetin babadan kaldırılması isteğine ilişkin dava reddedilmiş, velayet babada bırakılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi - Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki “velayetin değiştirilmesi” davası ile aynı davacı tarafından bağımsız olarak açılan "iştirak nafakasının kaldırılması”na ilişkin davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Müşterek çocuk 21.03.2011 doğumlu olup, boşanma kararıyla velayeti davalıya bırakılmış, karar 08.03.2013 tarihinde kesinleşmiş, eldeki dava ise 19.06.2013 tarihinde açılmıştır. Mahkemece, “velayetinin davalıdan alınmasını gerektiren bir durumun mevcut olmadığı, davalının Mardin'de kendi yaşam ortamında ve şartlarında çocuğuyla yeterince ilgilendiği” kabul edildiği halde, “çocuktaki geniz eti sorunun giderilmesi için davalının herhangi bir girişimde bulunmadığı, ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Velayetin Tedbiren Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tedbiren velayet ve nafakanın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davanın Türk Medeni Kanununun 197. maddesi uyarınca açılan bağımsız tedbir nafakasına ilişkin olup, mahkemece kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmiş olduğunun anlaşılmasına göre davacının nafakanın miktarına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayet düzenlemesi yapılırken; gözönünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme md.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md.1; TMK.md.339/1. 343/1. 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md, 4/...
aralarındaki nafakanın kaldırılması ve istirdat davasına dair ...11. Aile Mahkemesinden verilen 03/07/2015 günlü ve 2014/1640 Esas - 2015/1136 Karar sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 23/12/2015 günlü ve 2015/14737 Esas - 2015/20935 Karar sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; ...7.Aile Mahkemesinin 11/03/2010 tarih 2008/1108-2010/271 sayılı kararı ile 2 yıl süreyle davalı ile ayrılıklarına, ayrılık süresince müşterek çocukların velayet haklarının davacı anneye verilmesine karar verildiğini, müşterek çocuk İdil Muzaffer için aylık 250 TL, ...'...
(Muhalif) KARŞI OY YAZISI Davacı velayetin kaldırılması davası açmış, ilk derece mahkemesi, ara kararla küçüğün anneannenin bakım ve gözetiminde bırakılmasına, hükümle ise velayetin babadan kaldırılmasına, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar vermiştir. Her iki taraf vekilin istinaf yoluna başvurması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi, davalı tarafın istinaf talibinin tümüyle reddine, davacı tarafın istinaf talebiyle ilgili olarak ise; kişisel ilişki yönünden istinaf talebinin kabulüne karar vermiş, velayet ve kişisel ilişki düzenlenmesi konularında yeniden hüküm kurmuştur. Velayetin kaldırılması, velayetin eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velayetin geri verilmesi çekişmesiz yargı işleri arasında [HMK m.382-(2)-b)-13)] sayılmasına karşın, kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin dava ve işler, çekişmesiz yargı işleri (HMK m.382) arasında sayılmamıştır....
Davalı ise cevap ve karşı dava dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında düzenli işi ve gelirinin bulunmadığını, Öz Yonca Tavukçuluk isimli işyerinin davalıya ait olmayıp oğlu Berkay'a ait olduğunu, oğulunun işyerinde zaman zaman gündelik yevmiye karşılığnda tavuk kesim işi yaptığını, 2015 yılında iflas ettiğini, bakmakla yükümlü eşi ve çocuklarının bulunduğunu, nafakaların artırılması talebinin reddine karar verilmesini, nafakanın kaldırılması gerektiğini beyan etmiştir....
ve manevi her türlü desteği kendisine verdiğini beyan etmesine, küçüğün tercihinin üstün yararına bulunmadığının ispatlanmamasına, her ne kadar mahkemece davacının ortak velayete ilişkin talebi hakkında ayrıca bir değerlendirme yapılmaksızın velayetin değiştirilmesi yönünde gerekçe oluşturulmuş ise de; ortak velayetin ebeveynlerin istemesi ve uyum içerisinde olmaları halinde çocuğun menfaatine uygun olacağına, eldeki dosyada ise tarafların velayet konusunda ortak bir kararlarının olmadığı gibi çocuğun babasına karşı da mesafeli olmasına, bu durumda ortak velayetin çocuğun menfaatine uygun olmayacağına göre, davacı babanın yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....