Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aylık 250,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakası istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2.maddesi ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen anne babanın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün geliri gözönünde bulundurulmalıdır. Diğer taraftan nafaka takdirinde velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....
İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun karar verilmelidir. Dosya içeriğinden; tarafların 07/09/2015 tarihinde kesinleşen ilam ile boşandıkları, müşterek çocukların velayetinin anneye bırakıldığı, talep olmadığından, müşterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmediği anlaşılmaktadır....
TMK'nun 182/2.maddesine göre; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranıda katılmak zorundadır. Aynı Kanununun 331.maddesine göre ise; durumun değişmesi halinde, hakim istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler vaya nafakayı kaldırır. İştirak nafakası davalarında davacı, küçüğe fiilen bakan anne veya baba, çocuğun velayet hakkı kendisine verilen anne veya baba, velayet haklarının anne ve babadan alınması halinde küçüğe atanan vasi veya kayyımdır. İştirak nafakası, çocuğun ergin olduğu tarihe kadar devam eder. Çocuk ergin olunca iştirak nafakası kanun gereği kendiliğinden sona erer. Somut olayda; küçüğün velayeti kendisine verilen davacı anne, müşterek çocuğun giderlerine davalı babanın katkıda bulunmadığı iddiasıyla iştirak nafakası talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Düzenlenmesi-Tedbir ve İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, nafaka miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.15.01.2015(Prş.)...
Davacı baba vekili 13/12/2021 havale tarihli katılma yoluyla istinaf dilekçesinde öz olarak; dava tarihinden çocuğun reşit olduğu tarihe kadar talep edilen iştirak nafakası hakkında bir karar verilmediğinden bahisle kararı istinaf etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Marmaris 3.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2020/208 Esas - 2021/191 Karar sayılı 13.12.2017 tarihli ilamı ile Velayetin babaya verilmesi ve iştirak nafakası talebinde çocuk ergin olduğundan konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, menfi tespit davası istirdata dönüştüğü anlaşıldığından 6.810,00 TL ödenmiş nafaka miktarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı lehine çocuk ergin olması sebebiyle velayet verilmediğinden iştirak nafakası talebinin reddine, karar verilmiştir....
Davalı erkek vekili tarafından, velayetlerin değiştirilerek anneye verilmesinin hatalı olduğu ve dava tarihinden geçerli olacak şekilde iştirak nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu takdir edilen nafaka miktarlarının fazla olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla; her ne kadar yerel mahkemece, velayetleri değiştirilerek müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesine karar verilmiş ise de; velayet yönünden eksik inceleme ile karar verildiği, idrak çağındaki müşterek çocukların uzman pedagog eşliğinde mahkeme huzurunda velayete ilişkin beyanlarının alınması gerektiği halde, bu hususlara riayet edilmediği, kararın bu yönü ile usul ve yasaya aykırı olduğu, ayrıca velayet değişikliği sonrasında, çocukların fiilen anneye teslim edildikleri tarih itibari ile tedbir nafakasına, velayet kararının kesinleşme tarihinden itibaren ise, iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, müşterek çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakası başlangıcının, dava tarihi...
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 550 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....
YHGK nun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 E 235 K sayılı kararıyla nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Nafakanın kesinlik sınırının belirlenmesinde hükmedilen nafakanın her bir birey için yıllık nafaka fark miktarı ayrı ayrı değerlendirilir. Davalıya ödenen aylık 300,00.TL yoksulluk, müşterek çocuk 26/11/2009 Zerda ödenen aylık 200,00.TL iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddi yönü ile yıllık yoksulluk nafakası fark miktarı 300,00.TLx12= 3.600,00.TL ve yıllık iştirak nafakası fark miktarı 200,00.TLx12= 2.400,00.TL dir. Dolayısıyla bu rakamlar, her bir birey yönünden karar tarihindeki 5.390,00.TL olan kesinlik sınırının altındadır ve karar istinaf talebinde bulunan davalı erkek yönünden HMK nun 341/4 maddesi gereği kesin niteliktedir....
Diğer yandan; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında; çocuk için takdir edilen aylık 1000.00 TL iştirak nafakası miktarı hakkaniyete uygun olduğundan davalı vekilinin nafakanın miktarına ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak dosya kapsamına göre yargılama sırasında çocuğun Ortaca İmam Hatip Devlet Yurdu'nda kaldığı anlaşılmaktadır. Eldeki davada velayetin değiştirilmesi kararı nedeniyle iştirak nafakasına hükmedildiğinden dosya kapsamına göre iştirak nafakasının velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşmesiyle hüküm ve sonuçlarını doğuracağı dikkate alınarak iştirak nafakasının başlangıç tarihinin velayet kararının kesinleşme tarihi olması gerekir iken mahkemece dava tarihinin esas alınması doğru bulunmamıştır....
Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun karar verilmelidir....