KARAR Dava vekaletin kötüye kullanılması nedeni ile alacak davasıdır, mahkemece davalı vekil tüketici olarak değerlendirierek harçtan muaf tutulmuş ise de, vekil tüketici olmayıp nispi temyiz harcını yatırmakla mükelleftir. Temyiz eden davalı tarafından temyiz harcının alındığına dair dosyada herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır. 26.1.1985 günlü 1984/5 esas ve 1985/1 sayılı Y.İ.B kararı uyarınca temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği halde süresinde ödenmediği belgelendirilmemiş olduğundan harca tabi olmasına rağmen harç alınmadan temyiz defterine kayıt edilen temyiz dilekçesi hakkında HUMK.nun 434/3.maddesi uyarınca işlem yapılması gerekir. SONUÇ: Anılan usul hükmü uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 14/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu alacak isteği yönünden Daire'nin uyulan bozma ilamında "davacının talepleri içerisinde yer alan vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayanılarak açılan alacak isteği Borçlar Kanunu'na dayalı bir istek olup esasen bu talebin genel mahkemelerin görevinde olması sebebiyle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği düşünülebilir ise de davacının bununla elde etmek istediği alacağın, davacının diğer mal rejiminden kaynaklanan katkı ve katılma alacağı talebinin incelenmesi sırasında değerlendirilmesi ve her iki talep sonunda elde edilebilecek alacağı mükerrerlik teşkil etme ihtimali, davacının vekalet görevinin kötüye kullanılmasına dayalı açtığı davada elde edebileceği alacağın zaten mal rejiminden kaynaklanan alacak talebi içinde elde edebileceği, davaların makul süre içinde sonuçlandırılabilmesi, usul ekonomisi de gözetilmiş, vekalet görevinin kötüye kullanılması talebi ile ilgili görevsizlik yönünden bozma sevk edilmemiştir. " hususuna işaret edilmiştir....
DAİREMİZCE YENİDEN YAPILAN YARGILAMA SONUCUNDA, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Muris Muvazaası ve Vekaletin Kötüye Kullanılması Nedeniyle Tazminat, Olmazsa Tenkis istemine ilişkindir....
Davacıya ait işyerinde tadilat işlemlerini yürütmek üzere, vekalet ilişkisi kurulduğu davalının bu kapsamda almış odluğu paraları evinin tadilat işlemlerine kullandığından bahisle alacak talebinde bulunulmuştur. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/6357 soruşturma 2021/24076 karar sayılı takipsizlik evrakına konu şikayet dilekçesinde de vekalet ilişkisinin varlığının şikayetçi tarafından beyan edildiği görülmüştür. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, vekaletin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir. HSK'nın 564 ve 586 sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri işbölümüne ilişkin kararı gereğince " 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a ilişkindir....
Şti. yönünden alacak taleplerini 174.768,00 TL olarak ıslah etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki sözleşmeye konu taşınmazın geç teslimi iddiasına dayalı gecikme tazminatı isteminden ibarettir. Taraflar arasındaki ihtilaf; davacı ile davalı şirket arasında imzalanan 20.10.2015 tarihli sözleşmenin geçerli olup olmadığı, bu sözleşmeye istinaden davacının cezai şart alacağı talep etmesinin mümkün olup olmadığı, mümkün ise davacının talep edebileceği tutarın ne kadar olduğu, davalılardan ...'in vekalet görevini kötüye kullanıp kullanmadığı, vekalet görevini kötüye kullanmış ise davacının zararlarından sorumlu olup olmadığı, taraflar arasında imzalanan 31.07.2021 tarihli düzenleme şeklindeki sözleşme uyarınca davalı şirketin bu sözleşmeden kaynaklanan edim yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği, davalı şirketin dava tarihi itibariyle temerrüde düşüp düşmediği hususlarından ibarettir....
İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, vekaletin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince " 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46 Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava; vekaletin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı alacak istemlidir. Davacı vekili; emlakçılık işiyle uğraşan davalının kendisine verilen vekaleti kötüye kullanarak taşınmazın satış bedelini davacıya eksik ödediğini ileri sürerek, alacak isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; dava konusu yapılan taşınmaza ait tapu kaydı, resmi satış senedi getirtilerek dosya arasına konulmuş, mahallinde bilirkişi refaketinde keşif yapılarak inşaat mühendisi ve gayrimenkul değerlendirme uzmanından oluşan heyetten bilirkişi raporu alınmış, neticeten dava konusu taşınmazın satışını gerçekleştiren vekilin davalı olmadığı gerekçesiyle "davanın reddine" karar verilmiş,karar süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
O zaman burada zararın tazminini amaçlayan tek bir alacak doğar; eğer bir sözleşme tarafları bağlamakta ise, alacak bu sözleşmeye uygulanması gereken kurallara göre takdir olunur. BK.41. maddeden doğan dava hakları ancak -haksız bir eylemin üçüncü bir kişiye karşı işlenmesi halinde- üçüncü kişi lehinde doğarlar (Andreas von Tuhr: Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, c.1-2, çev. Cevat Edege, ANK. 1983, sh. 361, dip not: 5). Kaldı ki borçluyu alacaklıya bağlayan sözleşmesel ilişkiden sarfı nazar edilse bile, sözleşmesel bir kusur aynı zamanda haksız bir eylem yani borçluya düşen genel mahiyette yasal bir yükümlülüğü tecavüz teşkil edebilir. Örneğin, kira sözleşmesinde kiracı kiralanan şeyi tahrip ederse, bu eylemi hem iade (geri verme) yükümlülüğüne bir tecavüzü (BK.md. 266) ve hem de BK. mad. 41 anlamında haksız olarak sebebiyet verilen bir zararın doğmasına neden olur (Tuhr, sh. 573)....
e vekaletname gönderdiğini ve adına taşınmaz satın alındığını, ancak anılan vekaletin sonradan kötüye kullanıldığını ve babası tarafından davalı kardeşlerine pay temliki yapıldığını ileri sürerek, tapu iptali-tescil isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, ayrıca davalılardan ... karşı davası ile taşınmazdaki inşaata yaptığı katkıdan dolayı alacak talep etmiştir. Davaya müdahale dilekçesi veren ..., taşınmazın alımında kendisinin de katkısı olduğunu ileri sürerek, iptali istenen payların yarısının kendisi adına tescilini istemiştir. Mahkemece, asıl davada iddianın kanıtlanamadığı, karşı davanın ise dinlenemeyeceği gerekçeleriyle her iki davanın da reddine karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, vekaletin kötüye kullanılması nedeniyle alacak talebine yöneliktir. Talep, bu hali ile yargılamayı gerektirmekte olup mahkemenin gerekçesinde belirttiği gibi alacağın varlığı ve muaccel olduğu hususunda yaklaşık ispat dosyada gerçekleşmemiştir. İİK 257/1. Maddesindeki şartların oluşmadığı açıktır. Davacı her ne kadar davalının mallarını kaçırma ihtimalinden bahsetmekte ise de bu konuda dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu nedenle İİK 257/2 maddesindeki şartlar da oluşmamıştır. Davacının istinaf talebinin reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur....