Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinde 2018/16 E. sayılı bir “tenkis” davası açtığını, huzurda görülen terditli davanın fer’i talebi de “tenkis” olduğundan aralarında derdestlik söz konusu olduğunu, dava şartı noksanlığı nedeni ile davanın reddi gerektiğini, el yazılı vasiyetnamenin ilk tenkis davasından sonra ortaya çıkmasının ikinci bir tenkis davası açılmasına neden olarak gösterilemeyeceğini beyanla; davacının vasiyetnamenin iptali talebinin esastan, kademeli tenkis talebinin ise HMK m. 114/ı ve 115’e göre dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iptali istenen vasiyetnamenin murisin eli ürünü olduğunun Adli Tıp Raporu ile anlaşıldığı, el yazısı vasiyetnamenin TMK.nun 538.maddesinde ön görülen koşulları taşıdığı gerekçesi ile vasiyetnamenin iptali isteminin reddine, tenkis konusunda derdest dava bulunduğundan tenkis talebinin dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir....

de 30.10.1987 tarihinde bir vasiyetname düzenlediğini,söz konusu vasiyetnamenin Türk Hukukuna göre şekil şartları yönünden geçerlilik koşullarına uygun olarak yapılmadığını ve esas yönünden de geçerli olmadığını, bu vasiyetnamenin muris tarafından sonraki tarihte düzenlenen başka bir vasiyetname nedeniyle geçersiz kaldığını, bu vasiyetnamenin de 03.06.1996 tarihli .... Noterliği'nce 9135 yevmiye no'lu düzenlenme şeklindeki vasiyetname olduğunu, 03.06.1996 tarihli vasiyetnamenin tamamlayıcı bir vasiyet olarak düşünülemeyeceğini, murisin eşinin kendisinden önce vefat etmesi nedeniyle vasiyet hükümleri uygulanamayacağından mirasının kanuni mirasçıları arasında yasal payları oranında bölüştürülmesi gerektiğini ileri sürerek, 30.10.1987 tarihli vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Birleşen dosyada davacı,30.10.1987 tarihli vasiyetnamenin Türk Hukukuna göre düzenlenmediğinden hükümsüz olduğunu,yine murisin bu vasiyeti dışında ......

    Vasiyetname ile oluşan hakka karşı açılacak davaların zamanaşımının başlaması vasiyetnamenin usulüne uygun biçimde açılmasına bağlıdır. Somut olayda vasiyetnamenin açılması davasında davacı adına çıkarılan davetiye menfaat çatışması söz konusu olan lehine vasiyetname düzenlenen davalı ...’e tebliğ edilmiştir. Ölüm tarihinde yürürlükte olan 743 sayılı Yasa'nın 537.maddesi uyarınca davacıya vasiyetnamenin de tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. O halde vasiyetnamenin 29.5.2001 tarihinde açıldığından bahisle 5 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğundan bahsedilemez. Tenkis davası açma süresinin, davacı yönünden işlemeye başlayabilmesi için mücerret vasiyetnamenin açılması kararı verilmiş olması yeterli olmayıp, vasiyetnamenin yöntemince davacıya tebliğ edilmiş olması zorunludur. Davacı taraf vasiyetname hakkında kadastro çalışmaları sırasında haberdar olduklarını belirterek davalarının süresinde olduğu iddiasıyla söz konusu davayı açmıştır....

      (TMK.md.596) Vasiyetnamenin açılışını müteakip mirasta hak sahiplerinin her birine, vasiyetnamenin kendilerine ilişkin kısımlarının onaylı bir örneği tebliğ olunur. (TMK.md.597) Lehlerine karşılıksız kazandırma yapılan kimselerin ve mirasçıların adresleri belli değilse kendilerine vasiyet ilanen tebliğ edilir. (TMK.md.597/2) Sulh Hakimi, vasiyetnamenin kendisine teslimini müteakip gerekli koruma önlemlerini alır, olanak varsa ilgilileri dinleyerek yasal mirasçılara terekenin geçici olarak teslimine yahut resmen yönetilmesine karar verir. ( TMK. md. 595/3) Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde vasiyetnamenin iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde, muris ... ... tarafından düzenlenen 20.04.2004 tarihli vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte murisin akli melekelerinin yerinde olmadığından ve vasiyetnamenin yasal şekle uygun yapılmadığından bahisle vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir. Davalı ... vekili cevabında, davayı kabul etmediklerini beyan etmiştir....

          ye ait 24.12.1992 tarihli vasiyetnamenin mahkemenin 1998/1404 E ve 1999/222 K sayılı ilamı ile açılıp okunmasına karar verilmiş ise de; yapılan tebligat hilesi nedeniyle davacıların vasiyetnameden hiç bir şekilde haberdar olmadıkları, ancak vasiyetnamenin tenfizi için açılan dava sırasında vasiyetnameyi öğrenebildikleri, vasiyetnamenin açılması sırasında tebligat hilesi ile davacıların gıyabında hüküm kurulduğu ileri sürülerek, HUMK'nun 445.maddesinin 7 ve 8.bentleri uyarınca yargılamanın iadesi ile ilk hükmün kaldırılmasına ve bahsi geçen vasiyetname yasal şekil şartlarını taşımadığından davanın reddine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece; vasiyetnamenin tenfizi davası sırasında yapılan tebligatların tarihleri uyarınca iade-i muhakeme talebinin süresinde olmadığı ve iade-i muhakeme şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar, murisin vasiyetnamesi ile tüm taşınmazları kendilerine bıraktığını, vasiyetnamenin iptaline ilişkin davanın reddedildiğini, bu kararın kesinleştiğini, vasiyetnamenin tenkisi davasının da kabul edilerek kararın kesinleştiğini ileri sürerek vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalılar ..... davanın zamanaşımına uğradığını belirterek reddini istemişlerdir. Davalılar .....ise davayı kabul ettiklerini belirtmişlerdir....

              Davalı ... vekili, doktor raporu alınarak vasiyetnamenin düzenlendiğini belirtip davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar vekilleri de; davacıların art mirasçı olduğunu, önmirasçı ... sağ olduğu sürece dava şartlarını düzenleyen HMK'nun 114/h.maddesine göre, hukuki yararlarının bulunmaması sebebiyle, dava açma haklarınınn olmadığını; vasiyetnamenin şekil eksikliğinin de olmadığını, alınan doktor raporuna dayalı olarak vasiyetnamenin düzenlendiğini savunup; davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece; "Dava, TMK'nun 557. ve 558.maddelerine göre açılan vasiyetnamenin iptali davası olup, İzmir 12.Noterliğinin, 19.09.2002 tarih, 2002/21774 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vasiyetname incelendiğinde, müteveffanın eşi ...'ın önmirasçı olduğu, diğer davalıların ise artmirasçı olarak gösterildikleri anlaşılmıştır. TMK'nun 522/1.maddesinde "Tasarrufta geçiş anı beilrtilmemişse miras, önmirasçının ölümüyle artmirasçıya geçer." amir hükmü bulunmaktadır....

                Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali-tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı (karşı davacı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların murisi ... tarafından düzenlenen sözlü vasiyetname yasanın aradığı koşulları taşımadığı için geçersiz olduğunu belirterek sözlü vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında, vasiyetnamenin geçerli olduğunu beyan etmiş, karşı davada ise vasiyetnamenin tenfizini talep etmiştir....

                  Mahkemece; iptal davası açılma şartları TMK'nın 557.maddesinde sayıldığı, açılıp okunan vasiyetnamenin anılan kanun maddesinde sayılan iptal sebepleri kapsamında olmadığı, usulüne uygun tanzim edildiği ve hukuken geçerli olduğu, diğer taraftan, esas olanın ölüme bağlı tasarruf olan vasiyetnamenin ayakta tutulması ilkesi olduğu, davacının vasiyeti kabul etmemesi vasiyetnamenin geçerli olmadığını göstermemekle birlikte, tenfiz edilmesi hususunda davacının muhayyer olduğundan davanın reddine kararı verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, muris tarafından kendisine vasiyet edilen taşınmazlarda annesinin de hakkı olduğunu ileri sürerek vasiyetnamenin iptalini, eş söyleyişle vasiyetnamenin reddini istemiştir. Bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak taraflara, bu olguları hukuken nitelendirmek ve uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak hakime aittir. (HUMK 76., HMK 33.md) Vasiyet alacaklısı dilerse vasiyeti reddedebilir....

                    UYAP Entegrasyonu