ın, Noterde düzenlenen 10.03.1999 tarihli vasiyetname ile tüm malvarlığını davalılara bıraktığını, ancak vasiyetname düzenlenirken bizzat noterin nezaret etmediğini, murisin yönlendirildiğini, tek doktor tarafından verilen raporun esas alınamayacağını, tanıkların tanınmadığını ve kimliklerinin tespit edilemeyip ulaşılamadığını ileri sürerek; vasiyetnamenin iptalini, olmadığı takdirde tenkisini talep etmiştir. Davalılar vekili cevabında; davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; şekil şartlarının oluşmadığı ve tanıkların sağ olanının kimliği konusunda tereddüte düşüldüğü, Turhal'lı olmayıp, Turhal'lı Noter'in işyerinde davalı derneklere vasiyette bulunmanın hayatın olağan akşına aykırı olduğu gerekçe gösterilerek, vasiyetnamenin iptaline karar verilmiştir....
Dava murisin sözlü vasiyetinin tutanak altına alınması talebine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 539. maddesine göre "Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmi veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir. Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler. Resmi vasiyetname düzenlenmesinde okur yazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir." Aynı Kanunun 540. maddesine göre "Mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır....
ın 23/06/2016 tarihinde vefat ettiğini, mirasbırakanın 03/09/2009 tarihinde vasiyetname yaptığını, mirasbırakanın az işitmesi ve okuma yazması olmaması nedeniyle vasiyetnamenin kendisine okunmasının usule uygun yapılmadığını, vasiyetname yapıldığında murisin akli melekelerinin yerinde olmadığını ileri sürerek, vasiyetnamenin iptalini talep etmişlerdir. Davalı; davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince; adli tıp kurumu raporuna göre vasiyetname tanzim tarihi itibari ile mirasbırakanın fiil ehliyetinin bulunduğu, davacılar tarafından mirasbırakanın kulaklarının az duyduğu, okuma yazma bilmediği, vasiyetnamenin okur yazar olanlara göre düzenlendiği ileri sürülmüş ise de; buna ilişkin dosyaya herhangi bir delil, kayıt, belge sunulamadığı ya da tanık ile ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
Davalı ...; dava açmak için 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacının dava konusu vasiyetname üzerinde yapıldığını belirttiği tüm düzeltmelerin muris tarafından yapıldığını, davacının tahrifat iddiasının ... Kurumu'ndan rapor alınmak suretiyle incelenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir. Dahili davalılar ..., ..., ..., ... ve davalı ... duruşmadaki beyanlarında; açılan davayı kabul etmediklerini, vasiyetname üzerindeki değişikliklerin muris tarafından yapıldığını belirtmişlerdir. Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamışlardır....
Bununla birlikte yine vasiyetnamenin açılması dosyasında, dava konusu vasiyetname, yalnızca iş bu inceleme konusu vasiyetnamenin iptali dosyasının davacısı ve davalısı olan miraşçılara duruşmada okunmuş fakat bu mirasçılara da vasiyetname sureti içerir gerekçeli karar tebliğ edilmemiş, böylece vasiyetnamenin açılması kararı kesinleşmemiştir. O halde mahkemece, murise ait Edremit Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/1082 E. - 2013/572 K. sayılı ilamı ile düzenlenen verasetnamede yer alan tüm mirasçılar açısından vasiyetnamenin açılması usulünce sağlandıktan ve vasiyetnamenin açılması kararı kesinleştikten sonra bu davaya devam edilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, vasiyetnamemin açılması dosyasında taraf teşkili sağlanmadan ve bu suretle vasiyetname usulünce açılarak kesinleşmeden davaya devam edilmesi ve hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Vasiyetname, ölüme bağlı bir tasarruf olup, ölüm halinde hukuki sonucu doğurur. Türk Medeni Kanunun 542.maddesinde; miras bırakan, vasiyetname için kanunda öngörülen şekillerden birine uymak suretiyle, yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her zaman dönebilir. Hükmü, 543.maddesinde miras bırakan, yok etmek suretiyle de vasiyetnameden dönebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Vasiyetname açılmasına ilişkin olarak açılan davada .....Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, vasiyetname açılması isteğine ilişkindir. .....Mahkemesince, müteveffaya ait nüfus kayıtları çıkartılmış olup mernis adresinin "..... olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ....Mahkemesi ise .... yazılan müzekkere cevabında,...
Mahkemece ... 31.Noterliğinin 27.09.1990 tarih 27703 yevmiye nolu vasiyetname içeren vakıf senedi, 08.10.1990 tarih 28834 yevmiye nolu düzeltme beyannamesi, müteveffa ... tarafından el yazısı ile düzenlenmiş 23.09.1981 tarihli vasiyetname ve ek vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespiti, veraset ilamı talebinin bilahare karara bağlanması cihetine gidilmiş, hüküm bir kısım mirasçılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada; vasiyetnamenin açılıp okunması istenilmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin eşi muris Erkoru Şengör’ün 13.10.2006 tarihinde el yazılı vasiyetname düzenlediği, düzenlenen vasiyetnamenin tespiti ile tenfizini talep ve dava etmiştir.Davalılar; davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece; hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda davaya konu vasiyetname altındaki imzanın murise ait olmadığı, imzanın kopyalama yöntemi ile elde edilmiş sahte bir imza olduğu gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. HUMK.nun 275 ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.Bilirkişi, raporunu hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Vasiyetname açılmasına ilişkin olarak açılan davada .... 11. Sulh Hukuk ve ... 9. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, vasiyetname açılması isteğine ilişkindir. ... 11. Sulh Hukuk Mahkemesince, müteveffanın 22/12/1988 tarihinde vefat ettiği, ........