Görülüyor ki; kadastro tutanağı ile Tapu Sicil Müdürlüğünün yanıtı arasında açık bir çelişki bulunmaktadır. Öncelikle, bu çelişkinin nedeni üzerinde durulması şayet, Tapu Sicil Müdürlüğünün bildirdiği gibi vakıf şerhi kadastro tutanağının kesinleşmesinden 10 yıl geçtikten sonra konulmuşsa, olaya 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi ve 02.04.2004 tarih 1/1 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının uygulanıp uygulanmayacağının düşünülmesi gerekir. Yapılacak inceleme sonucu 59 ada 28 parsel kadastro tutanağına kadastro sırasında vakıf şerhinin konulduğu veya vakıf şerhi konulduğu halde bu şerhin kaydın tedavüllerinin işlenmediği sonucuna varılırsa, uyuşmazlıkta 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi uygulama olanağı bulunmadığından, vakfın türünün araştırılması gerekir. Çünkü; vakıf taşınmazlardaki ... idaresinin hakkı taviz bedeliyle sınırlıdır....
Olmayan bir şerhin terkini istemi ile dava açmakta davacıların hukuki yararı bulunmadığından anılan parsellerle ilgili davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekir. Dava konusu 1 pafta 1923 parselde bir kısım davacıların murisi olduğunu iddia ettiği ...'nin 1/6; ...'in 1/6, ...'in 1/6, ... ve ... çocukları ..., ..., ..., ... ve ...'ın 12/120'şer payı bulunmaktadır. 750 ada 12 parsel sayılı taşınmaz bir kısım davacılar murisi ..., 375 parsel davacılardan ..., ..., ..., ..., ... ile bunların miras bırakanı ... ile dava dışı ... ve ... adlarına kayıtlıdır. Bu taşınmazlardan 12 parsel sayılı olanında vakıf şerhinin kayıtlara işlendiği şüphesizdir. 375 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydında mevcut şerhin 3/6 payının terkin edildiği, kalan 3/6 payda şerhin bulunduğu bildirilmiştir. 1023 parselde ise halen kayıtlara şerhin işlenmediği ancak bunun geldisi olan 41 parsel tutunağında vakıf şerhinin bulunduğu ne var ki şerhin üzerinin hangi sebeple olursa olsun çizildiği anlaşılmaktadır....
Kayda işlenen şerh Türk Medeni Kanunu'nun 1027. maddesindeki yönteme uygun düşmediğinden şerhin açıklanan olgu gözetilmek suretiyle kaldırılmasında yasaya aykırılık yoktur. Bu nedenle davalı ... İdaresi vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Ancak, dava tapudaki vakıf şerhinin sicilden silinmesi istemine ilişkindir. Dava konusu 627 ada 1 parsel sayılı taşınmaz paylı mülkiyete tabi olup, davacı dışında diğer paydaşların vakıf şerhinin silinmesine dair davası yoktur. Bu nedenle, tapu kaydındaki şerhin sadece davacının müşterek payına hasren kaldırılması gerekirken HUMK.nun 72. maddesine aykırı olarak taşınmazın tamamı üzerinden şerhin terkini yasaya aykırı ise de; düşülen yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK.nun 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....
Kayda işlenen şerh Türk Medeni Kanunu'nun 1027. maddesindeki yönteme uygun düşmediğinden şerhin açıklanan olgu gözetilmek suretiyle kaldırılmasında yasaya aykırılık yoktur. Bu nedenle davalı ... İdaresi vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Ancak, dava tapudaki vakıf şerhinin sicilden silinmesi istemine ilişkindir. Dava konusu 275 ada 8 parsel sayılı taşınmaz paylı mülkiyete tabi olup, davacı dışında diğer paydaşların vakıf şerhinin silinmesine dair davası yoktur. Bu nedenle, tapu kaydındaki şerhin sadece davacının müşterek payına hasren kaldırılması gerekirken HUMK.nun 72. maddesine aykırı olarak taşınmazın tamamı üzerinden şerhin terkini yasaya aykırı ise de; düşülen yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK.nun 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....
Vakfı» şerhinin kaldırılması istemiyle açılmış bulunmaktadır. Taşınmaz yükümlüsü olan maliklerin kayıtlarda mevcut gayrisahih vakfa ait şerhin silinmesinde izliyeceği iki yol vardır. Kayıt malikleri ya doğrudan lehine şerh düşülen ... Genel Müdürlüğüne baş vurarak taviz bedeline tabi olmayan vakfa ait kaydın kaldırılmasını bu idareden talep eder veya yine aynı şekilde tapu siciline yazılan şerhin taviz bedeli ödenmesini gerektirmeyen vakıflardan olduğunu ileri sürerek bu istemini mahkemede dile getirebilir. Burada kayıtlarda bulunamayan vakıf şerhinin yazılması ayrı bir evre ve sebeplere, vakıf şerhinin kaldırılması da yazılmasından ayrı nedenlere dayanılarak dava konusu yapılabilir. Çünkü kayıtlara vakıf şerhi o vakfın sahih veya gayrisahih vakıf olduğuna bakılmaksızın (dava konusu olayda olduğu gibi) yazılabilir....
İdaresi vekilinin davacılar adına müstakilen kayıtlı 4108 sayılı parselle ilgili tüm temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi yine dava konusu 3342 parselle ilgili sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Ancak, dava tapudaki vakıf şerhinin sicilden silinmesi istemine ilişkindir. Dava konusu 3342 parsel sayılı taşınmaz paylı mülkiyete tabi olup, davacı dışında diğer paydaşların vakıf şerhinin silinmesine dair davası yoktur. Bu itibarla, vakıf şerhinin sadece davacıların payına hasren kaldırılması gerekirken HUMK.nun 72. maddesine aykırı olarak taşınmazın tamamı üzerinden şerhin terkini yasaya aykırı olduğu gibi ayrıca dosyadaki davacılar adına müstakilen kayıtlı 1646 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı üzerinde vakıf şerhleri yazılı değildir. Bu nedenle 1646 sayılı parselin üzerinde vakıf şerhlerini gösteren tapu kaydı idareden getirtildikten sonra inceleme neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde tesis edilen hükmün bozulması gerekmiştir....
belirtildiği görülmekle, taşınmazın tapu kaydı üzerinde halen geçerli bir vakıf şerhi bulunup bulunmadığı da açıkça sorularak tapu kaydı getirtildikten sonra, dosyanın Dairemize gönderilmesi için MAHALLİNE İADESİNE, 14.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
in .../... payı üzerindeki "vakıf şerhi" şeklindeki şerhin silinmesine" cümlelerinin yazılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, ....05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
-2- 2005/10861-2006/1580 ivaz karşılığında birinci derecede ve birinci sırada ipotekli sayılacağı, ayrıca tavizler tamamen ödenmedikçe, o mallar üzerindeki temliki tasarrufların Tapu Dairelerince tescil olunamayacağı..." öngörülmüştür. Burada belirtilmelidir ki, vakıf malın mülke dönüşümü ve mutasarrıfına intikali için alınacak taviz bedeli icare ve mukataa karşılığı olup, sahih vakıflarda ilgilisi bu bedeli ... idaresine ödenmek üzere depo ettiğinde yine tapu kayıtlarındaki vakıf şerhinin kaldırılması gerekecektir. Kabul şekline göre; mahkemece davacının ödemesi gereken taviz bedelinin ne olduğu ... İdaresinden sorulup saptanarak bu bedelin davacı tarafından yatırılıp yatırılmayacağı, yatırılırsa kayıtlardaki vakıf şerhinin bedel ile kaldırılması gerektiğinin düşünülmemesi de bozma nedenidir. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır....
Türk Medeni Kanununun 848. ve 849.maddeleri hükümleri gereğince asıl tapu kayıtlarında bulunan vakıf şerhinin revizyonun ve ifraz tapu kayıtlarına işlenmemesinin bir önemi yoktur. Çünkü, eğer asıl tapu kayıtlarında vakıf şerhi yazılı ise bu şerhin revizyon kaydına veya revizyon kaydının ifrazlarına aktarılmamasının veya taşınmazın malikinde değişiklik olmasının önemi yoktur. Şerh, taşınmaz yükü olarak hüküm ve sonuç meydana getirmeye devam eder. “Sultan Süleyman Vakfı” tapu kaydını veya vakıfnamesini dosyaya verecek taraf ise kuşkusuz davalı ... idaresidir. Bütün açıklamalardan sonra mahkemece yapılması gereken iş; davalı ... idaresi, kayıtlarında geçen “Sultan Süleyman Vakfı” ile dosyaya vakıfnamesini sunduğu “Hafsa Sultan Vakfı”nın aynı vakıf olduğunu ve karışıklıkların yapılan kısaltmalardan kaynaklandığını savunduğundan öncelikle “Sultan Süleyman Vakfı” ile “Hafsa Sultan Vakfı”nın aynı vakıf olup olmadığını bilirkişiye tespit ettirmek olmalıdır....