Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle temlikin yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 1002 ada 17 parsel 3.kat 4 nolu bağımsız bölümde bulunan dubleks dairenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalıların temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 7.864.24.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 18.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    - KARŞI OY - Dava dilekçesi içeriğinden, davacının "usulsüz vekaletname" başlığı altındaki açıklamalarından davada vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenleriyle birlikte ehliyetsizlik hukuksal nedenine da dayanıldığı açıktır. Delil olarak dayanılan doktor raporları ve hastane kayıtları da dosyaya celbedilmiştir. Dairenin 16.05.2017 tarihli bozma ilamında uyuşmazlığın vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası olarak nitelendirilmesi usuli kazanılmış hak doğurmayacaktır. Hemen belirtilmelidir ki; dayanılan nedenlerden birinin ehliyetsizlik olması halinde kamu düzeniyle ilgili bulunması ve ehliyetsizliğin saptanması halinde öteki nedenlerin incelenme gereğinin ortadan kalkacağı hususları dikkate alındığında öncelikle bu neden üzerinde durulmalıdır. Ayrıca bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve mal varlığı hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı da açıktır....

      Mahkemece; "Dava, hile ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/9527 Esas 2013/3753 Karar sayılı ilamında özetle: Dava, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tazminat isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

      Mahkemece, Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile vekaletnamenin düzenlendiği ve akit tarihlerinde......’ın ehliyetli olduğu gerekçesi ile davanın reddine ilişkin karar, Dairece; "…Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriği birlikte değerlendirildiğinde, davacının, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. …Somut olayda, öncelikle ehliyetsizlik iddiası üzerinde durularak Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’ndan rapor alınmak suretiyle......’ın vekaletname ve temlik tarihlerinde ehliyetli olduğu saptanarak anılan hukuki nedenin aşılması isabetlidir. Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine. ...Ancak, davada vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine de dayanılmasına rağmen bu yönden bir araştırma yapılmaksızın sonuca gidilmesinde aynı isabetin sağlandığını söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2016/376 ESAS 2021/99 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil - Alacak (Vekalet Görevinin Kötüye Kullanılması Hukuksal Nedenine Dayalı) KARAR : Kuşadası 3....

        İddianın içeriğinden ve ileri sürülüş biçiminden davada, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı, zira vekaletnamenin hile ile alınıp kullanıldığı iddiasının vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasını da kapsadığı açıktır. Bilindiği üzere, Borçlar Kanununun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. 6098 s. Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür....

          Bilindiği üzere; terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması, hata-hile-gabin vs. gibi hukuki nedenlere dayalı davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (TMK 640 md.) tartışmasızdır. Eldeki davada, mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve davacı dışında başka mirasçılarının bulunduğu sabit olup, davacı tarafından ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı olarak 3. kişiye karşı miras payı oranında açılan davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır....

            'in borçlarından kurtulmak amacıyla tapuda davacı adına satış göstererek devredildiğini dava konusu işlemle de geri alındığını, davacıdan herhangi bir vekalet istemediklerini, vekalet görevinin kötüye kullanımının söz konusu olmadığını, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, "… vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanan davaların herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmadığı gözetilerek, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, vekalet ilişkisine herhangi bir aykırılığının bulunmadığı gerekçesi ile tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, vekilin satış bedelini ödediğini kanıtlamadığı gerekçesiyle bedel isteği yönünden davanın kabulüne...

              Hukuk Dairesi davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalıların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b-2 maddesi gereğince kabulüyle yerel mahkeme kararını kaldırarak vekalet görevinin kötüye kullanılmadığı, 5 yıl geçtikten sonra vekaletin kötüye kullanıldığı iddiasını ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesi ile asıl davanın da reddine karar vermiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 12.01.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılardan ... ... ve vekilleri Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı....

                Hukuk Dairesince, mahkemece hukuki nitelendirme de hata yapıldığı, davanın ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı olarak açıldığı, murisin hem vekalet, hem de satış tarihi itibariyle ehliyetli olup olmadığının Adli Tıp Kurumu’ndan alınacak raporla saptanması gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmış, mahkemece yeniden yapılan yargılamada murisin temlik tarihinde ehliyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar vekilinin istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

                  UYAP Entegrasyonu