WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Mahkumiyet İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5237 sayılı TCK'nın 234/1. maddesinde düzenlenen öngörülen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunun oluşması için velayet hakkı elinden alınmış ana veya babanın ya da üçüncü derece dahil kan hısımlığı ilişkisi bulunan kişilerin, onaltı yaşını bitirmemiş bir çocuğu veli, vasi veya bakım ve gözetimi altında bulunan kimsenin yanından cebir veya tehdit kullanmaksızın kaçırması veya alıkoyması gerektiği, anılan maddede öngörülen analık, babalık veya üçüncü dereceye kadar kan hısımlığı ilişkisinin Medeni Kanun hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, anılan maddede ana veya babanın, velayet hakkı elinden alınmış olması halinde bu suçun faili olabileceği belirtildiğinden, öncelikle ana veya babanın çocuk üzerinde Medeni Kanun hükümlerine göre velayet hakkının bulunması ve daha sonra...

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, yoksulluk nafakasının reddi, velayet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı- karşı davalı erkek tarafından süresi içerisinde ''ziynet alacağı davasının kabulü, kusur belirlemesi,iştirak nafakasının miktarı , tazminatlar, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası'' yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise katılma yoluyla "erkeğin davasının kabulü, velayet ile şahsi ilişki düzenlemeleri, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası talebinin reddi, tazminat miktarları " yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

      Dairemizin 14.06.2021 tarihli kısmen onama, kısmen bozmaya dair ilamıyla “Taraflar arasındaki evlilik birliğinin boşanmayla değil, ölüm ile sona erdiği, velayet ile ilgili ilk verilen hüküm kesinleşmediği gibi anne ve babadan birinin ölümü halinde velayetin sağ kalana ait olacağı (TMK m. 336/3) da dikkate alınmaksızın, daha önceden ortak çocuklarla ilgili alınmış bir karar olduğu gerekçesiyle davalı kadının velayet isteminin reddine karar verilmesi doğru olmadığı” belirtilerek hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, ortak çocuk ...’un ergin olması sebebiyle bu çocuk yönünden velayet konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, ortak çocuk ...’nın velayetinin ise davalı anneye verilmesine karar verilmiştir. Velayet “kamu düzenine” ilişkindir ve asıl olan küçüğün velayet altında olmasıdır....

        Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde, velayet hakkı kapsamındaki yetkiler dâhilinde olan çocuğun soyadının belirlenmesi hususunun düzenlendiği 21.6.1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır." şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 8.12.2011 tarihli ve E.2010/119, K.2011/165 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı gerekçesinde, kadın ve erkeğin evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gereğine yer veren uluslararası sözleşme hükümlerine de atıf yapılmak ve eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayırım yapılması sonucunu doğuracağı...

          Boşanma halinde, velayet hakkı kapsamındaki yetkiler dâhilinde olan çocuğun soyadının belirlenmesi hususunun düzenlendiği 21.6.1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır." şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 8.12.2011 tarihli ve E.2010/119, K.2011/165 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı gerekçesinde, kadın ve erkeğin evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gereğine yer veren uluslararası sözleşme hükümlerine de atıf yapılmak ve eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayırım yapılması sonucunu doğuracağı belirtilmek suretiyle itiraz...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişki-Velayet-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı tarafından, velayet ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalının usulüne uygun açılmış velayet davasının bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.06.04.2015 (Pzt.)...

            Anayasa Mahkemesi’nin 25.06.2015 ve 2013/3434 numaralı, 11.11.2015 tarih ve 2013/9880 numaralı, 20.07.2017 tarih ve 2014/1826 numaralı bireysel başvuru kararlarında ise; velayet hakkı tevdi edilen çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebin, velayet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olması sebebiyle Anayasa’nın 20. maddesi kapsamında ele alınması gereken bir hukuki değer olduğunu, koruma, bakım ve gözetim hakkı veya benzer terimlerle ifade edilen velayet hakkı kapsamında, çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığını, eşlerin evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda olduğunu, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiğini, çocuğun bir aileye mensubiyetinin belirlenmesi amacıyla bir soyadı taşıması ile nüfus kütüklerindeki kayıtların...

            DAVA TÜRÜ :Vasinin Azli ve Vasi Tayini Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Tarafların ergin olan çocukları 1981 doğumlu Tayyar ile 1982 doğumlu Timur zeka geriliği nedeniyle kısıtlanarak baba davalı ... vasi olarak atanmış ve velayet hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Kısıtlama, vasi tayini, vasinin görevine son verilmesi, vesayetin kaldırılması, değiştirilmesi vesayet (Sulh Hakiminin) makamının görevi içerisindedir. Kısıtlananların velayet altında bırakılması (TMK. mad.369/2) kısıtlılık süresi içinde velayet hükümlerinin uygulanmasına ilişkindir.Bu nedenle vasinin görevden alınmasına ilişkin istemin vesayet makamı tarafından incelenmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

              Hukuk Dairesinin 2014/3905 Esas, 2014/8413 Karar sayılı 06/05/2014 tarihli kararı) 4721 sayılı TMK'nın 337.maddesi gereğince her ne kadar evlilik dışı doğan çocuğun velayeti anneye ait ise de, somut olayda annenin ergin olmaması nedeniyle çocuğa vasi tayin edilmiş olup, yukarıda alıntılanan Yargıtay kararında da açıklandığı üzere, velayet kendiliğinden davacı anneye geçmeyeceğinden ve aslolan velayet olup davacı anne dava tarihi itibariyle reşit olduğundan velayet talebi konusunda tüm delillerin eksiksiz toplanarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; velayet kendisine verilen davalı annenin, velayet görevini yerine getirmediği yahut ihmal ettiği müşterek çocuklar ile davacı anne arasındaki kişisel ilişkiyi velayet hakkını kötüye kullanacak şekilde engellediği hususları kanıtlanmış değildir. İdrak çağındaki çocukların beyanı da dikkate alındığında davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....

                UYAP Entegrasyonu