"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, yoksulluk nafakası yönünden davanın reddine, iştirak nafakası isteminin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, tarafların ... ....Aile Mahkemesi'nin .../06/2015 tarih 2015/408 Esas-2015/468 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, kararın .../06/2015 tarihinde kesinleştiğini, müvekkili ile müşterek çocuk lehine boşanma ilamında iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmediğini belirterek davacı müvekkili için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250.00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 500.00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde velayetini istediği müşterek çocuk için iştirak nafakası isteğinde de bulunmuştur. Mahkemece, davacının velayet talebi, haklı görülerek kabul edildiğine göre, iştirak nafakasıyla ilgili istek hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun gözetilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.06.2015 (Perş.)...
Çocuğun dava tarihinden önce anne ile yaşaması nedeni ile çocuk için tedbir nafakası ve velayet kendisinde olmayan baba aleyhine iştirak nafakası takdirlerinin yerinde miktarlarının çocuğun yaşına ve ihtiyaçlarına tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına uygun olduğu anlaşılmakla her iki tarafın nafakalara yönelen istinafının esastan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Boşanma veya ayrılık vukunda, çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf, gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür. (TMK. md. 182). Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabidir. Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir, ancak çocuk bunun tahsilini isteyemez. Somut olayda şikayete konu takip dosyasında; çocuk yararına anneye ödenmesine karar verilen iştirak nafakası, reşit olduktan sonra çocuk tarafından takibe konu edilmiştir....
Dolayısıyla velayet kendisine verilen eşin velayeti altında bulunan küçüğün menfaatine aykırı olarak ve henüz tahakkuk etmemiş iştirak nafakasından feragati geçersizdir. Feragate ilişkin beyan küçüğün ergin olacağı tarihe kadar sürecek olan nafakayı kapsamaz. İştirak nafakası her an doğup işleyen haklardandır. Tüm bu hususlar dikkate alındığında, boşanma sırasında iştirak nafakası talebinde bulunmayan davacının daha sonradan iştirak nafakası talebinde bulunmasına yasal engel bulunmamaktadır....
Aile Mahkemesi'nin 2010/51 E. sayılı dosyasında 06.04.2010 tarihli ara kararı ile hükmedilen tedbir nafakası için ilamların icrası yolu ile takip başlatılmayacağı ve icra emri gönderilemeyeceği gibi, hükmedilen tedbir nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen anne ... olup, reşit olan müşterek çocuk ... birikmiş tedbir nafakası alacağını takibe koyma hakkına ve sıfatına sahip değildir. Bu durumda, mahkemece, takibin dayanağı olan ilama göre alacaklı sıfatını haiz olmayan tarafından yapılan takibin, re’sen iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşantıları, kadın için takdir edilen yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk Enes için takdir edilen iştirak nafakasının, takdir edildiği tarih, günün ekonomik koşulları, kadının sabit işinin ve gelirinin olmaması, müşterek çocuk Enes'in yaşı ve giderlerinin artması, kadının yoksulluk durumunun devam etmesi birlikte değerlendirildiğinde; kadının yoksulluk nafakası artırım talebinin reddi, müşterek çocuk Enes için takdir edilen iştirak nafakası artış miktarının toplanan delillere, usul ve yasaya uygun düşmediği, müşterek çocuk Enes için takdir edilen aylık nafaka artış miktarının yetersiz olduğu, ayrıca dava dilekçesinde usulüne uygun talep edilmesine rağmen müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakası artış miktarına gelecek yıllar için talep gereği olumlu ve olumsuz karar verilmemesinin de hatalı olduğu anlaşıldığından; davacı kadının İlk Derece Mahkemesince verilen...
Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1990 Baskı, Cilt 1, sayfa 756 vd. ) Somut olaya gelince; ... 1.Aile Mahkemesinin 2003/651 Esas, 2004/335 Karar sayılı boşanma ilamı ile 1.1.1994 doğumlu davacının velayeti annesine tevdi edilmiş ayrıca 200 amerikan doları iştirak nafakası da davacı yararına kullanılmak üzere velayet hakkı sahibi annesine verilmiştir. Bilindiği üzere iştirak nafakası velayet hakkı kendisine bırakılan eş tarafından çocuk adına ve yararına istenilmektedir. İştirak nafakasında asıl hak sahibi reşid olmayan çocuktur, davacı her ne kadar iştirak nafakasının hükmedildiği tarihte 18 yaşından küçük ise de, iştirak nafakasının yıllarca davalı babası tarafından ödenmemesi nedeniyle, biriken iştirak nafakasının tahsili amacıyla gerçekleştirilen icra takip tarihinde reşiddir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı ... 09.01.2015 tarihli dilekçesiyle tarafların boşanmalarına, velayete ve ihtiyati tedbir talebine yönelik temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin boşanma hükmü, velayet ve ihtiyati tedbir yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı vekili Av. ... 09.01.2015 tarihinde verdiği dilekçe ile maddi-manevi tazminat, tedbir-yoksulluk ve iştirak nafakaları talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün davacı (kadın) yararına takdir edilen maddi-manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası, müşterek çocukların yararına takdir edilen tedbir ve iştirak nafakaları yönünden bozulması gerekmiştir....
yersizdir. 2- Mahkemece davacı-davalı erkeğin boşanma davası ile davalı-davacı kadının tedbir nafakası (TMK m. 197) davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiş, Dairemizin 02.03.2016 tarih E.2015/13464 - K.2016/4154 karar sayılı ilamı ile karar boşanma yönünden onanmış, kadının yoksulluk ve iştirak nafakası talepleri ve ortak çocukların velayet düzenlemesi yönlerinden bozulmuş, bozma ilamına karşı davalı-davacı erkek tarafından 04.05.2016 tarihinde; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayet düzenlemesine yönelik olarak karar düzeltme talebinde bulunulmuş, bu aşamadan sonra davacı-davalı vekili vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak verdiği 08.08.2016 tarihli, davalı-davacı vekili ise 09.08.2016 tarihli dilekçeleriyle davalarından ve temyizlerden feragat ettiklerini bildirmişlerdir....