uzmanı değil, örneğin vakıf ziraat uzmanı, vakıf Osmanlıca uzmanı, vakıf Arapça uzmanı, vakıf eski eser onarım uzmanı, vakıf taşınmaz kültür varlıkları uzmanı gibi belirlemelerin yapılmasının gerektiği ve Yönetmeliğin buna göre düzenlenmesinin gerekli olduğu ileri sürülmektedir....
Üniversitesi'nde Profesör Doktor unvanıyla görev yapan davacının, 31.08.2015 tarihinde sona eren sözleşmesinin yenilenmeyeceği yolunda tesis edilen ... tarih, ... sayılı işlemin iptali ile parasal haklarının ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Öğretim Elemanlarının seçimi" başlıklı 23. maddesinde "Öğretim elemanlarının seçimi, değerlendirilmesi, seçilenlerin uygun görülen akademik unvanlarla görevlendirilmeleri ve yükseltilmeleri yürürlükteki kanun ve yönetmelik hükümlerine uyularak vakıf yükseköğretim kurumunun yetkili akademik organlarınca yapılır. Öğretim elemanlarının atamalarında, devlet yükseköğretim kurumlarındaki atamalarda aranan şartlara ilaveten vakıf yükseköğretim kurumunun akademik yönden gerekli gördüğü şartlar da aranabilir....
Mütevelli heyet; vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir....
Maddesine göre kurulmuş vakıf genel kurul kararlarının iptali ile ana sözleşme değişikliği ile ilgili kararların tescili istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 10. Hukuk Dairesinindir. Ancak 11.04.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 6644 sayılı Kanun ile değiştirilen 60. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine, 27.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davanın kabulü ile 27 parsel sayılı 165m² yerin tapusunun iptali ile tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, belediye satışına dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat istemine ilişkindir. Belediye Encümeni tarafından davacıların murisine yapılan satışın gerçekleştiği 26/01/1999 tarihinde yürürlükte olan 1580 sayılı Belediye Kanunu gereğince Belediye mallarının satışında yetkili olan organın araştırılarak, satışın yetkili organ tarafından yapılıp yapılmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Kabüle göre de, tapu iptali istemi bağımsız bölüme ilişkin olduğuna göre yapının ruhsata bağlanıp bağlanmadığı, ruhsatının bulunmadığı saptandığı takdirde iskan ruhsatı verilmesine engel bir durum olup olmadığı araştırılmadan hükmün kurulması da doğru değildir. Bundan ayrı taşınmazın tamamının mülkiyetinin naklini sağlayacak şekilde taşınmazın tamamının hakkında iptal hükmü kurulması da doğru görülmemiştir....
Anılan Kanun'a dayanılarak 01/02/2012 tarih ve 28191 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği'nin 1. maddesinde; bu Yönetmeliğin amacının; tedavisi doku veya organ nakli ile mümkün olan hastaların hayatını sürdürmesine yönelik nakilleri gerçekleştirecek organ ve doku nakli merkezlerinin, organ ve doku kaynağı merkezlerinin ve doku tipleme laboratuvarlarının açılması, çalışması ve denetimi ile organ ve doku nakli hizmetlerinin yürütülmesinde uyulması gereken usul ve esasları belirlemek olduğu belirtilmiş; "Düzenleme yetkisi" başlıklı 23. maddesinde ise; "Organ ve doku nakli merkezlerinin ilgili doku ve organ grubuna göre açılabilmesi için gereken izinler, organ ve doku dağıtım sistemi ile organ ve doku nakli hizmetlerine dair diğer hususlar Bakanlıkça belirlenir." kuralına yer verilmiştir. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Anayasa'nın 124. maddesi, idarenin özerk ve türev düzenleme yetkisinin anayasal dayanağını oluşturmaktadır....
vakıf taşınmazların asıl maliki tapuda adına kayıt bulunan mutasarrıfı değil vakıf tüzel kişiliği olduğunu, vakıf taşınmazın mutasarrıfının gaip kişilerden olması veya varissiz ölümleri halinde taşınmazın vakfına intikal ettiğini, vakıf adına verilen tescil kararlarının yenilik doğurucu değil, açıklayıcı mahiyette olduğunu, Maliye Hazinesi tarafından alınan gaiplik kararı bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın 21/480 payının Şehzade Sultan Mehmet Vakfı adına tesciline, yargılama sırasında tescil gerçekleşecek olursa Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda, usulüne ve yasalara uygun olarak düzenlenen iki ayrı mütevelli heyet toplantısında, davacıların vakıf mütevelli heyet üyesi olarak seçildikleri, bu üyeliklerinin iptali ve geçersiz olduğu konusunda aynı kurulca bir karar veya mahkeme tarafından da bu konuda herhangi bir hüküm verilmediği, ortada bu konuda vakıf üyeliğinin devam edip etmediğini veya geçerli olup olamaycağını değerlendirme hak ve yetkisi bulunmayan yönetim kurulu başkanlığının mütevelli heyet üyeliklerinin geçerli olmadığı hususunda davacılara gönderdiği bir yazının olduğu, böylece davacıların mütevelli heyet üyeliklerinin halen devam ettiği ve vakıflarda üyelik olamayacağına dair 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 101. maddesinin 3. fıkrasının da Anayasa Mahkemesi'nin 17.04.2008 tarih ve 2005/14-2008/92 sayılı kararı ile iptal edildiği anlaşıldığından; mahkemece davanın kabulü ile vakıf mütevelli heyet üyeliği devam eden davacılar usulüne uygun olarak çağrılmadan yapılan vakıf olağanüstü mütevelli heyet toplantısının...
Vakfı ile ortak olduğu, malvarlığı toplamının 5.042,68 TL bedelinde olup 1930 ila 1960 yılları arasında elde edilen satış ve taviz bedeli tahsilitanın 10.000,00 TL'ye ulaşmadığı, bu miktarın vakıf geliri olmadığı, malvarlığının nakde dönüştürülmüş hali olduğu ve evlada gelir fazlası olarak dağıtılamayacağı, sadece vakıf adına akar alınması varsa vakıf akarlarının onarılmasında kullanılabileceği, vakfın fiilen sona erdiği, vakfın varlığının iktisadi açıdan anlamsızlaştığı, evlada dağıtılacak bir galle fazlasının oluşmadığının" mütalaa edildiği gözetilmek, davacıların vakıf evladı olduğunun tespiti kararlarının kesinleşme tarihinden beş yıl geriye doğru herhangi bir malvarlığı veya gelirin dolayısıyla da gelir fazlasının bulunmadığı, davacıların davalarını ispat edemedikleri benimsenmek suretiyle davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiş olmasında, hükmün kuruluş biçiminde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının 6100 ....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, 2008 yılında yürürlüğe giren 5737 sayılı vakıflar kanunu ile vakıf yönetmeliğinin 53 vd maddeleri uyarınca vakıflar için belirlenen gelir fazlası (galle fazlası ), vakıf evladı veya ilgilisi olduğunu, galleye müstahak vakıf evladı olduklarının tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda; davacıların, 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanunu ile Vakıf Yönetmeliğinin 53 vd maddeleri uyarınca vakıflar için belirlenen gelir fazlası (galle fazlası) vakıf evladı veya ilgilisi olduğunu ve galleye müstahak vakıf evladı olduklarının tespiti talebinde bulundukları, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın usulden reddi ile görevli ve yetkili mahkemenin Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verildiği, verilen kararın davacılar vekili tarafından istinafa taşındığı görülmüştür....