Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir. 2- Davacı kadının dava dilekçesi ile velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası talebinde bulunduğu, bu nafakanın velayetin eki niteliğinde olduğu anlaşılmakla mahkemece kabul edilen velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası yönünden iki ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki yukarıda gösterilen yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmez. O halde kararı düzeltilerek onanması Hukuk Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesine uygun düşer....
Bu husus nazara alınmadan aleyhinde "kesin hüküm" oluşturacak şekilde nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. 3-Üçüncü kişinin temyiz itirazlarına gelince; Babanın babası tarafından bağımsız olarak açılan ve boşanma davasıyla birleştirilerek görülen davada; velayetin ana ve babadan kaldırılması istenmiştir. Sebep olarak her iki ebeveynin de "akıl hastası" olduğu gösterilmiştir. Davalı (baba)nın akıl hatası olduğu tıbben belirlenmiş, bu sebeple kısıtlanmış, velayet altına konulmuştur. Boşanma davası da akıl hastalığı sebebine dayanılarak açılmış ve kabul edilmiştir. Boşanma kararı ile birlikte velayetin davacı anneye bırakılmasına karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava,hala tarafından açılan velayetin kaldırılması istemine ilişkin olup yasal dayanağı TMK'nın 348.maddesidir. Anılan madde uyarınca ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması ve benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi veya ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veyahutta ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması durumunda velayetin kaldırılmasına karar verilebileceği, velayet ana ve babanın her ikisinden de kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanacağı hükme bağlanmıştır. Velayetin kaldırılması kararı çocuk için ana veya baba için ağır sonuçlar doğuran bir karardır. Asıl olan, ana veya babası sağ olan ve velayete tabi çocuğun ,velayet altında bırakılmasıdır....
Aile Mahkemesinin 2014/82 Esas 2014/310 Karar sayılı 19/06/2014 tarihli kararı ile ''... boşanma davasından sonra annenin çocuğu dede ve babaanne yanına bırakıp gittiği, o zamandan beridir çocuğa dede ve babaannenin baktığı, annenin çocuğu yanına almadığı, başka bir şehirde olması nedeni ile velayet görevini yerine getiremediği, çocuğa karşı yükümlülüklerini savsakladığı ve çocuğun beyanları dikkate alınarak babanın da akıl hastalığından kısıtlı olması nedeni ile velayet verilemeyeceğinden çocuğa vasi tayini için ihbarda bulunulmasına karar verildiği, Samsun 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1022 Esas, 2014/1110 Karar sayılı kararı ile velayet alında bulunmayan küçüğün reşit oluncaya kadar kısıtlanmasına, dedesi Zeyfittin Sakallı'nın vasi olarak atanmasına karar verildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Velayet düzenlemesi yapılırken; gözönünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m. l; TMK m. 339/1. 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde gözönünde tutulur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar ...Mahkemesinin 16.10.2007 tarih ve....sayılı 22.10.2007 kesinleşme tarihli dosyası ile boşanmış olup, ...karar sayılı dosyası ile yabancı mahkeme ilamının tanınmasına karar verilmiştir. Söz konusu ... mahkemesince verilen boşanma kararında velayet yönünden bir düzenleme bulunmamaktadır... Hukukuna göre boşanmadan sonra da küçükler anne ve babanın müşterek velayeti altında bulunmakta ise de; Türk Hukukunda müşterek velayet müessesesi bulunmamaktadır. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir (HMK m.33). Davacının dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava velayetin düzenlenmesi istemine ilişkindir....
TMK'nın 337/2. maddesinde "ananın, küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayetin kendisinden alınmış olması durumunda hâkimin çocuğun menfaatine göre vasi atayacağı veya velayeti babaya tevdii edeceği" öngörülmüştür. Somut olayda öncelikle tartışılarak değerlendirilecek konu velayetin babaya tevdi edilip edilmeyeceğine yönelik olacaktır. Velayetin tevdii hususu aile mahkemesinin görev alanı içerisinde bulunduğundan öncelikle bu husus aile mahkemesince değerlendirilecek, küçüğün babasının velayeti altına konulması mahkemece uygun görülürse aile mahkemesince bu konuda karar verilecek aksi halde TMK'nın 337. maddesi gereğince küçüğe vasi tayin edilmek üzere dosya sulh hukuk mahkemesine gönderilecektir. Buna göre aile mahkemesince velayetin küçüğü tanıyan babaya verilip verilmeyeceği konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinden uyuşmazlığın aile mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekir....
Düzenlemede asıl olan çocuğun üstün yararı olduğuna göre, taraflardan delillerinin sorulması, göstermeleri halinde toplanması, göstermedikleri takdirde de re’sen delil toplanması, bu çerçevede çocuğun üstün yararının ebeveynlerinden hangisinin yanında bulunmak olduğu ve velayet sahibinin değiştirilmesini gerekli kılan bir durumun bulunup bulunmadığı hususunda 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi uyarınca, psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlara inceleme yaptırılarak, rapor alınması ve tüm deliller birlikle değerlendirilerek, sonuca gidilmesi gerekir. TMK'nun 183. Maddesi hükmüne göre, ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması halinde hakim, velayetin düzenlenmesi konusunda gerekli önlemleri alır hükmüne amirdir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayet düzenlemesi yapılırken; gözönünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "Üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m.l; TMK m. 339/1.343/1. 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde gözönünde tutulur....
Küçük vesayet altında bulunduğuna göre vesayete ilişkin bu karar usulüne uygun biçimde kaldırılmadan, velayetin tevdiine ilişkin bu dava incelenemez. O halde, davanın öncelikle vesayetin kaldırılması talebini içermesi sebebiyle, bu bölüme yönelik istemlerin vesayet makamı tarafından incelenmesi gerekli olduğundan davanın vesayetin kaldırılmasına ilişkin bölümünün tefrik edilerek Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi, vesayet makamı tarafından verilecek karara göre de velayet davasıyla ilgili olarak işin esası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.06.2016 (Salı)...