Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(TMK md.348) Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir....

Somut olayda davacı kadın ortak çocuk yararına aylık 1.500 TL bağımsız katılım nafakası talep etmiştir. İlk derece mahkemesince ortak çocuk yararına çocuğun dava tarihinden itibaren aylık 650 TL katılım nafakasına hükmedilmiştir. Ortak çocuk yararına hükmedilen bir yıllık miktarı göz önüne alındığında bölge adliye mahkemesinin bağımsız tedbir nafakasının reddedilen bölümüne yönelik kararı kesindir. Bu nedenle kadının; bağımsız tedbir nafakası davasının reddedilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Davacı kadının bağımsız katılım nafakası davasının kısmen reddine yönelik temyiz dilekçesinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.17.05.2022(Salı)...

    Mahkemece, davanın kabulü ile velayetin değiştirilmesine, ortak çocuk yararına 200,00 TL iştirak nafakası ödenmesine ve davacı lehine velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası talepleri ile ilgili ayrı ayrı maktu vekalet ücretine karar verilmiştir. Davacının velayetin değiştirilmesi ve velayetin değiştirilmesine karar verildiği takdirde ortak çocuk yararına iştirak nafasına hükmolunması talebi tek bir dava niteliğinde olup, davacı lehine bu davanın kabulü sebebiyle tek bir maktu vekalet ücreti takdiri yerine iki ayrı maktu vekalet ücreti verilmesi doğru değildir. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....

      mal rejiminden kaynaklanan hak ve alacak talepleri olmadığının TESPİTİNE, Taraflarca imza edilerek dosyaya sunulan 13/07/2021 tarihli protokolün (düzenlemenin) 4721 Sayılı TMK'nın 166/3. maddesi uyarınca değiştirilmiş hali ile ( Taşınmaz, velayet ve iştirak nafakası yönüyle) TASDİKİNE," karar verilmiştir....

      Davalı vekili 22/10/2021 tarihli beyan dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu tarafın davacı olduğunu, müvekkilinin herhangi bir ksururunun bulunmadığını, bu nedenle öncelikle davanın reddine, müvekkili için aylık 2.000 TL tedbir nafakası takdirine, boşanmaya karar verilmesi halinde takdir edilen tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına nafakanın her yıl TEFE-TÜFE oranında arttırılmasına, velayetin anneye verilmesine, her bir çocuk için aylık 1.000 TL tedbir-iştirak nafakası takdirine, takdir edilen nafakaların her yıl TEFE-TÜFE oranında arttırılmasına, müvekkili için 100.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminat takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında şahsi ilişki tesisine, davalı vekilinin taleplerinin reddine karar verilmiştir....

      Aile Mahkemesinin 2016/533 Esas-2017/920 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, boşanma kararının 11/06/2019 tarihinde kesinleştiği, müşterek çocuk 30/06/2005 doğumlu Ömer Kağan Didikci'nin velayetinin babaya verildiği, velayeti babasına verilmesine rağmen küçüğün annesinin yanında kaldığı, velayetin anne tarafından kullanıldığı, çocuğun tüm bakım ve iaşesinin anne tarafından sağlandığı ve çocuğun velayet hususunda aldırılan sosyal inceleme raporundaki beyanında, annesinin yanında daha rahat olduğu, burada daha mutlu olduğu ve bundan sonra da annesi ile birlikte yaşamak istediğini beyan ettiği anlaşıldığından..."...

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1888 KARAR NO : 2021/2131 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : REŞADİYE ASLİYE(AİLE) HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/02/2021 NUMARASI : 2020/218 ESAS - 2021/249 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Yardım Nafakası)|Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:02/03/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların 2017/66 esas, 2017/418 karar sayılı ilamıyla anlaşmalı olarak boşandıklarını, söz konusu anlaşma protokolünde tarafların birbirinden maddi ve manevi herhangi bir talepleri olmayacaklarını, kararda müşterek çocuk Buğra Mikail Taşıran'ın velayetinin anne T1 Busenaz Taşıran'ın velayetinin davalı T3 verildiğini, mahkeminin 01.02.2018 tarihinden itibaren baba T3 200,00 TL iştirak nafakası ödemesine karar verdiğini, mahkeme kararında anne ve babanın velayeti kendisinde bırakılan çocukla şahsi...

      Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir....

        Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun karar verilmelidir....

          Bu nedenle, davacının istinaf başvurusunun, istinaf kanun yoluna başvurma talebinin kesin karara ilişkin olması nedeniyle, HMK'nın 341/4 ve 352. maddeleri gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davacının velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine ilişkin karara yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde; Toplanan delillerden, davalının velayet görevini yerine getirmediğinin ispatlanmadığı, velayetin değiştirilmesinin koşullarının oluşmadığı, ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dosya içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kararın çocukların üstün menfaatine uygun olduğu, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının bu yöndeki istinaf isteminin esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur...

          UYAP Entegrasyonu