Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

talebiyle ilgili olarak da davacıların murisin kardeş çocukları olup, saklı payları olmadığından tenkis talebinin de reddi gerektiğini savunarak; davanın reddini istemiştir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili 10/06/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 1- Vasiyetnameden dönüldüğünün tespiti istemine ilişkin herhangi bir inceleme, değerlendirme yapılmaksızın gerekçesiz olarak istemin reddine karar verildiğini; 2- Nitekim yerel Mahkemece tenkis talebine ilişkin yeterli inceleme yapılmadığını, vasiyete konu taşınmazlarda keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadığını, vasiyetnamenin iptali istemi incelenirken murisin fiili ehliyeti hakkında rapor alınması için dosyanın Adli Tıp Kurumu'na da gönderilmişse de Adli Tıp Kurumu'nca belirtilen eksikliklerin giderilmediğini; 3- Tereke paylaşılırken davalıya vasiyet edilen bağımsız bölümlerin taksim sözleşmesinin dışında bırakıldığını, Mahkemece, murisin terekesinin taksim sözleşmesi ile tenkise mahal bırakmayacak şekilde tamamen paylaşılmış olması gerekçesi ile tenkis isteminin reddine karar vermiş olup bu kararın hatalı olduğunu ileri sürerek; ilamın kaldırılarak davanın kabulüne, vasiyetnameden dönüldüğünün...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Amasya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/67 esas, 2023/93 karar sayılı dava dosyasında verilen vasiyetnamenin iptali ve tenkis talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; vasiyetnamenin iptali ve tenkis istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...-Davacı tarafından, davalılar aleyhine terditli olarak birinci talep olarak açtığı Vasiyetnamenin İptali davasının sabit olmadığından REDDİNE, davacının davalılar aleyhine terditli ikinci talep olarak açtığı Tenkis davasının, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeniyle, 6100 sayılı HMK’nın 114/1- h ve 115. Maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE," karar verilmiştir....

    aleyhine tenkis davası açıldığını,dava dilekçesinin tebliğinden sonra dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın muvazaalı olarak davalı ...'a satıldığını,bunun üzerine açılan ... 8.Asliye Hukuk mahkemesinin 2007/92 Esas 2009/399 Karar sayılı dosyasında satışın muvazaalı olduğunun tespit edildiğini ve kararın kesinleştiğini, ... ... ’ın varisi olarak davalılar ... ve ...'un kaldığını,derdest tenkis davası kaynaklı hak sahibi olarak hukuki menfaatlerinin bulunduğunu,... parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile ... ... ... mirasçıları davalılar adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, murisleri ... ... ... 'ın mirasını kayıtsız şartsız reddettiklerini, dava konusu taşınmazın davacı tarafın murisi ... ... tarafından ... ... ’a devredilmediğini, davacı tarafın iddiada bulunma hakkı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

      Davalı vekili, husumet itirazında bulunmuş, zamanaşımı süresinin geçtiğini, taşınmaz üzerindeki binanın davalı şirket tarafından yapıldığını, temlikin gerçek bir satış olup satış bedelinin ödendiğini, mirasbırakanın davacıya da birtakım kazandırmalarda bulunduğunu, paylaştırma amacıyla hareket ettiğinin 12.09.2014 tarihli vasiyetnameden anlaşıldığını, vasiyetnamenin tenfizine ilişkin davanın bekletici mesele yapılmasını, mirasbırakanın mal varlığının oluşumunda davacının hiçbir katkısı olmayıp ecrimisil isteğinin de haklı olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; davalının istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.04.2012 gününde verilen dilekçe ile alacak (vasiyetnameden kaynaklanan) talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 06.06.2017 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava konusu ... İli, ... İlçesi, 3. Bölgede yer alan ... Mahallesi, ... ve ... sokağındaki 119 pafta, 536 ada, 25 sayılı parsel üzerindeki binanın 11 nolu bağımsız bölümünün davalılar tarafından satışına dair resmi senedin ve 11 nolu bölümün tedavüllü tapu kaydının Tapu Müdürlüğünden getirtilerek evraka eklenmesi, daha sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 05.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Ancak, 743 sayılı Kanunun 501 inci maddesine göre, iptal dâvası açma hakkı mirasçının tasarrufu ve butlan nedenini öğrenme gününden itibaren bir sene ve her halde vasiyetnamenin açılması tarihinden itibaren beş sene geçmekle zamanaşımına uğrar. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 513. maddesinde; “Tenkis davası, mirasçılar mahfuz hisselerine tecavüz edildiğini öğrendikleri günden itibaren bir sene ve her halde vasiyetnameler hakkında açıldıkları tarihten, diğer tasarruflar hakkında mirasın açılmasından itibaren beş sene geçmesiyle sakıt olur. Bir tasarrufun iptali bir diğerini ihya ediyorsa, müruru zaman müddetleri ancak butlan kararının suduru tarihinden itibaren cereyan eder. Tenkis iddası, defan her zaman dermeyan olunabilir” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Tenkis davası açabilmek için tayin edilen bir ve beş yıllık süreler, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinde zamanaşımı süreleri olarak kabul edilmiştir....

          B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı T4 vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın saklı paya ilişkin tenkis davası olduğunu, davacının bu dava ile mahfuz hisse oranı üzerinden tenkis talebinde bulunduğunu, bunun dışında dava ile ilgisi bulunmayan açıklamaların bu davada dinlenme olanağının bulunmadığını, tenkis davalarının bir başka davaya delil yaratma davası olmadığını, talep edilenin açıkça belirtilmesinin gerektiğini, dava dilekçesinin 6. maddesi dışındaki tüm açıklamaların bu davada dinlenirliği bulunmadığını, aksi durumda davanın reddi gerekeceğini, zira dava dilekçesinde belirtildiği gibi davacının annesinin bir dava açma hakkı bulunması durumunda vasiyetnameye ve tenkise konu bir mal varlığı kalmayacağını, muris Orhan Arıkan'ın Uşak 3. Noterliğinde 17.12.2002 tarihinde 22817 yevmiye no.su ile tanzim ettiği düzenleme şeklinde vasiyetname ile sahibi bulunduğu Uşak ili, Merkez ilçesi Kemalöz 2....

          Davacı eldeki davada, ilk davada talep edilen sözleşmenin 23. maddesinden kaynaklı haksız kullanım bedelinin o davaya konu edilmeyen kısmını talep etmiştir. Bu amaçla İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2018/42979 Esas sayılı dosyasında İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin gerekçeli kararında belirlenen 14.000 Euro haksız kullanım bedelinin tahsili amacıyla takip başlatılmış, davalıların itirazı üzerine takip durmuştur. İlk derece mahkemesince bilirkişi raporu alınmıştır. İbraz edilen raporda, haksız kullanım bedelinin cezai şart niteliğinde olduğu tespit edilerek 15 günlük gecikme nedeniyle 15.000 Euro haksız kullanım bedeli bulunduğu, daha önceki davada taleple bağlı kalınarak 1.000 Euro'nun hüküm altına alındığı, önceki hükümde bu talebin kısmi yapılması nedeniyle tenkis husususun değerlendirilmediği bu nedenle alacağın 1/2 oranında tenkis edileceği bildirilmiştir....

          Bölge Adliye Mahkemesince "her ne kadar İlk Derece Mahkemesi davacının saklı payı yönünden vasiyetnamenin iptaline karar vermiş ise de; dosya içerisinde bulunan tapu kayıtlarına göre vasiyete konu taşınmazlar ... öldüğü tarihte ... adına kayıtlı olmayıp, üçüncü kişiler adına kayıtlıdır. ... tarafından anılan taşınmazlar ... sağlığında üçüncü kişilere satılmış olmakla ... yapmış olduğu vasiyetnameden rücu etmiştir. Bu husus dosya içerisindeki satış senetlerinden anlaşıldığı gibi tapu kayıtlarından da anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davacının bir tenkis talebi de bulunmamasına rağmen, terekenin aktif pasifi belirlenmeden ve davacının saklı payının ihlal edilip edilmediği hususu da açıklığa kavuşturulmadan davacının saklı payı yönünden vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş olması doğru olmamıştır....

            UYAP Entegrasyonu