Kuşaktan mirasçısı olduğunu, 1248 tarihli vakfiye ile kurulmuş olan "Kulaksızzade Mustafa Ağa Vakfı'nın vakıf evladı sıfatına haiz olduğunu beyan ile Vakıf Evladı olduğunun tespiti ve buna bağlı yasal sonuçlara hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vakıf, Galle Fazlasına Müstehak Vakıf Evladı Tespiti İstemli K A R A R Galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarının tespiti istemli olarak açılan davada mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı ... vekilince ayrı diğer iki davacı ... ile ... ise birlikte temyiz etmişlerdir. Mahkemece temyiz harcı ve masrafı yatırılmadığı gerekçesi ile kararı birlikte temyiz edenlerden sadece ...'a gerekli masraf ve harçları yatırması için ihtarlı tebligat çıkartılmış, diğer davacı ... adına ise tebligat çıkarılmamıştır. Hükmü temyiz edenlerden ... tarafından gerekli masraf ile temyiz harcının alındığına veya alınmamış ise adına ihtarlı tebligat çıkarıldığına dair dosya kapsamı ve UYAP kayıtlarında herhangi bir belgeye rastlanmamıştır....
Noterliğinde düzenlenen 25.09.2013 gün ve 7469 yevmiye numaralı değişiklik senedinin tesciline karar verilmiş ise de, davacı vakfa ait vakıf senedinin 11. ve 13. maddelerinde yer alan vakıf senedinin değiştirilmesine ilişkin usule uyulmadığı, değişiklik için yönetim kurulunun teklifi, bu teklifin genel kurul tarafından kabulünün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında, vakıf senedinde öngörülen şekilde vakıf yetkili organları tarafından mahkemece tesciline karar verilen değişiklik hakkında yöntemince karar alınmadan doğrudan noterde hazırlanan değişiklik senedinin tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir. ./.....
Yasanın geçici 5.maddesi hükmüne göre vakıf şerhleri ile ilgili devam etmekte olan davalarda diğer kanunlarda yer alan zaman aşımı ve hak düşürücü sürelere ilişkin hükümlerin bu kanun açısından uygulanmayacağı kuralı getirildiğinden burada 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin dolayısı ile 02.04.2004 tarih ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının uygulanma olanağı yoktur. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, çekişme konusu taşınmazların tapulama tespiti sırasında tutanağına vakıf şerhinin işlenmediği, bu şerhin kayıtlara 03.02.2006 tarihinde işlendiği ve işlemin mahkeme hükmüne değil idarenin tek taraflı istemesi, bu isteğin yetkili tapu sicil müdürlüğünce kabul edilmemesi üzerine idari işlemin İdare Mahkemesi kararıyla iptali üzerine işlendiği görülmektedir. Kısaca söylemek gerekirse, çekişmeli parsel kayıtlarındaki düzeltme, ilgililerin rızaları dışında Mahkeme hükmü olmaksızın yapılmıştır....
"İçtihat Metni"DAVA TÜRÜ : Galle Fazlasına Müstehak Vakıf Evladı Olduğunun Tespiti İstemli MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, Mülhak ...Vakıflarının galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkin olup, davacıların iddia ettikleri üstsoylarının vakıf evladı olduklarına dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.11.1948 tarih 1948/658 E.-1193 K.sayılı dosyası veya okunaklı kesinleşmiş karar örneği ile bu ilamda atıf yapılan 26.06.1944 tarihli mahkeme kararının dosya içerisinde olmadığı anlaşılmıştır. Buna göre; 1.......
17 parsel sayılı taşınmazların davalı vakıf T2 adına kadastro tespiti gördüğü, halbuki taşınmazların yüzyıllardan beri dedelerinden babasına, babasından da kendisine rızai taksim neticesinde kaldığı, yüzyıllardır nizasız, fasılasız, ceddinin zilyedliği ve tasarrufunda malik sıfatıyla kullanılmakta iken onlardan kendisine rızai taksim sonucu intikal ettiği, kendisi tarafından da halen nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla kullanıldığı, vakıf mallarının zilyedlikle kazanımını yasaklayan ilk düzenleme olan 903 sayılı yasanın 1967 yılında yürürlüğe girdiği, ancak cedlerinin taşınmazlardaki zilyedlik ve tasarruflarının bu tarihten çok öncesi bir süreye dayandığı, bu nedenle kadastro çalışmaları esnasında davalı vakıf adına yapılan tespitin yersiz ve haksız olduğu, benzer yerler ve mevkiilerle ilgili mahkeme kararlarının bulunduğu iddiasıyla; davalı vakıf adına yapılan tespitlerin iptali ile taşınmazların tamamının kendi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir...
Vakıf evladı olduğunun tespiti istemli davalar, kişinin vakfedenin soyundan gelip gelmediğinin tespiti amacını taşır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30/05/2007 tarih ve 2007/18- 293 Esas, 2017/310 Karar sayılı kararında, "...Davacının vakıf evladı olduğuna ilişkin daha önce verilmiş ve Yargıtay denetiminden geçmiş ve kesinleşmiş kararların, kesin hüküm, kesin delil veya güçlü delil teşkil etmesinin mümkün olmadığı böyle bir durumda dahi güçlü delilin aksinin her zaman için kanıtlanabileceği" ifade edilmek suretiyle evladiyeye ilişkin her iddianın önceden verilmiş kararlardan bağımsız olarak kanıtlanması gerektiği vurgulanmıştır. Bir "vakıfın evladı" olmakla bir "vakfın gallesine müstehik vakıf evladı" olmak arasında fark bulunmaktadır....
Yasanın geçici 5.maddesi hükmüne göre vakıf şerhleri ile ilgili devam etmekte olan davalarda diğer kanunlarda yer alan zaman aşımı ve hak düşürücü sürelere ilişkin hükümlerin bu kanun açısından uygulanmayacağı kuralı getirildiğinden burada 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin dolayısı ile 02.04.2004 tarih ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının uygulanma olanağı yoktur. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, çekişme konusu taşınmazın tapulama tespiti sırasında tutanağına vakıf şerhinin işlenmediği, bu şerhin kayıtlara 03.02.2006 tarihinde işlendiği ve işlemin mahkeme hükmüne değil, idarenin tek taraflı istemesi, bu isteğin yetkili Tapu Sicil Müdürlüğünce kabul edilmemesi üzerine idari işlemin İdare Mahkemesi kararı ile iptali üzerine işlendiği görülmektedir. Kısaca söylemek gerekirse, çekişmeli parsel kayıtlarındaki düzeltme, ilgililerin rızaları dışında mahkeme hükmü olmaksızın yapılmıştır....
Mahkemece temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından, bu nedenle davalı kiracı vakıf yetkili başkanının istinaf kanun yolu başvuru isteminin esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2.Kaldırma Kararı Bölge Adliye Mahkemesinin 10/09/2019 tarihli ve 2019/552 E., 2019/1117 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri keşfen belirlenerek davacı tarafa harcın tamamlattırılması, ondan sonra yargılamaya devam olunması gerektiği, kabule göre; dava konusu taşınmazın davacı vakfa ait olup olmadığı, vakıf icareli olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmediği, dosyada mevcut kadastro tespit tutanakları ve tapu müstenidatı evrakların okunaklı olmadığı, vakıf lehine ipotek şerhi dışında bir kayıt tespit edilemediği dikkate alındığında vakıf şerhinin bulunup bulunmadığı, taşınmazın vakıf icareli ya da mukaatalı taşınmazlardan olup olmadığı, vakıf taşınmazı ise vakıf şerhinin terkin edilip edilmediği, ipotek şerhinin taviz bedeline ilişkin olup olmadığı Tapu Müdürlüğü ve Vakıflar İdaresinden...