Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ile davalı-karşı davacı baba ve ortak çocuk 28.08.2012 doğumlu.... arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece; babanın davasının reddine, annenin kişisel ilişkinin kaldırılması davasının reddine ''uzman raporunda, ortak çocuğun dil gelişmininde mesafe alıncaya kadar baba ile küçük arasında yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının küçüğün yararına olacağı şeklindeki uzman görüşü sebebiyle'' ........

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi - Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı anne tarafından açılan ortak çocukların velayetinin değiştirilmesi, davalı-davacı babanın geçici velayet annedeyken açtığı birleşen velayetin değiştirilmesi ve annenin açtığı birleşen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davalarının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince annenin velayetin değiştirilmesi davasının ortak çocuk Asena yönünden kabulüne, Tarkan yönünden feragat nedeniyle reddine, babanın açtığı velayetin değiştirilmesi davasında karar verilmesine yer olmadığına, annenin kişisel ilişki kurulması ve çocukların yurtdışına çıkarılması davasının kabülüne, Asena ile baba ve Tarkan ile anne arasında kişisel...

      ihlal edildiği yönünde karar verilerek yasanın ilgili maddesinin iptal edildiğini, Anayasa Mahkemesince yapılan değerlendirmede velayet altındaki çocuğun soyadının değiştirilmesine ilişkin davanın reddinin başvurucunun aile hayatına saygı hakkında müdale olduğunu vurguladığını belirterek müvekkilinin küçük çocuğunun Takış olan soyadının Ulu olarak düzeltilmesine bu şekilde nüfusa tescili yönünde karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

      Aile Mahkemesinin 2015/94 Esas ve 2016/254 Karar sayılı ile davalı T3 ile boşandıklarını, kararın 22/06/2016 tarihinde kesinleştiğini, tarafların evliliklerinden müşterek çocukları T5 dünyaya geldiğini, boşanma ile birlikte velayet haklarının anneye verildiği, velayet altında bulunan çocuğun müvekkili olan annesi ile soyadlarının farklı olmasından rahatsız olduğunu, çocuğun kendisini tanıtırken müvekkilinin soyadı olan Karakuş olarak tanıttığını, çocuğun soyadının annenin soyadı ile aynı olmasının çocuğun üstün yararı bakımından ruhsal gelişiminin olumsuz etkilenmemesi için müşterek çocuk T5, Gökçen olan soyadının Karakuş olarak değiştirilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayet-Kişisel İlişki Tesisi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayet hakkının kaldırılması kural olarak ana ve babanın çocukları ile kişisel ilişki kurma hakkını da ortadan kaldırmaz. Ana-babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi yüksek yararına aykırı olmadıkça ana-babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı, çocuğun temel haklarındandır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3)....

        Velayet hakkı, ana ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Evliliğin sonradan boşanma gibi nedenlerle ortadan kalkması halinde velayet hakkının anaya verilmiş olması çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi, sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya yeniden verilmesi halinde bu kez baba velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacak o halde baba da bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kütüklerindeki kaydın güvenilirliği ve istikrarı zedeleyeceği gibi asıl bu gibi uygulamalar çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratacaktır....

          Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, annenin iddialarını şüpheden uzak somut maddî deliller ile ispat edemediği, sosyal inceleme raporunda yapılan tespit ve değerlendirmeler dikkate alındığında baba ile kişisel ilişkinin kaldırılmasını veya daraltılmasını gerektirir bir durumun varlığının tespit edilmediği, babanın anayasal hakkı olan çocuğu ile birbirini tanımak, iyi ilişki kurmak ve manevî bağlarının devamını sağlamak, çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki gelişimi ve yüksek yararı açısından baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması veya daraltılması davasının reddine ilişkin sonuç kararda, karar gerekçesinde ve delillerin değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle velâyetin değiştirilmesi davası yönünden kesin olmak üzere istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

            Mahkemece, dosya kapsamı nazara alınarak ortak velayetin kaldırılması ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talepleri yönünden psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzmanlardan (4787 sayılı Kanun m.5), heyet raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre ortak velayetin kaldırılması ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi konusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan bu sebeplerle; esası ve sair istinaf talepleri incelenmeden kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; 1- Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kabulü ile Antalya 8....

            Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK.m.324). Velayetin üzenlenmesinde ana ve babalık duygularının tatmini gözetilmekle birlikte, asıl olan çocuğun üstün yararıdır (TMK md. 339). Velayet hakkı anneye ait olmakla birlikte babanın da babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, yatılı olacak şekilde çocukla düzenli ve sürekli bir kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi elde etmek hakkı mevcuttur. Aynı zamanda bu ilişki çocuk yönünden de bir haktır....

            UYAP Entegrasyonu