AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/03/2022 NUMARASI : 2021/445 ESAS 2022/219 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından velayet ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosya içerisine alınan sosyal inceleme raporunda, davacı kadın sigortalı olarak çalıştığını beyan etmiştir....
Bu nedenle idrak çağındaki ortak çocukların velayetleri konusunda mahkemece görüşünün alınması, gerektiğinde velayetin anne veya babadan hangisine verilmesinin çocukların üstün yararına olacağı konusunda 4787 sayılı Kanunun 5. maddesinde gösterilen uzman veya uzmanlardan velayet konusunda rapor alınarak, tüm delillerin birlikte değerlendirilip sonucuna göre velayet hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların müşterek çocukları 2003 doğumlu K. 20.09.2003 tarihinde öldüğü halde hakkında velayet düzenlemesi yapılması ve lehine iştirak nafakası takdir edilmesi doğru olmamıştır....
nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken, ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....
Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava M.K.nun 183. maddesi ile 348,349 vd. maddelerine dayalı velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin değiştirilmesine ilişkin şartlar TMK’da açıkça düzenlenmiştir. TMK’nın “Durumun Değişmesi” başlıklı 183. maddesinde; “Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re'sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.” hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu madde, velayetin değiştirilmesi sebeplerini hüküm altına almıştır....
Velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsadığından (TMK.337- 340- 342- 346), velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz....
Bölge adliye mahkemesince kanun yolu incelemesi sonunda, davalı erkeğin dilekçelerin karşılıklı verilmesi ve ön inceleme aşamaları tamamlandıktan sonra iştirak nafakası talebinde bulunduğu, bu hususta karşı tarafın açık muvafakatinin olmadığı gibi davalı tarafça yapılmış usulüne uygun bir ıslah işleminin de bulunmadığı gerekçesiyle davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf isteminin kabulüne, hükmün buna ilişkin kısmının kaldırılarak "Davalının iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına," sair istinaf istemlerinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Boşanma ve ayrılık vukuunda, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK m. 182/2). Bu hususu hakimin, görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir....
Dava; tedbir ve iştirak nafakası istemine ilişkindir. TMK'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. TMK'nın 327/1 maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1 maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/12/2021 NUMARASI : 2021/518 ESAS 2021/601 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN: MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, velayet ve iştirak nafakası yönünden; davalı kadın tarafından ise maddi ve manevi tazminat, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı kadın cevap dilekçesi ile Türk Medeni Kanununun 174/1, 2. maddeleri uyarınca 30.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminat talep etmiştir. Davalının bu talepleri boşanmanın eki niteliğinde olup, ayrıca harca tabi değildir....