Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır.Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....

Davacı Hazine vekili, uygulama kadastrosu sırasında Hazineye ait taşınmazların yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalılara ait taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın görevsizlik nedeniyle reddine ve çekişmeli taşınmazların uygulama tespiti gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece; davacı Hazinenin davasının uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde değil, taşınmazın mülkiyetine yönelik olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de taşınmazlar başında keşif yapılmamış, davacının davasının uygulama kadastrosuna mı yoksa mülkiyete mi yönelik olduğu kesin olarak belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz....

    Daha açık ifade ile, uygulama kadastrosunda mülkiyet uyuşmazlıklarına girilmemekte, taşınmazların geometrik durumunun tespitinde zemin ile pafta arasında görülen uyumsuzluğun giderilmesine çalışılmaktadır. Maddenin uygulanmasına ilişkin ayrıntılar 22/a maddesinin uygulanmasına ilişkin yönetmelikte düzenlenmiştir. Uygulama kadastrosunun açıklanan bu niteliği itibariyle, uygulama kadastrosuna itiraz şeklinde açılacak davalarda, mülkiyet uyuşmazlıklarına girilmeden, ilk tesis kadastrosuyla oluşturulan haritanın zemin ile uyumsuzluğunun neler olduğu, bu uyumsuzluğun hangi nedenlerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sırasında nasıl bir tespit yapıldığı, uygulama kadastrosunun zemin ile harita arasında görülen uyumsuzluğu giderip gidermediği, uygulama kadastrosu da isabetsiz ise bu isabetsizliğin nereden kaynaklandığı gibi hususların aydınlatılması zorunludur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, ... Mahallesi 119 ada 10 parselin orman olmadığı halde 03.05.2005 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu sırasında orman sınırı içine alındığını belirterek işlemin iptalini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir....

      İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir....

        O halde, mahkemece; tapu iptali ve tescil davası elde tutulup, orman kadastrosuna itiraz yönünden kadastro mahkemesi görevli olduğundan tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi, orman kadastrosuna itiraz davasının HMK'nın 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılıp kesinleşmesinden sonra sonucuna göre iptal ve tescil isteği yönünden esas hakkında karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/05/2015 günü oy birliğiyle karar verildi....

          Davanın, uygulama kadastrosuna itiraz olarak açılması nedeniyle, mahkemece, mükerrerlik oluşturan bölüme yönelik talep hususunda mahkemenin görevsiz olması nedeniyle dosyanın ayrılması ve ayrılan dosyada görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği, uygulama kadastrosuna itiraz talebi yönünden ise yöntemince taraf teşkili sağlandıktan sonra esastan değerlendirme yapılması gerekeceği düşünülmeden karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır....

          Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. İlgililer tarafından, uygulama kadastrosu sonucu yapılan işlemlere karşı 30 günlük askı ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesinde açılacak davada, uygulama kadastrosunun yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebilecektir. Bu tür ihtilaflarda "lehine sınır değişikliği yapılan kişi”den maksat, davacı tarafın taşınmazındaki eksilmenin aksine, taşınmazının yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmaz malikleridir. Ancak, uygulama kadastrosunun sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan bir kişi ya da kişilerin bulunmaması halinde ise, Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebilecektir. Mahkemece tesis paftası ile uygulama paftası çakıştırılmak suretiyle eksikliğin nereden kaynaklandığı teknik bilirkişilerce belirlenmeksizin, husumet esas alınmak suretiyle karar verilmiştir....

            Davacının, varsa, tesis kadastrosuna ve dolayısıyla da mülkiyete ilişkin olan taleplerinin, uygulama kadastrosuna itiraz mahiyetindeki eldeki davada dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacının tesis kadastrosuna ve mülkiyete ilişkin talepleri bakımından ise tefrik ve akabinde de görevsizlik kararı verilerek dosyanın yetkili ve görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi sağlanmalı, uygulama kadastrosuna itiraz mahiyetindeki talepler bakımından ise yargılamaya devam edilip toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre yeniden bir karar verilmelidir....

              Dava gerçek kişi tarafından Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre açılmış bulunan kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayalı tescil davası iken yörede 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre genel arazi kadastrosu ile birlikte orman kadastrosuna başlanmış olması nedeniyle hem orman kadastrosu, hem de arazi kadastrosuna itiraz davasına dönüşmüştür. Davanın kadastro mahkemesine aktarılması üzerine mahkemece dava yalnızca orman kadastro tespitine itiraz davası olarak nitelendirilip davanın reddine karar verilmiştir. Dosyaya getirtilen tespit tutanağından çekişmeli yerin 106 ada 105 parsel numaralı ... Devlet Ormanı altında Hazine adına tespit edildiği, davacı ... tarafından kadastro tespitine itiraz davası açılmış olması nedeniyle tutanağın kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Sözü edilen kadastro tespitine itiraz davası kadastro mahkemesinin 2006/78 esas sayılı dava dosyasında derdesttir....

                UYAP Entegrasyonu