Hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece “Dava dilekçesi içeriği ve iddanın ileri sürülüş biçiminden davada vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı görülmektedir. ...Somut olaya gelince; mahkemece yukarıdaki ilkeler çerçevesinde inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur....
Vekilin sona ermeyi bilmemesine rağmen, işlem yapmış olduğu üçüncü kişinin sona ermeyi bilmesi veya bilmesinin gerekmesi halinde de yapılan işlem, vekalet verenin icazeti bulunmadığı sürece kendisini bağlamaz. Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın tapu kaydı ile davalıya temlikine ilişkin resmi senedin, satışa dayanak vekaletname ile davacı tarafından Tapu Müdürlüğüne teslim edildiği iddia edilen azilnameye ilişkin kayıtların, Tapu Müdürlüğünce aziller siciline işlenmiş bir kayıt var ise bu kayıtların da getirtilerek, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedeni kapsamında bütün delillerin incelenip birlikte değerlendirilmesi; yine lüzumu halinde vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedeni kapsamında tanıkların yeniden dinlenilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL VE TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı; kayden maliki olduğu 1965 ada 13 parsel sayılı taşınmazı dilediği bedel ve koşullarda satması yönünde 24.06.2008 tarihinde ...'e vekalet verdiğini, ancak...'in düşük bedelle babası olan diğer davalı ...'e 27.02.2009 tarihinde sattığını, bedelinin de ödenmediğini ileri sürerek, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali tescil ve tazminat istekleriyle terditli dava açmıştır. Davalılar; iddiaların asılsız olduğunu, davacının kayden malik olduğu dava dışı 1965 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşaat yapımı yönünde yüklenici ... ile davacı arasında 24.06.2008 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşmedeki edimler arasında dengeyi sağlamak amacıyla çekişmeli 1965 ada 13 parsel sayılı taşınmazın bedelsiz olarak yüklenici...'...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. 6.2. İlgili Hukuk 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu'nun 390. maddesinde) aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir....
Tazminat isteğine gelince; Vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tazminat istekli davalarda vekil satış bedelini vekil edene ödediğini ispat etmekle yükümlüdür. Mahkemece anılan ispat yükü ters çevrilmek suretiyle davayı kabul etmeyen davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Hal böyle olunca, davanın tüm davalılar bakımından kabulü ile dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli üzerinden davacının payı oranında bedele karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bilindiği üzere vekâletnamenin korkutma ile alındığı iddiası, vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasını da içermektedir. Öte yandan, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile terditli istek olan tazminat isteğinin zamanaşımı ya da hak düşürücü süreye tabi olmadığı tartışmasızdır. Borçlar Kanununun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. 6098 s. Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, yapılan temliklerin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği, ikinci ve sonraki eller bakımından T.M.K.'nun 1024.maddesi hükmü aracılığı ile 1023.maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları, öte yandan, vekalet görevinin kötüye kullanılma hukuksal nedenine dayalı olarak açılacak tapu iptal ve tescil davalarının herhangi bir hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresine tabi olmaksızın her zaman açılabileceği, vekil ile müvekkil arasındaki ilişkiden kaynaklanan tazminat davalarının ise ayın isteme hakkının ortadan kalktığı zaman başlangıcı olmak kaydıyla Borçlar Kanununun 126.maddesinde öngörülen 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğuna göre; davalılar ... ve ...'nin temyiz itirazı yerinde değildir....
Hal böyle olunca; öncelikle tefrik edilerek mahkemenin ayrı bir esasına kaydedilen bedel istekli dosya ile eldeki dosyanın birleştirilmesi, davacının vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayandığı gözetilerek yukarıda açıklanan ilke ve olgular uyarınca araştırma ve inceleme yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken hukuki nitelendirmede hata yapılarak noksan soruşturma ile yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davacının taşınmazını satış talimatı olmadığı halde vekil aracılığı ile vekalet görevi kötüye kullanılarak el ve işbirliği içindeki davalı ...'e satıldığı gerekçesiyle tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne; birleştirilen tazminat talebi için ise ilk talep kabul edildiğinden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/04/2014 NUMARASI : 2012/372-2014/171 Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle haksız fiil tazminatı talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay .Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ne var ki, mahkemece taraf muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak irdeleme ve inceleme yapılmış, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedeni üzerinde durulmaksızın sonuca gidilmiştir. Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeler uyarınca irdeleme ve inceleme yapılması, 107 ada 37 nolu parsel bakımından 1086 s. HUMK'nun 186. maddesinin uygulanması, 119 ada 1 nolu parsele ilişkin tüm kayıtların getirtilmesi ve hasıl olacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, davalıların vekil ile el ve işbirliği içerisinde hareket ettikleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, 20.01.2012 tarihli ek karar ile feragat edilen davalılar yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, birleşen davalılar M.. F.. vd.ve davalı T.....