WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

S... 16.08.2005 tarihinde Beyoğlu 17.Noter tarafından re'sen düzenlenen vasiyetname ile davacıları vasiyet alacaklısı olarak atadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan bu olgular ve mirasçılık belgesi verilmesi isteminde bulunulabilmesi için davacı tarafın mutlaka miras bırakanla arasında irs ilişkisi bulunmasının gerekmediği, vasiyet alacaklılarının da vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verilmesini isteyebileceği gözetildiğinde davacıların miras bırakan ile ilgili isteminin bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca mahkemece davacıların isteminin vasiyet alacaklısı belgesi olarak nitelendirilmesi ve bu doğrultuda karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz, davacıların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin ödenen 82,80 TL harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, 15.07.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Ölenin, 4.1.2005 tarihli resmi vasiyetnamesi, düzenleyen noter tarafından gereği için Sulh hakimine gönderilmiştir. Sulh hakimi, ölenin yasal mirasçılarını ve vasiyetname lehdarlarını çağırdıktan sonra vasiyetnameyi 18.9.2006 tarihli oturumda hazır bulunanların huzurunda açıp okumuştur. Yasal mirasçılardan ölenin eşi, 6.11.2006 tarihli oturumda; ölenin terekesindeki menkul ve gayrimenkul malların yasal mirasçılara geçici olarak teslimini veya terekenin resmen yönetilmesini istemiştir. Türk Medeni Kanununun 595/2. maddesinde, sulh hakiminin teslim edilen vasiyetnameyi derhal inceleyeceği, gerekli koruma önlemlerini alacağı, olanak varsa, ilgileri dinleyerek terekenin yasal mirasçılara geçici olarak teslimine veya resmen yönetilmesine karar vereceği yazılıdır. Şu halde, vasiyetnameyi alan sulh hakiminin, açıklanan yasal düzenleme uyarınca istem üzerine veya kendiliğinden (resen) Türk Medeni Kanununun 590. 591 ve 592....

      ve arzusu dahi hiç bir şekilde olmadığını, muris gerçekten de sağlığında bir vasiyetname yapmış olsaydı bunun ileride geçerli olması için Noter Huzurunda yapılmasını gerektiğini bilebilecek düzeyde tecrübe ve görgüye sahip bir kişiliğe sahip olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde tanık dinlenmesini istemişse de ortada TMK.nun 538. maddesi gereği geçerli bir vasiyetname olmadığından ötürü bu hususta tanık dinlenilmesine de muvafakatleri bulunmadığını, el yazısına benzeyen 2 adet belgedeki yazıların da muris T6'in yazısına benzemediğini, kaldı ki ortada zaten kanunun aradığı koşullara sahip hukuken geçerli bir yazılı vasiyetname olmadığından yazı yahut imza örneği incelemesi yapılmasına hukuken imkan da bulunmadığını, Davacı tarafın dava dilekçesindeki mesnetsiz iddialarının gerçeği yansıtmadığını, öncelikle 1983 yılından buyana birinci kattaki taşınmaz müvekkil ve eşi Rafet Aliefendioğlu'nun zilyetliğinde bulunmakta olup, fillen 36 yıldır müvekkil, eşi ve çocuklarının bu dairede ikamet...

      Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının murisin çocuğu olduğu vasiyetname lehdarının da murisin torunu olduğu, murisin 26.06.2012 tarihinde el yazısı vasiyetname yapmış olduğu ve bu el yazısı vasiyetnameyi aynı gün Ankara 13. Noterliğinin 26.06.2012 tarih 20995 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vasiyetname emanet tutanağı düzenleyerek noterliğe teslim ettiği, vasiyetnamenin Ankara 7.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2016/866 esas sayılı dosyasında açılıp okunduğu, davanın süresinde açıldığı, davacının vasiyetnamenin şekil, hukuki ehliyetsizlik ve irade sakatlığı sebebiyle iptali gerektiğini belirterek eldeki davayı açmış olduğu görülmüştür. Mahkemece, bu kapsamda inceleme yapılmadan sırf iki tanığın beyanını ve vasiyetnamenin notere teslimi sırasında alınmış olan doktor raporunu esas alarak karar vermiştir....

      Noterliğinde yapılan 13.03.2013 tarih ve 3541 nolu vasiyetname ile Mehmet kizi T8 vasiyet edilmiştir. Söz konusu vasiyetname murisin ölümü ile Amasya sulh Hukuk Mahkemesi 2016/1573 esasında kayıtlı davada açılıp okunmuş, açılıp okunduğunun tespit ve tesciline karar verilmiştir. Vasiyet edilen T8 tarafından belirtilen taşınmaza ilişkin olarak vasiyetname ilgi tutulmak sureti ile müvekkiller aleyhine tapu iptali ve tescil davası açılmış olup dosya Amasya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/201 esasında derdesttir. Müvekkillerimin amcası tarafından düzenlenen söz konusu vasiyetname kanunun aradığı şekil şartlarını taşımamaktadır. Türk Medeni Kanununun 533 ve davamı hükümlerine göre vasiyetname yapacak kişilerin fiil ehliyetine haiz olmaları gerekir. Oysa vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte muris T10 81 yaşında olup fiil ehliyetine haiz değildir....

      Konuk'un düzenlediği vasiyetname içeriği, vasiyetname ile ilgili olarak açılıp kesinleşen dava dosya içerikleri ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; kök miras bırakan ... 17.03.1966 tarihli vasiyetnamesi ile, belirlediği amaca uygun vakıf kurulması ve 33 nolu ev hariç, tüm mal varlığını adını taşıyacak vakfa tahsis ettiği, yine vasiyetnamede belirlediği koşullarda yaşaması halinde, bu mal varlığının kullanım hakkını ölünceye kadar eşi ...'a bıraktığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; kök miras bırakan .... öldüğü 11.08.1972 tarihinde yürürlükte olan 743 sayılı Türk kanunu Medenisinin 74. maddesinde; “ Vakıf, resmi senetle veya vasiyet yolu ile kurulur ve vakfedenin ikametgahı asliye mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır....

        Aynı işlemle yapılan birbirleriyle içiçe geçmiş ve biri diğerine bağımlı vasiyetnameler ortak vasiyetname sayılır.” Somut olayda ise birden fazla şahsın malvarlığı üzerinde birlikte tasarruf, ayni işlemle birbiriyle içiçe geçmiş ortak vasiyetname bulunmamaktadır. Davalı ... kendisine ait gayrimenkulü eşi muris... lehine ve ... vasiyet etmiş olup eşi kendisinden önce vefat ettiğinden ona intikal etmiş bir mal varlığı ve ondan da ... intikal eden mal bulunmadığından davacıların vasiyetnamenin iptalini istemelerinde hukuki yararları bulunmamaktadır. Davalı ...'ın diğer davalı ... Vakfına vasiyet iradesi geçerli olup şekil şartlarına uygun vasiyetname yasal şartları taşımaktadır. Davacıların davasının reddine karar verilmesi gerekirken ortak vasiyetname mahiyetinde olmayan vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi doğru değildir. Mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekirken Onama kararı verilmesi yönündeki değerli heyetin görüşüne katılmıyorum. 22.11.2017...

          Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 230 194,09 TL’nin tahsiline yine birleşen davanın kabulü ile 8 000,00 TL’nin tahsiline karar verilmiş, hüküm, süresinde davacılar ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, Noterin sorumluluğuna dayanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Dosyadaki belgelerden vasiyetçi muris ...’un resmi şekilde yaptığı vasiyetten yine resmi şekilde rücu etmek istediği ancak davalı Noter tarafından düzenlenen vasiyetten rücu belgesinin TMK’nun 532 ve devamı maddelerine uygun olarak düzenlenmediği; TMK’nun 533. maddesinde “mirasbırakan arzularını resmi memura bildirir. Bunun üzerine memur vasiyetnameyi yazar veya yazdırır ve okuması için mirasbırakana verir. Vasiyetname mirasbırakan tarafından okunup imzalanır. Memur, vasiyetnameyi tarih koyarak imzalar”....

            Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/494 Esas sayılı dosyasında dinlenen tanıklar Öztürk ve Halil'in beyanından anlaşılacağı üzere, murisin, vasiyetname düzenleme isteğinden önceden de bahsettiği, yani sözlü vasiyetname iradesini tanıklara bildirdiği 18.04.2013 tarihinden önce, yakın ölüm tehlikesi olmaksızın murisin yazılı ya da resmi vasiyetname düzenleme imkanı varken düzenlemediği, tüm dosya kapsamıyla 19.04.2013 tarihinde murisin notere giderek resmi vasiyetname düzenlemek istediğinin, ancak sağlık raporu istenmesi üzerine işlemlerin tamamlanamadığının sabit olduğu, bu durumda, ölümünden bir gün önce dahi notere gidebilecek durumda olan ve tanık Halil'in beyanında geçtiği şekilde "sürekli olarak vasiyetname düzenleme isteğinden bahseden" murisin sözlü vasiyetname iradesini açıkladığı 18.04.2013 tarihine kadar yazılı ya da sözlü vasiyetname düzenleme imkanının olduğu kanaatine varıldığı, bu nedenle hem sözlü vasiyetname için gerekli yasal şartların oluşmadığı, hem de tanıkların murisin sözlü...

              Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dilekçesinde; murisin 01.06.2012 tarihinde Havza Noterliğinde düzenlenen vasiyetname ile taşınmaz mallarının büyük bir kısmını davalıya vasiyet ettiği, murisin vasiyetname tanzim tarihinde 86 yaşında olduğu, kanser tedavisi gördüğü akli melekelerinin yerinde olmadığı, vasiyetnamenin davalının baskı ve zorlaması ile düzenlendiği ileri sürülerek vasiyetnamenin TMK'nun 557/1-2 maddesi gereği iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; murisin vasiyetname yaptığı tarihte hukuki ehliyete haiz olduğu, davacı tarafın murisin baskı altında olduğuna dair iddiasını da ispatlayamadığı, gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu