"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı; dava dilekçesinde üyelikten çıkarılmasına ilişkin davalı ... yönetim kurulunun 04.08.2005 tarih 10/5 sayılı kararının iptali ile yeniden üyeliğe kabul kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Vakıf senedinin 25. maddesinin (i) fıkrasında, vakıftan üye çıkarılmasına yönetim kurulunca karar verileceği belirtilmiş, 14. maddede vakfın en yetkili organının genel kurul olduğu hükme bağlanmıştır. Genel kurulu bulunan vakıflarda, yönetim kurulunun verdiği kararlar aleyhine doğrudan yargı yoluna başvurulamaz....
Ayrıca aynı Kanun'un 19/4. maddesine göre de yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir. Hakim doğrudan (re'sen) yetkisizlik kararı veremez. 4721 sayılı TMK’nin 51. maddesinde; tüzel kişinin yerleşim yerinin, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olduğu hükme bağlanmıştır. İntifa haklarının (tevliyet, sükna ve galle) tespit ve tahsili için; mülhak ... aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, vakfın yerleşim yeri (kurulduğu yer) mahkemeleri kesin yetkilidir. Dava konusu vakıf, Mülga 743 Sayılı TMK’nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve yönetimi vakfedenin soyundan gelenlere şart edilmiş vakıf, yani “mülhak vakıf”tır. Dosyada bulunan ve ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, yöneticinin sorumluluğu ile zararın tazminine ilişkin davada kayyum ataması ile 13/06/2022 tarihli genel kurul kararlarının iptali davasında genel kurul kararlarının uygulanmasının durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacılar İsmail Safa Tüfekçioğlu ve Şükran Tüfekçioğlu ayrı ayrı açtıkları ve birleşen davalar ile Tüfekçioğlu Turizm. San. ve Tic....
Ticaret şirketleriyle tüzel kişilerde somut işveren sıfatını taşıyan organ bir kurul olabileceği gibi tek başına bir kişiye verilen yetki çerçevesinde gerçek kişinin de organ sıfatını kazanması mümkündür. Limitet, hisseli komandit ve kolektif şirketlerde yönetim yetkisi şirket ortaklarından birine bırakıldığında, bu kişi müdür sıfatıyla kişi-organ sayılır. Türk Ticaret Kanunu'nun 319 uncu maddesine göre, anonim şirketler yönünden yönetim ve temsil yetkisinin yönetim kurulu üyelerine bırakılması hâlinde, bu kişi veya kişiler kişi-organ sıfatını kazanır. Şirketi temsil ve yönetime yetkili kişi-organ sıfatını taşıyan kişiler işveren konumunda bulunduklarından işçi sayılmazlar. İş Kanunu'na tabi genel müdür olarak çalışanların aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olmaları hâlinde kişi-organ statüsünü taşıyıp taşımadıklarının araştırılması gerekir....
Vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileri Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından atanır. Mütevelli heyet; vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir....
Vakıf yönetimi: Mülhak, cemaat ve esnaf vakıfları ile yeni vakıflarda; vakfiye, 1936 Beyannamesi, vakıf senedi, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu ve bu Kanuna göre vakfı yönetmeye ve temsile yetkili organı, Vakıf yöneticisi: Mülhak, cemaat ve esnaf vakıfları ile yeni vakıflarda; vakfiye, 1936 Beyannamesi, vakıf senedi, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu ve bu Kanuna göre vakfı yönetmeye ve temsile yetkili kişi veya yetkili organlarda görev alan kişileri, ... ifade eder." 10 maddesinde ise; "Vakıf yöneticileri; vakfın amacına ve yürürlükteki mevzuata uymak zorundadır....
Vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileri Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından atanır. Mütevelli heyet; vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir....
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Uyuşmazlık, öğrenci olan davacının ilişiğinin kesilmesine yönelik Üniversite Yönetim Kurulu kararının iptali isteminden kaynaklanmıştır. 2547 sayılı Yükseköğretim Yasasının 18. maddesinde; Fakülte Yönetim Kurulunun dekanın başkanlığında fakülte kurulunun üç yıl için seçeceği üç profesör, iki doçent ve bir yardımcı doçentten oluşacağı ve idari faaliyetler de dekana yardımcı bir organ olduğu, ayrıca aynı Yasanın 15. maddesinde ise, Üniversite Yönetim Kurulunun idari faaliyetlerde rektöre yardımcı bir organ olduğu hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, Fakülte Yönetim Kurulunun 15.4.2003 tarihinde faaliyete geçtiği bu tarihten önce Fakülte ile ilgili kararların Üniversite Yönetim Kurulunca alındığı anlaşılmaktadır....
Ticaret şirketleriyle tüzel kişilerde somut işveren sıfatını taşıyan organ bir kurul olabileceği gibi tek başına bir kişiye verilen yetki çerçevesinde gerçek kişinin de organ sıfatını kazanması mümkündür. Limitet, hisseli komandit ve kolektif şirketlerde yönetim yetkisi şirket ortaklarından birine bırakıldığında, bu kişi müdür sıfatıyla kişi-organ sayılır. Türk Ticaret Kanunu'nun 319. maddesine göre, anonim şirketler yönünden yönetim ve temsil yetkisinin yönetim kurulu üyelerine bırakılması halinde, bu kişi veya kişiler kişi-organ sıfatını kazanır. Şirketi temsil ve yönetime yetkili kişi-organ sıfatını taşıyan kişiler işveren konumunda bulunduklarından işçi sayılmazlar. 4857 sayılı Kanun'a tabi genel müdür olarak çalışanların aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olmaları halinde kişi-organ statüsünü taşıyıp taşımadıklarının araştırılması gerekir....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamından; davalının üyelik devralmak suretiyle davacı kooperatif ortağı olduğu, kooperatif yetkili organları kararlarına dayalı olarak kooperatif tarafından ortaklarından aidat, şerefiye, su, iskân ve sahil düzenleme bedeli adı altında muhtelif kalemlerde para tahsilatı yaptığı, davalının eksik ödemede bulunduğu ve halen kooperatife takip talepnamesinde belirtilen miktar ve şekilde borçlu gözüktüğü, davalının üyesi bulunduğu davacı kooperatife olan ortaklıktan kaynaklı tüm borçlarını ödemekle sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, kooperatif yetkili organ kararlarına dayalı kooperatif alacağı tümüyle birlikte yargılamayı gerektirdiğinden, davacının inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı temyiz etmiştir....