Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 5510 sayılı Kanunun 101. maddesi bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde görüleceğini hükme bağlamıştır. Buna göre bir davanın İş Mahkemesinde görülebilmesi için taraflar arasında işçi ve işveren ilişkisinin bulunması ve uyuşmazlığın bu ilişkiden kaynaklanması gerekmektedir. Somut olayda, davacı, davalının yetkisi olmadığı halde 3.kişi konumunda olan müşterilerinden olan 2009 yılı ücret alacağını tahsil ettiği iddiasıyla alacak ve tazminat davası açmıştır. Eldeki dosya yönünden uyuşmazlık, vekaletsiz görme ve sebepsiz zenginleşme hükümlerinden kaynaklanmakta olup, taraflar arasında sözleşmesi bulunmadığı gibi, uyuşmazlık işçi ile işveren arasındaki hizmet aktinden ve İş Kanunundan kaynaklanmamakta olup, davanın ve tarafların yukarıda belirtilen niteliğine göre uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

    Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle borcun vekaletsiz görmeden değil eser sözleşmesinden kaynaklandığı ve sözleşmenin nisbiliği ilkesi gereği borçtan sözleşmenin diğer tarafının sorumlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. V. KARAR Açıklanan nedenlerle; Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      Vekâletsiz görme, yasal düzenleme uyarınca gerçek (caiz olan) vekaletsiz görme ve gerçek olmayan vekaletsiz görme olmak üzere ikili bir ayrıma tabiidir. TBK’nın 526 ncı maddesine göre, bir kimsenin vekâleti olmaksızın sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak veya onun hukuka ve ahlaka aykırı yasaklaması olmadan gördüğü , gerçek vekâletsiz görmedir. Gerçek vekâletsiz görmede, gören sahibinin menfaatine ve yararına görme iradesi ile hareket etmektedir. TBK'nın 530 uncu maddesinde ise görenin başkasının işini kendi menfaatine görmesi suretiyle oluşan gerçek olmayan vekâletsiz görme düzenlenmiştir. Bu hükme göre göre sahibi, kendi menfaatine yapılmamış olsa bile, görmeden doğan faydaları edinme hakkına sahiptir; ancak zenginleştiği ölçüde, görenin masraflarını ödemek ve giriştiği borçlardan onu kurtarmakla yükümlüdür....

        DAVA : Alacak (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 15/10/2015 KARAR TARİHİ : 27/09/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ; davacı şirkete ait Balıkesir ili, Gönen İlçesi, R/L İstasyonunun beslendiği enerji nakil hattının yenileme çalışmalarının 06/11/2014 - 18/11/2014 tarihleri arasında davacı şirket tarafından yenilendiğini, bu tesisin davalı şirket tarafından da kullanıldığını, işin başlangıcında davalı şirkete bir yazı yazılarak yenilemeden payına düşecek kısmın talep edileceğinin belirtildiğini, yenileme çalışmalarında 99.584,75 TL harcama yapıldığını, enerji nakil hattı davalı şirket ile ortak kullanıldığından, yapılan harcamanın yarı bedeli olan 49.792,38 TL'ye KDV ilavesi ile 58.755,01-TL'den davalının sorumlu olduğunu, ileri sürerek bu bedelin 08/05/2015 temerrüt tarihinden itibaren avans...

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/12/2018 NUMARASI : 2014/703 ESAS, 2018/224 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Ticari Nitelikteki Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan) KARAR : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu dış cephe montalama işinin 2009 yılının yaz aylarında yapıldığını, borçlar kanununun eser sözleşmesi hükümlerini düzenleyen 470.madde ve devamı maddeleri uyarınca eser sözleşmesinden kaynaklı ayıpların varlığı halinde 2 ve 5 yıllık dava zamanaşımı sürelerinin olduğunu, işin tesliminden bu yana kanunun aradığı azami zamanaşımı süresi geçtiğini, davaya konu dış cephe mantolama işi için aynı zamanda dış cephe mantolama malzemeleri de satan müvekkil T5 nun işyerinden Saint-Gobain Veber marka ürünler satın alındığını, malzeme alımı dışında mantolama işini kime yaptırabilecekleri konusunda davalı Kemal den yardım istenmesi üzerine diğer davalı Mevlüt ün işi yapabileceği, gerekli malzemeler alındıktan sonra Saint-Gobain Veber firmasının mantolama işinde uzman teknik...

          Eldeki dava ile davacı, 2006 yılında işlediği suç nedeniyle cezaevine girdiğini, bu sırada kardeşi olan davalının 3.kişilerden alacaklarını tahsil ettiğini, davalıya böyle bir yetki vermediği gibi, davalının 3.kişilerden kendi adına tahsil ettiklerini kendisine ödemediğini beyanla alacak davası açmış, davalı ise süresinde zamanaşımı defini öne sürmüştür. Mahkemece, zamanaşımının dolduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar, mahkemece, öğrenme tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, olayın oluş şekli ve taraflar arasındaki ilişki gözönüne alındığında somut olayın Borçlar Kanunundaki vekaletsiz işgörme hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Vekaletsiz görme halinde, 818 sayılı BK (yeni 6098 sayılı BK.), özel bir zamanaşımı süresi öngörmediğinden, BK'nın 125. maddesindeki (6098 sayılı yasa 146.madde) 10 yıllık genel zamanaşımı süresi uygulanması gerekmektedir....

            Diğer bir anlatımla, vekaletsiz görmeden kaynaklanmakta olan dava, hizmetten yararlandığı ileri sürülen kat maliklerine karşı açılmalıdır. Bu durumda, mahkemece; davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilerek davanın esastan reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK.438/7.maddesi hükmü gereğidir. 3-İkinci bentte açıklanan nedenler ile davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğinden ve hükmün gerekçe kısmı bu şekilde düzeltildiğinden hüküm kısmında davalı lehine takdir edilen vekalet ücretinin de düzeltilmesi gerekmektedir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava vekaletsiz işgörmeden kaynaklanan kira alacağı istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunca 12.02.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 5.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,22.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, vekaletsiz ... görmeden doğan alacak iddiasına dayalı takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz....

                  ın taşınmaz maliki Mahsen'e karşı vekaletsiz görmekten kaynaklanan alacak ve dava haklarının 18.05.2011 tarihli temlikname ile temlik alındığını ileri sürerek, vekaletsiz görme hükümlerine göre hakedilen 18.500,00- TL'nin davalı ...'den, tellalık sözleşmesi uyarınca hakedilen 1.200,00-TL komisyon ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... ve ... davanın reddini dilemiş, davalı ... karşı davasında ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100,00-TL maddi tazminatın davacı-karşı davalı ...'dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ..., davalı ...'in dava konusu evin satışı için davacı ile anlaşmasını söylediğini, davalı ...'in bilgisi dahilinde sözleşme imzalandığını, sonrası hakkında bilgisi olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu