Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesinin 28.12.2012 tarih ve 2012/676 Esas 2012/796 karar sayılı kararıyla açılarak okunduğunu, vasiyetnamenin açılmasından sonra davalı tarafından dava açılmadığını, vasiyetnamenin kesinleştiğini, bu itibarla müvekkillerinin her birisinin vasiyetname uyarınca kendisine düşen miras hissesini uhdesine geçirmek istediğini belirterek ... Noterliği'nin 10.01.2012 tarih ve 314 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin yerine getirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiş, duruşmada davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulu ile, ... Noterliğinin 10/01/2012 tarih ve ... yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Vasiyetnamenin"aynen tenfizi ile Vasiyet edilen; ... İli ... İlçesi ... Köyü, ... Mevki, 690 parsel sayılı taşınmazın... adına olan 1/2 hissesinin İPTALİ ile... İli ... İlçesi ... Köyü, ... Mevki, 4409 parsel sayılı taşınmazın... adına olan 16/44 hissesinin İPTALİ ile... İli ... İlçesi ......

    K. sayılı ilamı ile; (...Davada, 02.09.2004 tarihli muayyen mal vasiyetinin yerine getirilmesi (tenfizi) istenilmektedir. TMK.nun 600.maddesi; “Vasiyet alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona; yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahip olur. Bu alacak, tasarruftan aksi anlaşılmıyorsa vasiyet yükümlüsünün mirası kabul etmesi veya red hakkının düşmesiyle muaccel olur. Vasiyet alacaklısı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini; vasiyet konusu bir davranış ise, bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir.” hükmüne amirdir. Buna göre, vasiyet alacaklısı, mirasçı değil; kişisel bir istem hakkı sahibidir. Bu hakkın yerine getirilmesi için; her şeyden önce TMK.nun 596. ve devamı maddeleri uyarınca vasiyetnamenin açıldığının ve iptali için yasada gösterilen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar, müşterek (kök) muris ...'in 18/08/2009 tarihinde vefat ettiğini, murisin sağlığında düzenlemiş olduğu ... Noterliğinin 08/03/1988 tarihli ... yevmiye nolu vasiyetnamesi ile ... ili ... Köyü, ... Mevki, 1050 parsel sayılı taşınmazı oğulları ... ve ... vasiyet ettiğini, vasiyetname kesinleşmiş olmasına rağmen davalının üzerine düşen edimi yerine getirmediğini belirterek, dava konusu vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyetname konusu taşınmazın vasiyet alacaklıları ... ve ... mirasçıları olan davcılar adına tescilini talep etmişlerdir....

        Vasiyet alacaklısı yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini; vasiyet konusu bir davranış ise bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir. 4. Vasiyetnamenin tenfizi ile buna bağlı olarak tapu iptali ve tescil davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunduğu, itiraza uğramadığı veya itiraz edilmişse (vasiyetnamenin iptali veya tenkisi yönünden) itirazların reddedilerek kesinleşmesi gerekir. 3. Değerlendirme 1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Dosyada bulunan 18.03.1996 tarihli düzenleme şeklindeki vasiyetnamede vasiyetçi ...'in özetle, "sahibi bulunduğum, Hatay ili, Antakya ilçesi, tamamı 576,48 m2 den ibaret olan 1608 sayılı taşınmaz üzerinde oğlum ...'in kendi parasıyla yaptırmış olduğu ev dahil olmak üzere zikri geçen bu taşınmazın ½ hissesinin ölümünden sonra ...'...

          Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak bu malın vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır. Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı açılır. Vasiyetnamenin tenfizi ve buna bağlı olarak tapu iptal ile tescil davası vasiyetnamenin açılıp okunduğu, itiraza uğramadan veya itiraz edilmiş ise itirazların reddedilmesi sonucunda kesinleştiğine dair bir tespit davasıdır. Kural olarak; vasiyetnamenin tenfizi davalarında öncelikle murisin iradesine göre uyuşmazlık çözümlenmelidir. Hakim, murisin iradesini ayakta tutacak bir yol izlemeli azami biçimde murisin iradesi yerine getirilmeli ve vasiyetnamenin tenfizine imkan sağlanmalıdır. Vasiyetnamenin yerine getirilmesi ve yorumlanmasındaki amaç murisin iradesini geçersiz kılmak değil, onun geçerliliğini sağlamak ve vasiyetçinin gerçek iradesinin yerine getirilmesini temin etmektir....

          Hukuk Genel Kurulu'nun 13.2.1991 gün 648-65 sayılı kararında vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar bir aynı hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunun 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir. Bu tesbit başlı başına aynı bir hakkın geçirimini sağlamaz. Vasiyetnamenin yerine getirilebilmesi için herşeyden önce vasiyetnamenin usulüne uygun açılıp okunduğunun ve iptali için yasada öngörülen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerekir....

            Davada ; vasiyetnamenin tenfizi istenilmektedir. TMK'nun 595.maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihli şerhini içerir onaylı sureti getirtilerek, dosya içine konulması gerekir. Somut olayda vasiyetnamenin açılmasına ilişkin davanın, temyize konu tenfiz davasının açıldığı tarihte henüz kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır....

              Hukuk Genel Kurulu'nun 13.2.1991 gün 648- 65 sayılı kararında vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar bir aynı hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunun 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti içindir. Başka bir anlatımla, vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunmasından sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesi gerekir. Bu nedenle aynı dava dosyası içinde hem vasiyetnamenin iptali (veya tenkisi) ile birlikte vasiyetnamenin tenfizi davasının görülmesi mümkün değildir....

                Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini istemesi gerekir (TMK.md.600). Vasiyetnamenin tenfizi ve taşınmazın lehine vasiyet edilen davacı adına tescili için vasiyetnamenin açılıp okunması, tüm mirasçıların vasiyetnameyi itirazsız kabul etmesi veya 1 yıllık hak düşürücü süre içinde vasiyetnamenin iptali ya da tenkis davası açılmış ise sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir....

                İlçesi, 4862 ada, 8 parselin 16/240 hissesinin tapusunun İPTALİ İLE, davacı adına TAPUDA KAYIT VE TESCİLİNE karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davada, vasiyetnameye konu taşınmazın vasiyet alacaklısı davacı adına tescili, vasiyetnamenin tenfizi talep edilmektedir. Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi'nce açılan vasiyetnamenin, TMK.nun m.595 ve izleyen maddelerinde (MK.nun 535 ve izleyen maddelerinde) düzenlenen tebliği işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir. Diğer bir anlatımla "Vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tesbitinden ibarettir....

                  UYAP Entegrasyonu