Mahkemece; muris tarafından düzenlenen vasiyetnamenin açılarak okunduğu, 20/08/2015 tarihinde kesinleştiği, davalılarca süresinde vasiyetnamenin iptali davası açılmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile vasiyetnamenin tenfizine, 17 parselde murise ait ½ hissenin tapusunun 1/5 oranında iptali ile davacı adına tapuya tesciline, kalan kısmın muris üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalılar ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir....
TMK'nun 600. maddesi gereği kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimse bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsı ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini isteyebilir. Davada, vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyete konu taşınmazın davacı adına tescil talep edildiği takdirde, bu tür davalar ayni bir hak bahşeder nitelikte olduğundan nispi harca tabidirler. Davanın, harca esas gerçek değerinin dava dilekçesinde belirtilen değil, keşfen belirlenecek değer olacağı kuşkusuzdur. Taşınmazın ayni ile ilgili davalarda 6100 Sayılı HMK'nun 120 (1086 Sayılı HUMK'nun 413.) maddesi ve 492 sayılı harçlar kanunun 16,26,27,28,30 ve 32. maddelerinde öngörüldüğü işlemin yerine getirilmesi ve gerekli olan harcın alınması zorunludur....
Buna göre; vasiyetnamenin yerine getirilmesi (tenfizi) ile ilgili dava; lehine vasiyet yapılan kişi tarafından doğrudan doğruya diğer mirasçılara (miras ortaklığına, terekeye) karşı açılıyorsa ve tereke taksim edilmemişse, bu davanın miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekir. Öte yandan taksim tamamlanmadan terekedeki bir mal hakkında açılacak istihkak davası ile terekenin yazım ve tespiti davaları malın bulunduğu yerde, mirasçılık belgesi verilmesi davası ise mirasçılardan her birinin sakin olduğu yerde açılır. Bu iki halin dışındaki davaların ise miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesinde görülmesi gerekir. Vasiyetnamenin yerine getirilmesine yönelik davaya mirasbırakanın yerleşim yeri mahkemesinde bakılması gerekir. Bu yetki, kesindir. Kesin yetki, dava şartlarından olduğundan, yargılamanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Bu davada, HMK’nın 12. maddesinin uygulama olanağı yoktur....
Bunun için vasiyetnamenin okunması, vasiyetin tenfizi yoluna gidilmesi ve bu amaçla açılan dava mülkiyet davasını etkileyeceğinden sonucunun beklenmesi gerekecektir. Bu itibarla, mahkemece öncelikle muris ... tarafından düzenlendiği iddia edilen 20.02.1984 tarihli ve imzalı daktilo ile yazılmış vasiyet ile ekinde bulunan aynı tarihli el yazılı vasiyetnamelerin asıllarının ibraz edenden temini ile ilgili mahkemelerde vasiyetnamenin okunması ve itiraza uğramadığı takdirde vasiyetnamenin tenfizi davalarının açılması için ilgililere süre verilmesi, davaların sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek hüküm kurulması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak bu malın vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır....
Dava, vasiyet alacaklısı belgesi istemine ilişkin olmayıp, vasiyetnamenin tenfizi yani yerine getirilmesine ilişkindir. Vasiyetnamenin tenfizine ilişkin davalar, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı açılması gereken davalar olup, çekişmesiz yargı işi değildir. 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 1/10/2011 tarihinden sonra, açılan bu davada, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/05/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/74 ESAS 2019/548 KARAR DAVA KONUSU : Vasiyetnamenin Tenfizi (Yerine Getirilmesi) KARAR : İzmir 16. Asliye Hukuk Mahkemesi 12/11/2019 Tarih 2018/74 Esas 2019/548 Karar sayılı kararına karşı, bir kısım davalılar vekili tarafınca İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, muris T11 09/01/2014 tarihinde vefat ettiğini, murisin İzmir 32....
Mahkemece; dosya kapsamına göre; Antalya1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/1315 Esas, 2013/496 Karar sayılı vasiyetnamenin açılmasına ilişkin dosyada, vasiyetçi İsmail Aslı'nın mirasçısı bulunduğu, bu mirasçıya husumet yöneltilmeden davanın hasımsız açıldığı gerekçesiyle, HMK 114/1-d ve HMK 115/2.maddesi hükmü uyarınca davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. ./.. Talep, Türk Medeni Kanunu’nun 600. maddesine dayalı vasiyetnamenin yerine getirilmesi isteğine ilişkin olup, vasiyetnameyi yerine getirme görevlisi varsa ona karşı, yoksa ifa ile yükümlü olan yasal veya atanmış mirasçılara yöneltilmesi zorunludur....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın vasiyet alacaklısı belgesi verilmesine yönelik olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince ise, davanın vasiyetnamenin tenfizi ve taşınmazın tapuya tescili isteminden kaynaklandığı gerekçesiyle karşı görevszilik yönünde hüküm kurulmuştur. Türk Medenî Kanununun 600. maddesinin üçüncü fıkrasında ”Vasiyet alacaklısı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini, vasiyet konusu bir davranış ise bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir....
Dava; vasiyetnameye konu taşınmazların vasiyet alacaklısı olan davacı karı koca adına intikali ile vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Vasiyetnamenin tenfizi davaları, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi'nce açılan vasiyetnamenin, TMK'nın 595 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliği işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti içindir. Diğer bir anlatımla, vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tespitinden ibarettir. Bu tespit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz. Vasiyetnamenin yerine getirilebilmesi için vasiyetnamenin açıldığının ve iptali için yasada öngörülen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerekir....