Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın ismi yazılı olduğu için tapuda tescil işleminin onun adına yapıldığını ileri sürerek tapu iptali ve kesinleşmiş ilam uyarınca tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Dava, her ne kadar yanlış tescil isteminin düzeltilmesi şeklinde açılmış ise de verilecek hükümle kayıt maliklerinin mülkiyet hakları değişeceğinden istem tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Hal böyle olunca da davanın mülkiyet hakkı eklenecek olan kayıt maliklerine yöneltilmesi gerekir. Tapu Sicil Müdürlüğünün davada davalı sıfatı bulunmamaktadır. Mahkemece, davanın basif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekirken işin esasına girilmesi yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Kabule göre de; davanın dayanağı olan hükümde adlarına tescil kararı verilen kişilerin birlikte dava açmaları gerekirken bunlardan bir kısmının davada yer almadığı halde onlar yararına da karar tesisi ayrıca usul ve yasaya aykırıdır....

    , müvekkilinin kendi başvurusundan daha önce ... numarası ile tescil başvurusu yaptığından haberdar olup buna rağmen müvekkilinin başvurusunun tescil süreci devam ederken daha sonra yaptığı bu başvuru ile müvekkiline ait markayı kötü niyetle tescil ettirdiğini iddia ve beyan ederek davalıya ait ... numaralı markanın “Spor, kültür ve eğlence” hizmetleri bakımından hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir....

      , müvekkilinin kendi başvurusundan daha önce ... numarası ile tescil başvurusu yaptığından haberdar olup buna rağmen müvekkilinin başvurusunun tescil süreci devam ederken daha sonra yaptığı bu başvuru ile müvekkiline ait markayı kötü niyetle tescil ettirdiğini iddia ve beyan ederek davalıya ait ... numaralı markanın “Spor, kültür ve eğlence” hizmetleri bakımından hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir....

        Öyleyse; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 733/son maddesinde, önalım hakkının satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşeceğinin açıkça öngörülmesi, başka bir ifadeyle kanun metninde iki yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak satışın esas alınması ve tescil zorunluluğu getirilmemesi karşısında, gayrımenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası sonucu verilen pay tesciline ilişkin mahkeme ilamının satış akdi yerini aldığı ve tescil ilamının kesinleştiği tarih itibariyle de lehine tescil kararı verilenin mülkiyet hakkını tescilden önce kazandığı (TMK'nin 705/2. maddesi) dikkate alındığında, böylesi hükmen tescil ilamı ile paydaş hale gelme durumunda önalım hakkının, ilamının kesinleştiği yani mülkiyetin iktisap edildiği tarihten itibaren iki yıl geçmekle düşeceği sonucuna varılmaktadır....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu Kesinleşerek Tapuya Tescil Edilen Taşınmazların Tapu İptali Ve Tescil K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kullanım kadastrosu sonucunda Hazine adına tescil edilen taşınmazın 6292 sayılı Yasa uyarınca davalıya satılıp adına tescil edilmesinden sonra oluşan tapu kaydının yolsuz olduğu iddiası ile açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (5.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

            Öyleyse; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 733/son maddesinde, önalım hakkının satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşeceğinin açıkça öngörülmesi, başka bir ifadeyle kanun metninde iki yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak satışın esas alınması ve tescil zorunluluğu getirilmemesi karşısında, gayrımenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası sonucu verilen pay tesciline ilişkin mahkeme ilamının satış akdi yerini aldığı ve tescil ilamının kesinleştiği tarih itibariyle de lehine tescil kararı verilenin mülkiyet hakkını tescilden önce kazandığı (TMK'nın 705/2. maddesi) dikkate alındığında, böylesi hükmen tescil ilamı ile paydaş hale gelme durumunda önalım hakkının, ilamının kesinleştiği yani mülkiyetin iktisap edildiği tarihten itibaren iki yıl geçmekle düşeceği sonucuna varılmaktadır....

              Öyleyse; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 733/son maddesinde, önalım hakkının satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşeceğinin açıkça öngörülmesi, başka bir ifadeyle kanun metninde iki yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak satışın esas alınması ve tescil zorunluluğu getirilmemesi karşısında, gayrımenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası sonucu verilen pay tesciline ilişkin mahkeme ilamının satış akdi yerini aldığı ve tescil ilamının kesinleştiği tarih itibariyle de lehine tescil kararı verilenin mülkiyet hakkını tescilden önce kazandığı (TMK'nin 705/2. maddesi) dikkate alındığında, böylesi hükmen tescil ilamı ile paydaş hale gelme durumunda önalım hakkının, ilamının kesinleştiği yani mülkiyetin iktisap edildiği tarihten itibaren iki yıl geçmekle düşeceği sonucuna varılmaktadır....

                -KARAR- Dava, hasımsız tescil ilamı alınmış olmasına karşın, davalı tarafından açılan tescil davasının kabulle sonuçlanarak kararın kesinleştiği ve davalı adına kayıt oluştuğu iddiasına dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, kesin hükümden sözedilerek davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere; tapu iptali ve tescil davaları kayıt maliki aleyhine açılır. Somut olayda, dava konusu 2303 parsel sayılı taşınmazın tescil maliki davalı tarafından davacıdan önceki 6.12.2004 tarihinde 3.kişiye temlik edildiği, ifraz yoluyla birçok parsellere ayrılarak ifraz parsellerinin de eldeğiştirdiği kayden sabit olup, davada son kayıt maliklerine de husumet yöneltilmediği görülmektedir. Bu durumda, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenmek suretiyle ve kesin hükümden söz edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.1.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın görev yönünden reddine dair verilen 21.2.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 2942 sayılı Kamulaştırma Yasanın 19 maddesi uyarınca kamulaştırma yapılarak hükmen adlarına tescil edilen taşınmazın kadastro tespiti sırasında davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş, davalılar davayı kabul etmişler, mahkemece uyuşmazlığın Kamulaştırma Yasasından kaynaklandığı gerekçesi ile asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir....

                    Devlet Ormanının 6831 Sayılı Yasanın 11/4. maddesi gereğince tapuya tescil edilip edilmediği, tescil edilmemiş ise hangi sebeple tescil edilmediği, tescil edilmiş ise hangi tarih ve numarada tescil edildiğinin Orman İdaresinden sorularak tapu kayıt örneğinin Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilip, tapuya tescil edilmemiş ise, 6831 Sayılı Yasanın 11/4. maddesi gereğince tapuya tescilinin sağlanarak tescile ilişkin tüm belgelerin istenerek, 2) Akdağ Devlet Ormanının tamamını gösterir tahdit haritasının Orman İdaresinden getirtilerek, alınacak cevapların, bu dosya arasına konulması; ayrıca, dava dosyasının da H.Y.U.Y.’nın 433/3. maddesi ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliğine uygun olarak tarih ve işlem sırasına göre düzenlenip, dizi pusulasına bağlandıktan sonra gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Değinilen eksiklikler giderilmek üzere, dosyanın Yerel Mahkemeye Gönderilmesine 15/06/2006 günü oybirliği ile karar verildi...

                      UYAP Entegrasyonu