DELİLLER: Dava dilekçesi, davalı savunması, kadastro tutanak örnekleri, tapu kayıt örnekleri, yapılan keşif ve sonrası alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, uygulama kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir....
Davacı tarafça zilyetlik şerhinin iptali istemi ile 13.10.2011 tarihinde açılan davanın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık sürede açılmış olduğu kuşkusuzdur. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen Ek 4. madde içeriğinde ve kadastro mevzuatında, tespit kesinleştikten sonra genel mahkemede dava açılabilmesini kısıtlayıcı bir hüküm bulunmadığı gibi; bu şekilde yapılan tespitler hakkında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinin uygulanamayacağına ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bununla birlikte; kural olarak kadastro davaları, lehine tespit ya da Kadastro Komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişiye karşı açılır. Dava 3402 sayılı Yasa'nın Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunduğundan husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı kişilere yöneltilmesi zorunludur....
Mahkemece Hazinenin davaya katılımı sağlanarak açılan davanın kabulüne ... bilirkişi raporunda A ile işaretlenen 4.445 m2 yüzölçümlü taşınmazın 201 ada 2 parsele ilave edilerek ... adına, B ile işaretlenen 3.667 m2 yüzölçümlü kesimin 201 ada 3 parsele ilave edilerek payları oranında ... oğlu ..., ... oğlu ... ve ... oğlu ... adlarına tapuya tesciline ilişkin kararın davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine hüküm bozulmuştur. Hükmüne uyulan 20. Hukuk Dairesinin 29.06.2004 gün 2004/2478-6879 sayılı bozma ilamında “Davanın devamı sırasında 1992 yılında orman kadastrosu yapıldığından uyuşmazlığın orman kadastrosuna itiraz davasına dönüştüğü, orman kadastrosuna itiraz davalarına bakma görevi kadastro mahkemelerine ait olduğu, tescil istemine ilişkin davanın ayrılarak orman kadastrosuna itiraz davası hakkında görevsizlik kararı verilmesi, tescil davasında, orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi” gereğine değinilmiştir....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, yenileme kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 23/08/1975 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....
Ancak eldeki dava, askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde gerçek kişi tarafından açılan orman kadastrosuna itiraz davası olup, mahkemece dava kısmen kabul kısmen reddedildiğine göre, reddedilen bölüm yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı ... Yönetimi lehine 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/3. maddesi gereğince vekalet ücreti verilmesi gerekirken, bu konuda karar verilmemiş olması doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasının 7. bendi olarak “Davalı ......
Kanunun 26/1-B maddesi gereğince kadastro mahkemesi “11 inci maddede belirtilen askı ilânı içinde açılan davalar” da görevli olup, askı süresinden sonra açılan davalarda genel mahkemeler görevlidir. 6831 sayılı Kanunun 11/1 maddesi gereği, altı aylık askı ilân süresi içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davasında da kadastro mahkemesi görevlidir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmelidir. Çekişmeli parselin genel arazi kadastro tesbitinin kesinleştiği 10.02.1984 tarihinden çok sonra açılan tapu iptali ve tescili ile elatmanın önlenmesi davasında genel mahkeme görevlidir. Orman Yönetimince orman kadastrosunun sonuçlarının askı suretiyle ilân süresi içinde, parselin tamamının orman olarak tescili istenip, çekişmeli parselin oman kadastrosunda ne gibi bir işleme tâbi tutulduğu belirlenmediğinden, davanın aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davası olup olmadığı anlaşılamamaktır....
Somut olayda, dava yenileme tespitine karşı askı süresi içinde açıldığından, 5. madde gereğince davaya bakma görevi kadastro mahkemesine ait olup dava görevli mahkemede incelenmiştir. 4. madde hükmüne göre kadastro mahkemesinin görevi, teknik çalışmaları kapsayan yenileme işleminin yasaya ve yönetmeliğe uygun yapılıp yapılmadığını belirlemek suretiyle sadece bu konuda davanın esası hakkında bir karar vermekten ibarettir. Paftaların yenilenmesine itiraz davalarında tapu siciline geçmiş veya geçmemiş mülkiyet ve mülkiyete ilişkin haklar inceleme konusu yapılamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki ... kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı tarafından açılan davada ... Köyü 157 parsel sayılı 5400 m2 yüzölçümündeki kendi adına tapuda kayıtlı olan taşınmazın yörede 2007 yılında yapılan ... kadastro çalışmasında ... sınırları içine alındığını; ancak 1982 yılında yapılan genel kadastro çalışmasında çekişmeli taşınmazın kendi adına tesbit edilmesi üzerine ......
Mahkemece yapılan yargılama sonunda pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi ile dava konusu taşınmazların uygulama tutanağı gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. İlgililer tarafından, uygulama kadastrosu sonucu yapılan işlemlere karşı 30 günlük askı ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesinde açılacak davada, uygulama kadastrosunun yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebilecektir. Bu tür ihtilaflarda "lehine sınır değişikliği yapılan kişi”den maksat, davacı tarafın taşınmazındaki eksilmenin aksine, taşınmazının yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmaz malikleridir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi ile dava konusu taşınmazların uygulama tutanağı gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. İlgililer tarafından, uygulama kadastrosu sonucu yapılan işlemlere karşı 30 günlük askı ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesinde açılacak davada, uygulama kadastrosunun yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebilecektir. Bu tür ihtilaflarda "lehine sınır değişikliği yapılan kişi”den maksat, davacı tarafın taşınmazındaki eksilmenin aksine, taşınmazının yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmaz malikleridir....