Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince, vekalet görevinin kötüye kullanılması söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince de davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine ve davalının istinaf başvurusunun kabulü ile karar ortadan kaldırılarak davada ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması veya muvazaa iddiasının; davalıya mirasbırakan tarafından yapılan temlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalı lehine nisbi vekalet ücreti takdirine karar verilmiştir. Karar, davacılar ... ve ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...'nün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacılar ... ve ...'...

    e vekalet verdiklerini ve buna dayalı olarak yapılan satış işleminin 17/03/1989 tarihinde gerçekleştiğini, işlemin 1 ay önce öğrenilmiş olmasının da hayatın olağan akışına uygun düşmediğini ve davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davada dayanılan hata - hile- vekalet görevinin kötüye kullanılması iddialarının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma isteği değer yönünden reddedilip, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, temlikin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle yapılmadığı, iradi olduğu saptanarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik yoktur....

      -KARŞI OY- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptal-tescil, olmadığı takdirde tazminata ilişkindir. Dava kabul edilmiş, karar davalılardan vekil olan ... tarafından temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere, Borçlar Kanununun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. 6098 s. Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür....

        Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “….dava dilekçesinin içeriği, iddianın ileri sürülüş biçimine göre davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olduğu, vekil kılınan davalı ... ile kızının el ve işbirliği içine girerek davacıyı zararlandırma kastı ile hareket edip etmediğinin araştırılması, elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın ise kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar ... ... ve ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalılardan ... ... ve ...'...

          Davacı, 1873 ada 91 parsel sayılı taşınmazını satışı için emlakçılık yapan davalı ...’e satış yetkisi içeren vekaletname verdiğini, ancak Halil’in habersiz ve rızasına aykırı olarak taşınmazı oğlu davalı ...’e devrettiğini, onun da diğer davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, işlemlerin muvazaalı olduğunu, kendisine herhangi bir bedel ödenmediğini, davalı ...’in vekalet görevini kötüye kullandığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmazsa bedelin davalı ...’den tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, uyuşmazlığın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İddianın ileri sürülüş biçiminden ve içeriğinden, davacının vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanarak çekişmeli taşınmazın aynına yönelik olarak tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteği ile eldeki davayı açtığı görülmektedir....

            in maliki olduğu 296 ada 13 ve 29 parsel sayılı taşınmazlarda bulunan 1/4 payının davalılardan ... tarafından mirasbırakandan alınan vekaletname ile 29.07.2003 tarihinde mirasbırakanın kardeşi ve kendi öz babası olan 1/4 pay sahibi diğer davalı ...’a satıldığını, yapılan bu satıştan mirasbırakanın veya kendilerinin bilgisinin olmadığını, vekalet görevinin kötüye kullanılması sureti ile taşınmazları iktisap eden ...’ın tapuda yaptırdığı çeşitli ifraz ve tevhit işlemleri neticesinde, bu taşınmazların tapuya 296 ada 217 parsel olarak kaydedildiğini, bir an için davalı ...’a taşınmazların tamamını satışı için yetki verildiği düşünülse bile satış bedelinin gerçek bedelin altında olduğunu, yapılan işlemin gizli bir bağış niteliğinde olduğunu ileri sürerek dava konusu 296 ada 217 parsel sayılı taşınmazda davalı ...’a ait 1/2 payını yarısının iptal edilerek payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle kendilerini zarara uğratan davalılardan...

              -KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir. Mahkemece tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davalılar ... San. Tic. Ltd....

                un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Davacı, 1 parsel sayılı taşınmazdaki 87 numaralı bağımsız bölüm mirasbırakan babası Hasan İnce’ye ait iken davalılardan ...’in kendisini vekil tayin ettirip taşınmazı diğer davalı ...’ya temlik ettiğini,vekaletname tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz olmadığını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, satış bedelinin mirasbırakana ödenmediğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tesciline mümkün olmadığı takdirde payının değerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, Milas 3....

                  İddianın içeriğinden ve ileri sürülüş biçiminden asıl ve birleştirilen davada vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayanıldığı açıktır. Mirasbırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Davacılar dışında başkaca mirasçılar bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması, hata, hile, gabin vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi ) tartışmasızdır....

                    Ne var ki, davacı diğer yandan vekaletin hile ile alındığı iddiasını ileri sürmekle vekalet görevinin kötüye kullanıldığı hukuki sebebine de dayanmıştır. Bilindiği gibi bozmaya uyan mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapmak ve orada gösterilen doğrultuda hareket etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda bozmaya uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak olacağından artık mahkemece bozma gereklerini yerine getirme zorunluluğu doğar. Dairenin 18.6.2013 tarihli, uyulmasına karar verilen bozma ilamında açıkça “...vekâletnamenin hile ile alındığı ve kötüye kullanıldığı iddiası bakımından yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde araştırma ve değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, davada yolsuz tescil hukuksal nedenine dayanıldığı, bu iddianın ispatlanamadığı vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanılmadığı gerekçesiyle iddianın araştırma ve değerlendirme dışı bırakılması doğru görülmemiştir. Kabule göre de, davacı ...'...

                      UYAP Entegrasyonu