"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, vasiyetnamenin iptali veya davacıların saklı payı oranında tenkisi mümkün değil ise tenkis olunan payın davacılar adına tapuya tescili ya da tenkisi gereken miktarın yasal faizi ile tahsili, birleştirilen dava ise vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyet edilen taşınmazların muris adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, vasiyetnamenin iptali ve tenkis talebinin reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davacılar ve birleştirilen dosyanın davalıları vekili tarafından temyiz edilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ne var ki; 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tenkis K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık tenkis, olmadığı takdirde vasiyetnamenin tenfizi isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
nün 17.1.1998 tarihli vasiyetname ile davacının mirastaki saklı payını ortadan kaldırıp, TMK hükümlerine aykırı olarak 2 çocuğuna bıraktığını, TMK 506.maddesi hükmüne göre saklı payında müteveffanın tasarruf yetkisi bulunmadığını, davalıların açtığı vasiyetnamenin tenfizi davasında kendisine vasiyetnamenin iptali davası açmak üzere süre verildiğini belirterek; vasiyetnamede saklı payına tecavüz eden kısmın iptali ile yasada kendisine tanınan saklı payın iadesine ve bu payın korunması ile vasiyetnamenin bu yönde iptali yönünde karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar cavabında, davacının miras için babaları ile evlendiğini belirterek davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, vasiyetnamenin aynen uygulanmasının sağ kalan eşin saklı payını ortadan kaldırdığı gerekçesi ile vasiyetnamenin iptaline karar verilmiştir. Vasiyetnamenin iptali sebepleri TMK'nun 557 ve 558.maddelerinde sınırlı bir şekilde gösterilmiştir....
Noterliğinde düzenlenen 27.04.2004 tarihli vasiyetname ile bütün taşınır, taşınmaz, hak ve alacaklarını davalıya vasiyet ettiğini, davalının murise ait vasiyetnamenin tenfizi amacıyla Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/144 E. sayılı dosyası üzerinden açtığı davanın Mahkemenin 12.02.2013 tarih 2013/65 K. sayılı ilamı ile kabul edilerek ..... ilçesinde bulunan murise ait 140 parsel ile Kırklareli ili ..... ilçesinde bulunan 227 ada 17 parsel ile murisin paydaşı olduğu 195 ada 22 parsel ve 130 ada 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazların davalı adına tesciline karar verildiğini, saklı payına tecavüz edildiğini ileri sürerek tenkis; yargılama sırasında 02.10.2013 havale tarihli tam (kamilen) ıslah dilekçesi ile muvazaa sebebi ile vasiyetnamenin iptali isteğinde bulunmuştur. Davalı, tenkis isteği yönünden hak düşürücü sürenin dolduğunu,vasiyetname hakkında ise muvazaa iddiasının dinlenemeyeceğini belirtip davanın reddini savunmuştur....
Bununla birlikte, davalı ... 22.10.2013 tarihli dilekçesiyle, davacı ... tarafından hakkında açılan vasiyetnamenin tenfizi davasını kabul etmediğini, murisin yaptığı 05.01.2004 tarihli vasiyetname ile mahfuz hissesine tecavüz edildiğini belirterek, yasal miras hakkını istediğini bildirmiştir. 4721 sayılı MK'nun 571/3. maddesi uyarınca, tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir. Bu sebeple, davalı ...'ın tenkis def'inin incelenip tenkis hesabı yapılarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, bu yön dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir ....
CEVAP Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının vasiyetnamenin açılması davasının 20.10.2020 tarihli duruşmasına katılarak vasiyetnameyi kabul ettiğini, vasiyetnamenin tenfizi davasına da itiraz etmediğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, saklı paya tecavüz bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının vasiyetnamenin açılması davasında 20.10.2020 tarihli duruşmaya katıldığı, vasiyetnamenin kendisine okunduğu, davacının vasiyetnameyi, iptal sebebini ve saklı payının zedelendiğini en geç anılan tarihte öğrendiğinin kabulünün gerektiği, eldeki davanın 13.12.2021 tarihinde açıldığı, 4721 ... ... Medeni Kanunu'nun 571 inci maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin dolduğu, davacının vasiyetnamenin tenfizi davasında tenkis def'inde bulunmadığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2020 NUMARASI : 2018/345 ESAS 2020/198 KARAR DAVA KONUSU : Vasiyetnamenin Tenfizi KARAR : Bakırköy 1....
Noterliğinin 16.11.1990 gün ve 31148 yevmiye numara ile vasiyetname düzenlediğini, Samsun 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/899E-1075K sayılı kararıyla iş bu vasiyetnamenin açıldığını, mirasçılar tarafından itiraza uğranmadığının tespitine karar verildiğini, kararın 16.04.2004 tarihinde kesinleştiğini iddia ederek bahsi geçen 16.11.1990 tarihli vasiyetnamenin tenfizini talep ve dava etmiştir. Davalı E.. H.. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin mahfuz hisseli mirasçı olup mahfuz hissesinin miras payının tamamı olduğunu, müvekkilinin saklı payına tecavüz eden vasiyetnamenin tenkisi gerektiğini defi olarak ileri sürdüklerini, ölüm tarihi itibariyle terekenin tespiti ile saklı paya tecavüz var ise bunun tespiti ve tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Diğer davalılar ise davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece; Davacı H.. H..'nun açtığı davanın HMK 150.Maddesi gereğince açılmamıs sayılmasına, Davacı K.. H..'nun davalılar E.. H.. , S.. K.., M.....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648- 65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi'nce açılan vasiyetnamenin, TMK.nun m.595 ve izleyen maddelerinde (MK.nun 535 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliği işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra) herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 11.05.2015 tarih ve 2014/14974 E, 2015/8213 K sayılı kararında da aynı şekilde belirtildiği üzere "Vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tesbitinden ibarettir. Bu tesbit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz.”...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dilekçesinde; murisi .... düzenlediği, 16.05.1994 tarihli vasiyetnamesi ile, tüm malvarlığını kendisine bıraktığını, vasiyetnamenin açılıp okunduğunu, davalının tenkis davası açtığını; ancak, takipsizlik nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiğini; bu nedenle vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı duruşmadaki beyanında; davanın reddini istemiş, mirasçı olarak saklı payının bulunduğunu belirtmiştir....