Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; ... İlçesi ... Mahallesinde bulunan 303 ada 43 parsel sayılı taşınmazın mağaza vasfı ile 18.0.1943 tarihinde ... adına kayıtlı iken vergi borcuna mahsuben Hazineye geçtiğini, ancak daha sonra aslının vakıf olduğundan bahisle ... Han Vakfı adına yolsuz şekilde tescil edildiğini ileri sürerek tapu iptali - tescil isteminde bulunmuştur. II....
Mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun 1027. maddesi gereğince tapu kaydı üzerinde yapılacak değişiklikler ancak mahkeme kararı ile gerçekleştirilebilir, bu nedenle tapuya idari merciilerce düşürülen vakıf şerhinin yasaya aykırı olduğu nedeni ile davanın kabulüne, 137 ada 6 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydı üzerine davalı kurum tarafından 03.02.2006 tarih ve 606 yevmiye nolu işlem ile konulmuş bulunan "Sultan ... Vakfı" şerhinin terkinine 11.03.2008 tarihinde karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve özellikle dava konusu 137 ada 6 parsel sayılı taşınmazın dosyada bulunan kadastro beyannamesinde tutanağına vakıf şerhinin işlenmediği, bu şerhin 137 ada 6 sayılı parsel kaydına 03.02.2006 tarihinde işlendiği ve işlemin mahkeme hükmüne değil, idarenin tek taraflı istemesi, bu isteğin yetkili Tapu Sicil Müdürlüğünce kabul edilmemesi üzerine idari işlemin İdare Mahkemesi Kararı ile iptali üzerine işlendiği görülmektedir....
Dava konusu vakıf, mülga 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve yönetimi vakfedenin soyundan gelenlere şart edilmiş vakıf yani “mülhak vakıf"tır. Dosyada bulunan ve ......... Genel Müdürlüğü'nden gelen belgelerde dava konusu mülhak vakfın ......'da (...... Adliyesi yargı çevresinde) kurulu olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda dava, ilk önce ...... 16. Asliye Hukuk Mahkemesine açılmış olup, ......... Genel Müdürlüğü vekilinin yetki itirazı üzerine ...... ...... Asliye Hukuk Mahkemesi yetkili olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiş, tarafların temyiz etmemesi üzerine kesinleşen yetkisizlik kararı üzerine ...... ...... 26....
Vakfının yönetim kurulu üyesi olduğunu, üç yıllık görev süresinin 19.06.2022 tarihine kadar devam ettiğini, 25.02.2022 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, 5 yönetim kurulu üyesinin istifa etmesi üzerine (istifa etmeyen 9 üye olduğu) yönetim kurulu seçimi yapılarak yeni yönetim kurulu oluşturulduğunu, bu durumun vakıf senedinin 12 inci maddesi hükmüne aykırı olduğunu vakıf senedine aykırı olarak yapılan yeni yönetim kurulu seçimine dair 25.02.2022 tarihinde alınan vakıf genel kurul kararının iptalini istemiştir....
Öte yandan Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğinin “Öğretim elemanları” başlıklı 23. maddesinde; “Öğretim elemanlarının seçimi, değerlendirilmesi, seçilenlerin uygun görülen akademik unvanlarla görevlendirilmeleri ve yükseltilmeleri yürürlükteki kanun ve yönetmelik hükümlerine uyularak vakıf yükseköğretim kurumunun yetkili akademik organlarınca yapılır. Öğretim elemanlarının atamalarında, devlet yükseköğretim kurumlarındaki atamalarda aranan şartlara ilaveten vakıf yükseköğretim kurumunun akademik yönden gerekli gördüğü şartlar da aranabilir. Vakıf meslek yüksekokullarında özellikle uygulamalı derslerde görevlendirilecek öğretim elemanlarının atanmasında çalışma deneyimine sahip olması gözetilir. Vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alacak olan akademik ve idari personelin çalışma esasları 2547 sayılı Kanunda devlet üniversiteleri için öngörülen hükümlere tabidir....
Hukuk Dairesince; uyuşmazlığın çözümü için vakıf ve aktüaryel uzmanlarının bulunduğu yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak, vakıf senedi, yönetmelik ve yönetim kurulunca belirlenen maaş katsayıları gibi hususlar dikkate alınarak alınacak rapora göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporu sonucu davanın kısmen kabulü ile 57,03 TL'nin 21.12.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davanın kısmen kabulüne dair mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Vakıf hukukunda aslolan yürürlükte bulunan vakıf senedi ile buna göre yapılan düzenlemelerin tüm üyelerine doğru ve eşit biçimde uygulanmasıdır....
Vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileri Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından atanır. Mütevelli heyet; vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/07/2018 NUMARASI : 2018/87 ESAS - 2018/360 KARAR DAVA KONUSU : Vakıf (Vakıf Senedi Tescili İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vakıf temsilcisi dava dilekçesinde özetle, T1 Vakfı, 3294 sayılı T1 Kanunu hükümlerine istinaden, Vakıf Senedinin TC Ardahan Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/07/1986 tarih, 1986/141 Esas 1986/122 Karar sayılı tescil kararına istinaden kurulduğunu ve faaliyetine başladığını, 01/12/2005 tarih ve 5263 sayılı T1 Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 19....
Vakıflarının ise mülhak vakıf oldukları anlaşıldığına göre, mazbut vakıf yönünden verilen yetkisizlik kararında bir isabetsizlik yok ise de, mülhak vakıflar yönünden vakıf senedine göre vakfın kurulduğu yer itibariyle İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğu düşünülmeden bu vakıflar yönünden dosyanın tefriki ile davaya bakılarak toplanacak deliller doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, bu vakıflar yönünden de yetkisizlik kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Buna karşın, belirli süreli hizmet sözleşmelerinin yenilenmemesine ilişkin işlemlerin, yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle idari yargı mercilerince iptal edilmesi durumunda, yetkili idari makam ya da organ tarafından, sözleşmenin yenilenmesi veya yenilenmemesi yönünde bir karar alınması gerekmektedir. Bu aşamada, iptal kararının hukuksal sonucu olarak yetki yönünden hukuka aykırı bulunan sözleşmenin yenilenmemesi işlemi ortadan kalmış olmakla birlikte, idare ile ilgili arasındaki belirli süreli hizmet sözleşmesinin sona ermiş olması nedeniyle ortada bir sözleşme ilişkisi de bulunmamaktadır....