Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Gerze Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/247 Esas, 2020/295 Karar sayılı dava dosyasında verilen Vasiyetnamenin İptali ve tenkis talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; Vasiyetnamenin İptali ve tenkis istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...-Davacının açmış olduğu VASİYETNAME DAVASININ REDDİNE, -Davacının açmış olduğu TENKİS DAVASININ REDDİNE," karar verilmiştir....

Sayılı dosyası ile açılıp okunan vasiyetname sayısı toplam 5 tane olduğunu, bütün vasiyetnamelerdeki ölüme bağlı tasarrufların birbiri ile çeliştiğini, belirterek 5 ayrı vasiyetnamenin birbiri ile çelişmesi ve hukuken infaz edilmesi mümkün olmaması nedeni ile tamamının iptaline, iptali mümkün olmadığı takdirde vasiyetnamelerde yer alan ölüme bağlı tasarrufların miras bırakanı tasarruf nisabı (davacının mahfuz hissesi) oranında tenkisine, yargılama masraflarının ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Alaçam Sulh Hukuk Mahkemesine vasiyetnamenin açılması, okunması ve yerine getirilmesi için 2017/205 esas sayılı dosyada dava açtığını, vasiyetçi Çetin Karakoyun'un vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte sağlığının tam olarak yerinde olmadığı ve vasiyetnameyi yanıltma sonucu düzenlediği vasiyetnamenin iptali taleplerinin kabul edildiği takdirde vasiyetname ile yapılan tasarrufun saklı payın ihlal etmesinden bu oranda tenkisini taleple, bu nedenlerle vasiyetnamenin iptaline, ayrıca koşulların varlığı halinde tenkis davasının, ihtiyati tedbir talepleri ile yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....

    Ne varki, hibe yoluyla verilen taşınmazlar hakkındaki tenkis isteği yönünden yapılan araştırma ve inceleme hükme yetki değildir. Bilindiği üzere; Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (teberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 16.12.2014 tarihli ve 2011/204 Esas, 2014/592 Karar sayılı kararıyla; vasiyetnamenin tenfizine yönelik olarak açılan asıl davanın kabulüne, karşı davada vasiyetnamenin iptaline yönelik açılan davada ölüme bağlı tasarrufun iptalini gerektirecek sebeplerin dava konusu vasiyetnamede gerçekleşmediğini vasiyetnamenin öngörülen şekil şartlarına uygun düzenlendiğini, vasiyetnamenin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapılmadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. İlk Derece Mahkemesinin 16.12.2014 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı Ummuhan Özdemir temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 23.10.2017 tarihli ve 2016/4679 Esas, 2017/14450 Karar sayılı ilamında; a....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ - TENKİS Taraflar arasında görülen tapu iptali, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece tapu kaydının iptali talebinin reddine, tenkis isteminin kabulüne ilişkin olarak verilen karar ve ek karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakan ...'nun, 408 parsel sayılı taşınmazını ve 1291 ada 3 parsel sayılı taşınmazda yer alan 7 nolu bağımsız bölümünü davalı ......

          Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....

            Ölüme bağlı tasarrufun iptali TMK' nın 557- 559.maddeleri arasında düzenlenmiş olup, buna göre tasarruf miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapıldıysa, tasarruf, yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler, hukuka ve ahlaka aykırı ise, tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış ise, bu sınırlı sebeplere dayalı olarak vasiyetnamenin iptalini talep edilebileceği belirtilmiştir. Ölüme bağlı tasarrufun iptal sebepleri esasa ilişkin ve şekle ilişkin iptal sebepleri olarak iki bölümde incelenebilir. Ölüme bağlı tasarrufun esasa ilişkin iptal sebepleri ehliyetsizlik, irade sakatlığı, hukuka aykırılık ve ahlaka aykırılıktır. Şekle ilişkin iptal sebebine gelince, ölüme bağlı bir tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa iptal davasına konu olabilir. Davacı bu iptal nedenleri bakımından delil sunmalıdır....

            Mahkemece; vasiyetnamenin düzenlenmesindeki amacın ahlaka aykırı olduğu gerekçesiyle iptali isteminin kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, ölüme bağlı tasarrufun bir türü olan vasiyetnamenin iptal sebepleri, TMK. nun 557. maddesinde sınırlı bir şekilde sayılmıştır. Somut olayda; davacı taraf, bu iptal sebeplerinden zorlamaya (ikrah) dayanmış ise de; bu iddiasını ispat edememiştir. Şu durumda mahkemece; vasiyetnamenin iptali için bir sebebin bulunmadığı gözetilerek iptal isteminin reddi ile davacı tarafın terditli olarak ileri sürdüğü tenkis talebinin incelenmesi ve ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu