Somut olaya gelince; davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakan tarafından davalılara vasiyet edilen taşınmazlarla ilgili olarak öncelikle vasiyetnamenin iptali istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece vasiyetnamenin iptali talebi ile ilgili açılan dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin, terditli isteklerden tenkis istemi yönünden hüküm kurulmuştur. Hâl böyle olunca, toplanılan tüm deliller değerlendirilmek suretiyle öncelikle vasiyetnamenin iptali isteği bakımından bir karar verilmesi gerekirken HMK'nun 297/2. maddesine aykırı biçimde terditli isteklerden vasiyetnamenin iptali yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin tenkis istemi yönünden hüküm kurularak yazılı şekilde neticeye gidilmiş olması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir....
Davalı, davacının vasiyetnamenin iptalini istediği dava dilekçesinde belirttiği sebeplerin iptal sebebi olmadığını, vasiyetnamenin TMK'nun ilgili maddesine göre okuma yazma bilmeyenlerin vasiyetnamesinde gerekli şekil şartlarını içerir biçimde noterde yapıldığını, yasanın aradığı ve vasiyetin unsurlarını teşkil eden hususların vasiyetnamede tespit edildiğini, ilgili vasiyetnamenin geçerli olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece;davanın kabulü ile, 28.876,90 TL tenkis bedelinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dava;vasiyetnamenin iptali,olmaz ise tenkis istemine ilişkindir. HMK’nun 297.maddesinde bir hükmün neleri içermesi gerektiği düzenlenmiştir....
Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunmasından sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesi gerekir. Bu nedenle aynı dava dosyası içinde hem vasiyetnamenin iptali veya tenkisi ile birlikte vasiyetnamenin tenfizi davasının birlikte görülmesi mümkün değildir. Mahkemece; tenfiz talebine yönelik karşı davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi gerekirken, yazılı şekilde tenfiz yönünden de davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca, kabule göre; davada reddedilen kısım ve karşı dava ile ilgili vekalet ücretine hükmedilmemesi de bozmayı gerektirmiştir....
Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; manevi baskı altında yapılan vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiştir. İkrah (korkutma) kişinin irade serbestisin! ihlal suretiyle onu gerçek isteğine uymayan bir beyanda bulunmak zorunluluğunda bırakan, hukukun caiz görmediği davranışlardır. İkrah maddi ve manevi olmak üzere iki türlüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vasiyetnamenin tenfizi K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere asıl dava vasiyetnamenin iptali olmdığı takdirde tenkis, birleşen dava ise vasiyetnamenin tenfizi isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 Sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 Sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 15.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi)ne ilişkin davalı vasiyet alacaklısının bir dava ve talebi olmamasına rağmen, mahkemece; hüküm fıkrasında vasiyetnamenin tenfizi niteliğinde taşınmazların davalı adına tesciline yönelik karar verilmesi de bozma nedenidir. Kaldı ki, vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davanın kesinleşmesinden önce vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) niteliğinde hüküm kurulamaz. Bu durumda, mahkemece; vasiyetnamenin tenkisi ile ilgili davalının tercih hakkını kullandığı 19/02/2008 tarihi itibariyle vasiyetnameye konu taşınmazların değerlerinin, mahallinde keşif yapılarak alınacak bilirkişi raporu sonucuna göre belirlenerek sabit tenkis oranının yansıtılması ile davacının almaya hak kazandığı miktara tercih tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre de, vasiyetnameye konu edilen Silivri'deki taşınmazlardan ... p., ... p., ... p. ve .....'...
Noterliğinin 31/07/2002 tarih ve 6597 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin iptali talebinin reddine karar verilmiş; tenkis yönünden ise davacı tarafça yalnızca vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkis talebinde bulunulduğu, vasiyete konu taşınmazların muris sağ iken ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalı ...’a devredildiği, sözleşmenin muvazalı olduğunun ileri sürülmediği, taleple bağlılık ilkesi gereğince sözleşmenin muvazalı olup olmadığına ilişkin bir değerlendirme yapılamayacak olması nedeniyle 01.04.l974 gün ve l/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yerinin bulunmadığı, ölünceye kadar bakma akdi ivazlı akitlerden olup ivaz olarak bakım edimi yerine getirilmekle tenkise de konu edilemeyeceği gerekçeleriyle tenkis talebinin de reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
vasiyetnamenin iptali talepleri uygun görülmediği takdirde müvekkillerinin aleyhine saklı payı aşan tasarrufun tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
nin 1.4.2000 tarihinde vefat ettiği belirtilerek, davacının eşine ait olduğu ... sürülen el yazılı vasiyetnamenin içerik ve şekil şartları itibariyle yasal şartları taşımadığı, vasiyetçinin hukuki ehliyetinin olmadığı; ayrıca, vasiyetname ile davacının mahfuz hissesine tecavüz edildiği, böylece mirastan mal kaçırmak amaçlandığı iddia edilerek; vasiyetnamenin iptali talep edilmiştir. Mahkemece; talep, vasiyetçinin vasiyetname tarihinde hukuki ehliyetinin olmadığı iddiasıyla vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Adli Tıp Kurumu raporuna göre vasiyetçinin vasiyetname tarihinde hukuki ehliyetinin bulunduğu anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, vasiyetnamenin iptaline yönelik temyiz itirazlarının reddine....
Maddesinde vasiyetnamenin iptali için dava açılabilmesinin hallerinden birinin vasiyetnamecinin yanılma ,aldatma ,korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olduğu davalı T5 ve babası Dursun Akgöz'ün miras bırakanı yanılttıklarından öncelikle Gerze Noterliğinin 23 Temmuz 2012 tarihinde 01997 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin iptali ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı T5 duruşmadaki beyanında özetle; Davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava, vasiyetnamenin iptali ve tenkis istemine ilişkindir. 1- Davacının vasiyetnamenin iptali davası yönünden değerlendirilmesi; Davacı, dava konusu vasiyetnamenin yapımı sırasında murisin tasarruf ehliyeti olmadan, şekil şartlarına aykırı, yanılma ve yanıltma sonucu, hakkaniyete,usule ve yasaya aykırı düzenlendiği iddiasıyla vasiyetnamenin iptali talep etmiştir....